"مثال" - Traduction Arabe en Turc

    • bir örnek
        
    • bir örneği
        
    • Mesela
        
    • örnekti
        
    • örneğidir
        
    • örnektir
        
    • ibret
        
    • mükemmel
        
    • örnek teşkil
        
    • güzel
        
    • sembolü
        
    • örneksin
        
    • örneğin
        
    • örnekler
        
    • İşte
        
    doğaçlama çalıyor ve hiç bir zaman daha öncekinin tamamen aynısını çalmıyor. Ve bence, yoğun yaratıcılığa çok güzel bir örnek bu. TED ويعزف من بنات افكاره وحده ولا يكرر اي معزوفة على الاطلاق وهذا يعتبر نوع من الابداع اللحظي واعتقد ان هذا مثال رائع
    Bu gördüğünüz, bu konuyu hiş anlamadığımıza çok güzel bir örnek. TED وهذا مثال هام كيف اننا حتى اليوم لم نتعلم هذا الدرس
    Yani Avrupa artık imrenilecek bir örnek değil, savaşılacak ve direnilecek bir düşmandır. TED لذا تحولت أوروبا من مثال يحتذى به الى عدو يجب محاربته و مقاومته
    Son on yılda bunun çok üzücü bir örneği yaşandı. TED كان هناك مثال حزين على هذا الأمر في العقد الماضي.
    Ve bence- Şu tusunami mesela: klasik bir örnek bu. TED و أعتقد ، بالنظر إلى تسونامي، و هو مثال تقليدي.
    Mini minnacık makinelerin hayatınızı nasıl değiştirdiğine ve diğer ucuz 3D -- yazıcıların gündelik yaşamlarımıza nasıl etki ettiğine dair bir örnekti bu. TED وهذا مثال على كيف أن هذه الآلات الصغيرة جدًا أو الطابعات الثلاثية الأبعاد الرخيصة تستطيع تغيير حياتنا اليومية.
    Bu adamların operasyonlarını nasıl paraya çevirebildikleri ile ilgili bir örnek. INTERPOL'e gidip sayfalara baktığımız ve aranan kişileri arıyoruz. TED مثال على كيف يستطيع هؤلاء الاشخاص تنفيذ عملياتهم ذهبنا و اخذنا نظرة على صفحات الانتربول و بحثنا عن اشخاص مطلوبين
    Bu komple bir kitap, görüntü dışı verilere bir örnek. TED هذا كتاب بالكامل، وهو مثال للبيانات التي لا تشمل الصور
    GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. TED جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح.
    Aslında bu her gün benim çalışırken yaptığım türden bir örnek. TED إذن، ذلك مثال لنوع من الاشياء التي أُمارسها في يوم عملي.
    Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı mühendislik firmalarından biri ve Pekin Olimpiyatları için binicilik merkezinin inşası ile görevlendirildi. TED مثال: اروب هي واحدة من أنجح الشركات الهندسية في العالم، و كانت مُفوضة لبناء مركز للخيول للألعاب الأولمبية في بكين.
    Hepinizin dâhil olduğu modern bir örnek: İnternet’te araştırma yapmak. TED هنا مثال معاصر سيمت إليكم جميعاً بصلة: البحث على الإنترنت.
    Size bir örnek daha vermek istiyorum, çünkü az da olsa sıtma'dan bahsettik. TED و أود أن أضرب لكم فقط مثال آخر, لأننا تحدثنا قليلاً عن الملاريا.
    Bu sadece neden araştırma tabanlı merakın desteğine ihtiyacımız olduğunun bir örneği. TED إنه فقط مثال على لماذا نحتاج أن ندعم البحوث المبنية على الفضول.
    Sağlam sevgiden bahsetmişken Katelyn Ohashi bunun harika bir örneği. TED بالحديث عن الحب الصارم، كاتلين أوهاشي خير مثال عن هذا.
    Mesela kim bir şovun başlaması için diğerinin bitmesi gerektiğini söylemiş? Open Subtitles :مثال من قال أنة يجب إنهاء مسلسل قبل بداية الاخر ؟
    Mesela üzerinde benim birçok araştırma yaptığım kalbi ele alalım. TED دعونا نعتمد مثال القلب، موضوع الكثير من أبحاثي.
    Bu bir örnekti, sanırım, dikkat etmemiz gereken ve bizi rahatlatan bir örnek. TED ذلك مثال لنا لنتامل فيه ولكي نستمد منه الراحة
    Ve bu belki de Los Angeles'ta sahip olduğumuz en iyi dünya dışı antik mimari örneğidir. TED وهو ربما أفضل مثال لدينا في لوس انجليس على الهندسة المعمارية العتيقة من خارج الأرض.
    Bir açıdan, işbirliği de karmaşık sisteme başka bir örnektir. TED بطريقة ما، إن التعاون هو مثال آخر على الأجهزة المركبة.
    İbret olması için yapıyor. Düşmandan kaçanların başına neler geleceğini gösterecek. Open Subtitles إنه يرغب في ضرب مثال لكل من يحاول الانسحاب أمام العدو
    İnsanların için özel olarak üretilmeleri gerekiyor, tam da bu yüzden mükemmel bir örnek bu teknolojiyi kullanarak, işitme cihazı için bir koruma kabı yapılabilir. TED يجب تصنيعهم فرديًّا لكل شخص، لذلك هذا مثال رائع لاستخدام هذه التقنية في صنع قوقعة تساعد على السمع.
    dediler. Lorcainide ilacının geliştirilmesi, ticari nedenlerle durmuştu, bu çalışma hiçbir yerde yayınlanmamıştı; Artık bu olay yayınlama sırasında taraf tutma (taraflı yayınlama) için iyi bir örnek teşkil ediyor. TED تم اهمال تطوير اللوركانايد لأسباب تجارية و لم يتم نشر هذا الدراسة أبداً انها مثال جيد ا الآن للتحيز في النشر
    Biliyorum, çok aşikar, ama değişimin en güçlü sembolü olan Gandhi ile bitirmeliyim. TED أنا أعلم أنه واضح, لكن يجب أن أختم مع أقوى مثال للتغيير, غاندي.
    Hiçbir sorunu olmayan birinin yoldan çıkıp başına her türlü belayı açana kadar elinden geleni yapmasına harika bir örneksin. Open Subtitles أنت أفضل مثال على كيف للمرء أن يبدأ بلا أي مشاكل ومن ثم ينحرف عن مساره ليتأكد من أنه يواجهها جميعاً
    Ancak pek azı dört başı mamur bir başarıyı temsil eder; örneğin Bosna-Hersek'te muhtemelen Gürcistan'dakinden biraz daha fazla bir başarıyı. TED ولكن كل هذا لايمكن ان يعبر عن النجاح واكبر مثال البونسة والهرسك وربما مثال جورجيا
    Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve tasarımda denemeler için. TED لذلك، فهم مثال رائع، كما أعتقد، على الاكتشاف و التجريب في التصميم.
    İşte, iş ve eğlenceyi birbirine karıştırmamak gerektiğinin bir örneği daha... Open Subtitles هذا مثال آخر أنّه لا يجب عليك خلط العمل مع المتعة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus