| Sizin için elimizden geleni yaptık. Umarım damak tadınıza uygundur. | Open Subtitles | لقد فعلنا كل ما نستطيع من آجلكم أتمنى أن يعجبكم |
| Biz bunu daha önce yaptık, 850'yi kararlaştırmıştık, çünkü seni kaybettik | Open Subtitles | لقد فعلنا ، كان لا بد أن نقبل بـ850, لأننا فقدناك |
| Hayır, New York'ta sandığımızdan çok daha iyi yaptık. Kesinlikle. | Open Subtitles | لا ، لا لقد فعلنا افضل بكثير فى نيويورك بالتأكيد |
| Bir keresinde can sıkıntısından bunu Meksikalı bir çocuğa yapmıştık. | Open Subtitles | أتعلم لقد فعلنا هذا مرةً لفتىً مكسيكيٌّ للترويحِ عن أنفسنا |
| Bu hafta 2 kez yaptık ve bugün daha salı | Open Subtitles | لقد فعلنا مرتين بالفعل هذا الأسبوع واليوم هو الثلاثاء فحسب.. |
| Dink diye bir adamla evli. Yani, naomi ve ben, elimizden geleni yaptık. | Open Subtitles | ومتزوجة برجل اسمه دينك أعني ، ناعومي وأنا لقد فعلنا كل ما يمكننا |
| Bu ulus işkenceyi zalim olduğu için yasaklamadı, kendimizi korumak için yaptık! | Open Subtitles | هذه الدوله لم تحظر التعذيب لانها قاسيه لقد فعلنا ذلك لنحمى أنفسنا |
| Bir kurumun çalışanları için düzenlediği seminerin ailesel karşılığını yaptık. | TED | لقد فعلنا ما يشبه تراجع الشركات العائلية. |
| Onlardan daha akıllı olduğumuz için yaptık ve bizim hedeflerimiz onlarınkine uymadı. | TED | لقد فعلنا ذلك لأننا أذكى منهم وأهدافنا لم تتماشى مع أهدافهم. |
| Modele yapabileceğimiz her tür düzeltmeyi yaptık ve artık sınırlarına erişti. | TED | لقد فعلنا جميع التحويلات للنموذج والآن نصطدم بحدوده |
| yaptık. İki saatimizi aldı bu simülasyonu yaratmak. | TED | لقد فعلنا ذلك و استغرق الأمر نحو ساعتين ، جيد الى حد كبير ، لخلق المحاكاة. |
| Tüm yapabileceğimizi yaptık çoğu insanın yapabileceğinden fazlasını inadımız sayesinde fakat işe yaramıyor. | Open Subtitles | لقد فعلنا كل ما يمكن وأكثر أكثر من قد فعلت معظم الناس بفضل مثابرة الخاص بك ولكن لا جدوى. |
| Hastanelerde elimizden geleni yaptık. | Open Subtitles | لقد فعلنا ما نستطيع فى المستشفيات المدنية. |
| "Evet, Gordon'u gönderdik. Yapabildiğimizin en iyisini yaptık." diyecekler. | Open Subtitles | حسنا ، لقد أرسلنا جوردون لقد فعلنا ما بوسعنا |
| Bak ne diyeceğim, üniversitede çok kötü şeyler yaptık. | Open Subtitles | دعني اخبرك شيئا لقد فعلنا أشياء اسوا في الجامعة |
| Sizin için elimizden geleni yaptık. Umarım seversiniz. | Open Subtitles | لقد فعلنا كل ما نستطيع من آجلكم أتمنى أن يعجبكم |
| Çocukken Şikago'da da buna benzer bir şey yapmıştık. | Open Subtitles | لقد فعلنا مثل هذا من قبل عندما كنا اطفالا فى شيكاغو |
| Ve iyi bir iş modeline sahip olmamızdan dolayı, onu gerçekten Başardık, ve mikro seviyede bu kadınların dönüşümünü gözlemledim. | TED | ولأنه كان لدينا نموذج أعمال جيد، لقد فعلنا هذا في الواقع، وقد رأيت اؤلئك النسوة يتحولن إلى المستوى الجزئي. |
| Annene iyilik ettik, Sid. | Open Subtitles | لقد فعلنا لأمك معروفاً يا سيد هذه المرأه كانت فاسقة. |
| Biraz canlan, bu olay önemli. Biliyorum, sadece milyon kez konuştuk bunu. | Open Subtitles | لقد فعلنا هذا حوالي مليون مرة و انت تعلم أني لست غبياً |
| - Birbirimize bir şans Verdik. - Evet, Verdik. | Open Subtitles | لقد أعطينا الامر فرصة فى الجامعة نعم , لقد فعلنا |
| - Etrafa göz atmamım sakıncası var mı, Jack? - Biz zaten göz attık. | Open Subtitles | اظن انني سالقي نظرة في الارجاء لقد فعلنا ذلك |
| Şansımızı denedik, kameraları aldık. | Open Subtitles | أيها القائد ، لقد فعلنا ما علينا لقد حاولنا استعادة مجموعة الشرائط وخرجنا بلا شيء |
| Yapmamız gereken neyse onu yaptık. | Open Subtitles | لقد فعلنا ماتوجبَ علينا فعله هذا ما في الأمر |
| O tekneyle dünya kadar balık Yakaladık. | Open Subtitles | لقد فعلنا الكثير من الصيد في هذا القارب |