| Tamam tamam, unut gitsin. Sorun yok. Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، انس الأمر لا عليك، لم أقصد ما قلت |
| Pekala. Söylediğim şeyler için özür dilerim. Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | حسنٌ، أعتذر عمّا قتله بالداخل، لم أقصد ذلك، إنّي أحبّكِ. |
| - Özür dilerim, kabalık etmek istemedim. Kabalık değil, sadece gerçek bu. | Open Subtitles | آسفة، لم أقصد أن أكون لئيمة فهذا ليس خبثاً، إنها الحقيقة فحسب. |
| Ama kötü bir niyetim yoktu. Gerçekten. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، لكنني لم أقصد ضرراً، بأمانة |
| Karılarına köpek muamelesi yapıyorlar! İtalyan demek istememiştim. | Open Subtitles | فهم يعاملون زوجاتهم كما لو كانوا حثالة لم أقصد قول ذلك |
| Bunu yapmak istemezdim, ama söylediklerini duyunca... | Open Subtitles | لم أقصد هذا.. لكن سماع هذا يصيبني بالجنون |
| Ben şey yapmak istemedim... Çok fazla insanı bir arada görmeye alışık değil, ondan. | Open Subtitles | لم أقصد ليس معتاداَ على رؤية كثير من الناس |
| Yaptığım o şeylerin hiçbirini yapmak istememiştim. | Open Subtitles | لم أقصد أن أفعل أي شيء من تلك الأشياء التي فعلتها |
| Bak üzgünüm, örgü örmenle ilgili söylediklerimde ciddi değildim. | Open Subtitles | إسمع، أنا آسف أنا حقاً لم أقصد ماقلته عن الحياكة |
| Özür dilerim baba, öyle demek istemedim. | Open Subtitles | آسف أبي لم أقصد أن أعبر عنها بهذه الطريقة |
| Özür dilerim baba, öyle demek istemedim. | Open Subtitles | آسف أبي لم أقصد أن أعبر عنها بهذه الطريقة |
| Onu demek istemedim. Her ne demekse. Pek genç görünmüyorsun demek istedim. | Open Subtitles | أنا لم أقصد هذا، أيّاً كان ما يعنيه، أعني أنك لا تبدين صغيرة كفاية. |
| Öyle demek istemedim. İnsanları incitmeye çalışmam ama kendime rağmen incitirim. | Open Subtitles | لم أقصد لم أقصد أبداً أن اؤذي مشاعر الاخرين |
| Karılarına bok gibi davranıyorlar! Sicilya Piçi demek istemedim! Rocco? | Open Subtitles | فهم يعاملون زوجاتهم كما لو كانوا حثالة لم أقصد قول ذلك |
| Onu demek istemedim. Büyütme baba. | Open Subtitles | يا أبي أنا لم أقصد الأمر بهذا الشكل لا تخلق شيئاً كبيراً من هذا الكلام |
| Sizi rahatsız etmek istemedim. Uh, özel bir yere mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | لم أقصد مضايقتك هل أنت ذاهب لمكان محدد ؟ |
| Seni incitmek gibi bir niyetim yoktu, bilirsin kıyamam sana. | Open Subtitles | لم أقصد أن أؤذيكِ، أنتِ تعلمين أني لم أقصد |
| - Bir daha öyle yapmam. - Aslında "muz elli" demek istememiştim. | Open Subtitles | ــ لن أفعل ذلك ثانيةً ــ لم أقصد الإهانة بأصابع الموز |
| Senin gençlik yıllarını böyle harcamak istemezdim ama sen çok şirin, zarif ve çok akıllısın ve hiçbir şey talep etmedin. | Open Subtitles | لم أقصد تضييع سنوات شباب الجميله هكذا ... لكنكِ حلوة جدا رشيقة جدا، ذكية جدا ولم تفعلي أبدا اي شيء سيء |
| Yaptığım o korkunç şeyleri yapmak istemedim. | Open Subtitles | لم أقصد ابداً فعل هذه الأشياء الفضيعه التي فعلتها |
| Ahlak polisi gibi davrandığımı biliyorum. Öyle yapmak istememiştim. | Open Subtitles | أعلم أن أسلوبي كان تهجمي , لكنني لم أقصد ذلك |
| Em, kuytu yerleri biliyorum dediğimde ciddi değildim. | Open Subtitles | عندما قلت انني اريد ان نتقف في حفرة توقّف لم أقصد حفره فعليّاً |
| Onu kastetmedim. Hepinizin onu umursamanızı takdir ediyorum ama yeter. | Open Subtitles | لم أقصد انظري أقدر لك اهتمامك بها ، حقاً أقدره |
| Ben katil değilim. Ve kimseye zarar vermek istemedim. | Open Subtitles | أنا لست قاتلا و لم أقصد أبدا إيذاء أى أحد |
| - Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Kocam ve ben yeni taşındık. | Open Subtitles | حسن، أنا لم أقصد إزعاجك وقد إنتقلنا تواً أنا وزوجي إلى هنا |
| Arabaları parçalama derken, başka şeyleri parçala demedim. | Open Subtitles | عندما اخبرتك أن تتوقف عن تحطيم السيارات لم أقصد أن تبحث عن شيئ آخر لتحطيمة |
| Bebeğim, özür dilerim. Yemin ederim ki istemeden oldu. | Open Subtitles | حبيبتي ، آسف ، آسف لم أقصد ذلك رجلي ارتفعت قليلاً فحسب |
| Ve sana yalan söylemek istemedim. Ama bunu atmak zor. | Open Subtitles | وأنا لم أقصد الكذب عليك ولكن من الصعب التفريط فيها |
| Böyle olsun istemedim Frasier. Bana ne kadar süre kızgın kalacaksın? | Open Subtitles | فريجر لم أقصد أن يحصل أيا من هذا إلى متى ستبقى غاضبا علي؟ |