Bugün izinlisin zannediyordum. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك مجاز اليوم |
Resmi olarak izinlisin. | Open Subtitles | رسميا، أنت مجاز |
Lafın gelişi öyle söylenir diye biliyordum. | Open Subtitles | لا ، اعتقدت انه مجاز من التعبير |
- Lütfen. Sadece Lafın gelişi söyledim. | Open Subtitles | -رجاءً ، كان مجاز من التعبير فحسب |
Bu hikayeyi anlatıyorum, çünkü bu Yeryüzünde hepimizin birbirimize bağlılığımızın seviyesi hakkında benim için bir Metafor olarak hep işe yaradı ve yaramaya devam ediyor. | TED | أنا أقص تلك القصة، لأنها خدمت وما تزال تخدم بمثابة مجاز بالنسبة لي حول مستوى الترابط الذي لدينا جميعاً على هذه الأرض. |
Metafor bu. Cesaret edemedi demek istiyorum. | Open Subtitles | هذا مجاز لقد فقد رباطة جأشه هذا ما أقصده |
Gerçi o bu evi benim kişiliğimi yansıtacak bir benzetme olarak kullanırdı. | Open Subtitles | بالرغم انه قد يحول هذا المنزل إلى مجاز عن ما اكون عليه كشخص. |
Sonra, hesap makinesini bir benzetme olarak düşündüm. | TED | إذن، فكرت أن الآلة الحاسبة هي مجاز. |
Bugün izinlisin zannediyordum. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك مجاز اليوم |
Lafın gelişi. | Open Subtitles | مجاز في الخطـاب فحسب. |
Lafın gelişi öyle diyor. | Open Subtitles | -هذا مجاز |
Hep bir Metafor, bir sembol oldu. Dyson, o benim. | Open Subtitles | دائما هو مجاز ، رمز دايسون انه انا |
Çok güçlü bir Metafor patron. | Open Subtitles | إنه مجاز قوي للغاية، أيها الرئيسة. |
Benim için bir Metafor değil bu. | Open Subtitles | في حالتي لست بالكاد مجاز |
Bu sadece bir benzetme değil. | Open Subtitles | في حالتي لست بالكاد مجاز |
Ve tüm hayatınla ilgili bir benzetme. | Open Subtitles | وهو مجاز لرحلتك في الحياة |
benzetme yapıyorum. Dennison ensemde. | Open Subtitles | وهو مجاز. |