"لعلّ" - Traduction Arabe en Turc

    • Belki de
        
    • - Belki
        
    • de bu
        
    Belki de paylaştığımız bu deneyim ayrışmalarımızı ortadan kaldırır, birbirimize daha insanca davranmamızı sağlar. TED لعلّ تجربة الذهول المشتركة هذه ستساهم في شفائنا من انقساماتنا، وتمكّننا من معاملة بعضنا بإنسانيّة أكبر فحسب،
    Belki politikacı dedi ki; ''Belki de yolun kenarında olmayı bu adam seçmiştir. TED ربما قال السياسي، "لعلّ هذا الرجل قد اختار أن يكون على حافة الطريق."
    Belki de durum en başından beri düşündüğümüz kadar kötü değildir. Open Subtitles لعلّ الوضع ليس بالجسامة التي تصوّرناها منذ البداية.
    Çocukça bir hayal Belki de on yaşlarımda okuduğum bir şeyden esinlenen bir hayal. Open Subtitles حلم يقظة صبياني, لعلّ الإلهام جاء من ثمة شيء قرأته وأنا في العاشرة من عمري.
    Bu bitkilerin Belki de yarısı dünya üzerinde sadece bu dağlarda yetişiyor. Open Subtitles لعلّ نصفها يتواجدُ فقط على هذه الجبال دون غيرها.
    Pekâlâ, bir aptal aptaldır, ama Belki de bir salak hala bir şeyler yapabilir. Open Subtitles الأحمق يبقى أحمقاً لكن لعلّ الأحمق يمكنه القيام بشيء
    Belki de pişman olacağımız şeyler söylemeden önce, Maserati'yi almalıyız. Open Subtitles لعلّ يجدر بنا الذهاب لإستعادة المزراتي قبل أن نسترسل في قول كلام سنندم عليه
    Belki de Randy haklıydı. Belki de bilgisayarlar ortaya çıkmış ve herkesi öldürmüştür. Open Subtitles لعلّ راندي كان محقاً، لعل الكمبيوتر عاد الى الحياة وقتل الجميع
    Belki de annem haklıydı. Çünkü o anda kendimi kurt gibi hissetmiştim. Open Subtitles "لعلّ أمّي كانت محقّة، لأنّي وفي تلك اللحظة شعرتُ وكأنّي دودة بالفعل"
    Belki de annem haklı. Belki ilişkisi anlıktı. Open Subtitles أعني، لعلّ أمي مُحقة، لعلّ الخيانة ليست أمر هام.
    Belki de araba teypleriyle kafa kırarken kafan fazla bulanmıştır da ondan unutmuşsundur. Open Subtitles لعلّ ذهنك كان مشتّتا بسرقة مسجّلات السيّارات لتذكر هذا
    Belki de tüm yaşam, hayatta kalmak ve üremek için sürekli biçimde aynı mücadeleyi sürdürüyordu. Open Subtitles لعلّ كلّ حياة كانت مُلزمة بنفس الصّراع الدائم لأجل البقاء وإعادة الأنتاج.
    Belki de Rick Springfield'ın seni üç gündür aramaması gerçek seni görmediğini söyleme şeklidir. Open Subtitles لعلّ عدم اتصاله منذ ثلاثة أيّام طريقته في قول أنه لم يرى ذاتكِ الحقيقية،
    Belki de öngöründe yaşıyor olmanın sebebi bu ilacı alıp iyileşecek olmandır. Open Subtitles لعلّ رؤيتك حيّ في رؤيتك هو لأنّك أخذت ذلك المخدر وتحسنت
    Belki de anneler haklıdır. Belki de artık başkasına razı olmalıyım. Open Subtitles ربما الأمهات على حق، لعلّ أجدر بي الاستقرار فحسب
    Belki de deneyin sonuç verip vermeyeceğini görme vakti geldi. Open Subtitles لعلّ الأوان حان لأرى إن كانت التجربة ستنجح
    Belki de çok fazla ortak yönümüz olduğu içindi. Open Subtitles سوف أشي بكم لعلّ هذا بسبب أن بيننا قواسم مشتركة كثيرة أعرف ما فعلته.
    Belki de hediyelik eşya dükkanına gidip ona küçük oyuncak almalıyım. Open Subtitles لعلّ بوسعي أن أذهب إلى متجر الهدايا و أجلبَ له دبٌ صغيرٌ أو ما شابه
    Belki de tamircisi, sorunumu çözmek için gereken şeyi bana verebilir. Open Subtitles لعلّ عاملها الحرفيّ يستطيع منحي ما أحتاجه لإصلاح مشكلتي أخيرًا
    Belki de bardan bir şişe kapıp ormana doğru gitmiştir. Open Subtitles لعلّ دايمُن مُحقّ، ربّما أخذ زجاجة خمر وتوارى بها في الأحراج
    - Belki yaptıklarımın cezasını ödeme vakti gelmiştir. Open Subtitles لعلّ الوقت قد حان لأدفع ثمن أخطائي
    Yine de bu iki devlet acilen görüşmüş, Hitler'e bir ültimatom göndermişlerdi. Polonya'ya karşı askeri hareketlerini durdurmasını talep ediyorlardı. Open Subtitles لعلّ ستالين الذى ينوى الاستيلاء على البلدان التى تقع على البحر البلطيقى وجزء من بولندا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus