Kendi çapında bir başyapıt olabilir, ancak sizin aldığınız resim değil. | Open Subtitles | لربّما تكون تحفة في حدِّ ذاتها، لكنّها ليست اللوحة التي نشدتُها |
Bu noktada tarihimizin sonunda olacağız ancak onlar, onlarınkinin başlangıcında olacaklar. | TED | وعندها سنكون قد وصلنا لنهاية تاريخنا، لكنّها البداية بالنسبة لهم. |
fakat kızı 22 kez bıçaklasan da bir kez kayıyor. | Open Subtitles | لكنّها انزلقت مرّة واحدة، بالرّغم من أنّه طعنها 22 مرّة |
fakat onların değil, senin hikayendi ve onların hikayesine dönüşmesi için uğraşmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | لكنّها كانت قصّتكِ , و ليست قصّتهم و توقّفي عن محاولة جعلها كقصّتكِ |
Anne ve babası naziymiş Ama o buraya geldiğinde sekiz yaşındaymış. | Open Subtitles | والداها كانا نازيين، لكنّها كانت تبلغ 8 سنوات عندما جاؤوا هنا |
Evli olabilir, Ama o hala 15 yaşında liseli bir kız. | Open Subtitles | هي قد تزوّجة، لكنّها ما زالت بنت طالبة بعمر 15 سنة |
lakin yolculuk çok zorluydu. "Adadan ayrılmak için bindiğim gemi fırtınaya yakalandı." | Open Subtitles | لكنّها كانت رحلة عصيبة، فبعدما غادرتُ الجزيرة تعرّض قاربنا لعاصفة. |
Elması bilen herkesin... bu gemide öldüğü sanılıyor, Ama bu kadın elması biliyor. | Open Subtitles | وكلّ العارفين بشأن تلكَ الماسة يُفترض أنّهم ماتوا في تلكَ السفينة، لكنّها تعلم. |
Reynolds sayısı basit senaryoları anlamak için kullanışlıdır ancak birçok durumda etkisizdir. | TED | تساعد قيمة رينولد على فهم السّيناريوهات البسيطة، لكنّها للأسف غير فعالة في العديد من الحالات. |
Enzimlerin birçok farklı türü vardır ancak temelde yiyeceklerin enerjiye sindirimi gibi ileri dönük işlem yaparlar. | TED | هناك العديد من الإنزيمات المختلفة، لكنّها بشكلٍ أساسي تُسرع العمليات، مثل هضم الطعام وتحويله إلى طاقة. |
"Bir yaşam esansı, insan ruhuna benzer ancak bir laboratuvar'da yapılırmış. | Open Subtitles | إنّها روحٌ مُطابقة للروح البشرية لكنّها مصنوعة في مختبر كيميائي |
ancak delik yetişkinler için yeterince büyük değil. | Open Subtitles | لكنّها ليست كبيرة بما فيه الكفاية للكبار |
fakat bu yaşam tarzını kucaklarken aldığı riskler, bu özgürlükleri kanıksamış olan birçok erkek akranı tarafından fark edilmedi. | TED | لكنّها خاطرت بتبني أسلوب الحياة هذا فخسرت العديد من نظرائها الرجال، الذين لم يولوا هذه الحُريّات الاهتمام الكافي. |
Birkaç yıldır bu bölgede çalışıyor fakat o çoğu erkeğin ilk tercihi değildi, anlarsınız ya. | Open Subtitles | هي تعمل هذه المنطقة للسنتان الآن، لكنّها ما كانت أكثر إختيار جونس الأول، إذا تعرف ما أعني. |
fakat Almanya savaşın suçlusu olduğunu kabul ederse sadece ödemek mecburiyetinde kalabilirdi. | Open Subtitles | لكنّها يمكنها فقط أن تدفع إذا ما قبلت الملامة على الحرب |
Bunun zor olduğunu biliyorum, efendim. Ama o sadece bir rehine. | Open Subtitles | أعلم أن وقع ذلك قاسٍ يا سيّدي، لكنّها مُجرّد رهينة واحدة. |
Onun yaptığına inanmıyorum. Ama o bunu yapacak zihinsel zekâya sahip biri. | Open Subtitles | لا أصدق أنّها فعلت ذلك، لكنّها بالتأكيد تملك الفطنة الفكرية اللازمة لذلك. |
Bunun nasıl mümkün olabileceğini bilmiyorum Ama o benim kızım. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يكون ذلك ممكناً لكنّها هي، إنّها إبنتي |
lakin elli sekiz yaşında, bebek doğurmak için fazla yaşlı. | Open Subtitles | لكنّها في 58 من عمرها... كبيرة بعض الشّيء للحركةِ باندفاع. |
Her insanda ufak bir miktar yaşam enerjisi bulunmaktadır. lakin çoğu durumda boşalmış olur. | Open Subtitles | كلّ منّا لديه قدر قليل من الطاقة الحياتيّة، لكنّها في أغلب الأحيان يتم إهدارها. |
Onu ortaklaşa kullanacağımızı sana söyleyebilirdim Ama bu gerçeği yansıtmazdı. | Open Subtitles | كان بوسعي إخبارك أنّنا سنتعاون معاً، لكنّها لن تكون الحقيقة. |
- Ama sağlam bir teori. Bu yüzden Ordu'ya bunun imkânsız olduğu yalanını söylüyoruz. | Open Subtitles | لكنّها نظرية جيّدة، ولهذا نكذب على الجيش ونقول لهم أنّه أمر مستحيل. |
Evet, ama kendisi yerine burnu için onu birinin istediğini hiç düşünmez. | Open Subtitles | نعم، لكنّها علي الأرجح لن تعلم إن كان شخص يُريدها لأنفها أم لنفسها. |