"لإنقاذ" - Traduction Arabe en Turc

• kurtarmanın
• kurtaracak
• kurtardığın için
• kurtarmak için
• kurtarması
• kurtaralım
• kurtarabilmek için
• korumak
• kurtar
• kurtarmama
• kurtarılmaya
• kurtaracağım
• kurtardığınız için
• kurtarmayı
• kurtarman için

Aileleri kurtarmanın tek yolunun bu olduğuna inanarak insanlara ihanet ettim!
قمت بخيانة اشخاص معتقد ان هذا هو السبيل الوحيد لإنقاذ العائلات

- O sırada, şehri kurtarmanın tek yolunun bu olduğunu düşünmüştük.
فى هذا الوقت ، كنا نعتقد أنها الوسيلة الوحيدة لإنقاذ المدينة

Ve her şeyden öte unutmayın ki sizden sonra ülkeyi kurtaracak kimse kalmayacak.
وقبل كل شيء، تذكروا أنه، بعدكم، لن يكون هناك أحدا تبقى لإنقاذ الوطن.

Bizi kurtardığın için teşekkürler, kardeşim, ama neden zaman geçidine girmedin?
شكرا لك، شقيق، لإنقاذ لنا، ولكن لماذا لم تدخل البوابة الوقت؟

Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum,
كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها.

Sally'i kurtarması için ricada bulunurken bu kısmı es geçersin.
عندما تقوم بهذا الأجراء لإنقاذ سالي. نعم. فقد تجاهله تماماً.

Hayatlarını kurtarmanın tek yolu korkaklığı bırakıp o tekneye binmen.
والوسيلة الوحيدة لإنقاذ أرواحهم هي بأن تتشجّع وتصعد ذلك القارب

Dünyayı kurtarmanın tek yolu baştan bu dünyanın var olmasını engellemek.
الطريقة الوحيدة لإنقاذ هذا العالم هي منع ما حدث في السابق.

Baban, insan ırkını yok olmaktan kurtarmanın başka bir yolunu bulmak zorundaydı.
كان على والدك العثور على طريقة أخرى لإنقاذ الجنس البشريّ مِن الانقراض

Beni kurtarmanın bir yolunu arıyorlardı, ancak onlara kurtarılmaya ihtiyacım olmadığını söyledim.
.. لقد قالوا أنهم يسعون لإنقاذي لكنني أخبرتُهم أنني لا أحتاج لإنقاذ

Kendini ayıya dönüştürmek, kardeşlerini kurtaracak kadar güçlü olmanı mı sağlayacak?
تعتقدين أنّ تحويل نفسكِ إلى دبّ سيجعلكِ قويّة كفاية لإنقاذ إخوتك؟

Bu mesaj, bu söz, şöyle anlaşılabilir, bu iş yapmanın eski usul yollarından; bu çocuğunuzun hayatını kurtaracak zekice bir yol.
هذه الرسالة، لها أن تنتشر أن الرضاعة الطبيعية ليست الشيء القديم اللامجدي؛ إنها أفضل وأذكى الطرق لإنقاذ حياة طفلك.

Ve hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim.
كما أنني أشكركِ لإنقاذ حياتي في ذلك المكان

Sen, belki, gece yastığına başını koyarken... 7bin kişiyi öldürüp 1 kişiyi kurtardığın için kendinle gurur duyabilirsin.
لذا ربما يمكنك أن تضع رأسك على وسادتك وتشعر بالفخر لإنقاذ رجل واحد بينما 7 آلاف يموتون

Hayat kurtarmak için kendini riske atıyor ve cüzdan mı çalıyor?
جون بابار يخاطر بحياته لإنقاذ أناس لا يعرفهم ثم يسرق حافظتى؟

Hava bükme yeteneklerinin mükemmel olmasına rağmen, birini kurtarması için öğreneceği çok şey vardı.
و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ اي شخص

Odaklanın. Gidip, o öksüzleri kurtaralım.
ركّزوا فلنذهب لإنقاذ أولئكَ اليتامى

Bunun üzerine ameliyatı benim doktorum yaptı, sesimi kurtarabilmek için son bir hamle.
فقام جراحي الخاص بهذه العملية .. وفي الجراحة الاخيرة التي كانت تهدف لإنقاذ صوتي

şeklindeydi. Bu statükoyu korumak üzerine tasarlanmış bir sistemdir, büyük ve müdahaleci bir hükümet statükosunu.
وهذا هو نظام الذي صُمم لإنقاذ الوضع الراهن، بما في ذلك الوضع الحالي لحكومة ضخمة و جائحة.

Sonra da var gücünle onu idam edilmekten kurtar.
تبذل كل ما بوسعك لإنقاذ الرجل من الإعدام

Tek istediğim, onun hayatını kurtarmama yardım etmen.
كل ماأريده أن تساعدنى لإنقاذ حياته أيضاً

Yalnız bile olsam, çok güçlü jutsular ortaya çıkaracağım ve Sasuke'yi kurtaracağım!
سأخترع أسلوب نينجا أقوى لإنقاذ ساسكي حتى لو كنت لوحدي

Hayatımı kurtardığınız için teşekkür ederim. Sağol dostum. Sağol.
أريد أن أشكركم لإنقاذ حياتى شكراً لك يا صديقى , شكراً لك

İnsanlığı kurtarmayı ben de isterim ama yapmam gereken bir iş var.
سأفعل كل شيء لإنقاذ البشرية ولكن هناك شيء يجب أن أقوم به

Hayatlarını kurtarman için son şansın olabilir.
وربما تكون فرصتك الأخيرة لإنقاذ أرواحهم.