| Ne köpek, ne turne yok Artık. Kendi yoluma gideceğim. | Open Subtitles | لا مزيد من الكلاب و التجوال انا على سجيتي الآن |
| Artık sermayedar veya işçi olmayacak veya Sol veya Sağ. | Open Subtitles | لا مزيد من الرأسماليه و العمال أو يسار أو يمين |
| Artık oyun oynamak da bitti, Merkez üzerinden suç ihbarında bulunmak da bitti. | Open Subtitles | لذلك، لا مزيد من الألعاب، لا مزيد من الجرائم يتم تبليغها لمركز الإرسال |
| Keşke beraber daha çok vaktimiz olsaydı, umarım Başka zamana, değil mi? | TED | وددت لو كان لدينا مزيد من الوقت معاً، لكن هذا لوقت أخر. |
| Başka gevezelik yok! - Parayı verin, yoksa kızı vururum! - Tamam! | Open Subtitles | لا مزيد من الحوار, أعطِني المال الأن وإلا اطلقت النار على الفتاة |
| Bunun anlamı ise sağlıklı ve eğitimli daha fazla insan istiyoruz. | TED | وما يعنيه ذلك هو أننا نريد مزيد من الناس الأصحاء والمتعلمين. |
| Birkaç nesil sonra dişi birey kalmaz ve bu şekilde sazanlar yok olur. | TED | بعد بضعة أجيال، لن يكون هناك أثر للإناث، لا مزيد من سمك الشبوط. |
| Artık mazeret yok. Bir kere söyledim, bir kere daha söylüyorum... | Open Subtitles | لا مزيد من الأعذار ، لقد أخبرتك مرة والآن أخبرك ثانية |
| daha fazla cinayet, yaralama, çamur ve kan yoktu Artık. | Open Subtitles | لا مزيد من الذبح ولا التشويه ولا الطين ولا الدمّ |
| O günler bitti. Artık alkol yok. Öksürük şurubu ve romlu kek dahil. | Open Subtitles | ولت تلك الأيام، لا مزيد من الكحول، وهذا يشمل دواء السعال والحلوى بالرم |
| Kendimiz hakkında yalan söylememiz, Artık yalan yok Max, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كذبنا بشأن من نحن لكن لا مزيد من الكذب ماكس |
| Artık biri bizi gözetliyor yok, Kedi Yürüyüşü Projesi yok, | Open Subtitles | لن يعود لي أخ أكبر. ولا مزيد من المشاريع المنصة |
| Artık oyun yok. Burası benim binam. Bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | لا مزيد من الألاعيب، هذا هو مبناي, ولدينا صفقة لإنهائها |
| Ölmüş annem hakkında Başka sorunuz var mı, yoksa işe dönebilir miyiz? | Open Subtitles | , أهناك مزيد من الاسئلة عن أمي أم يمكننا العودة إلى عملنا؟ |
| Kim olursa olsun, onlara sadece hayır de Bridget. Başka telefon yok. | Open Subtitles | قولي لا لأي شخص آخر يا بريديجت لا مزيد من الاتصالات الهاتفية |
| Hayır, ne bir saniye ne Başka bir oyun istiyorum onun beynini uçuracağım. | Open Subtitles | إنتظر لحظة لا مزيد من الثوانى لا مزيد من الألعاب سوف أفجر رأسها |
| Bu gece Başka mekik yok. Sabaha kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | لا مزيد من المركبات اليوم سيتعيّن علينا الانتظار حتى الصباح |
| Umuyorum ki daha çok videoyu daha çok hak ve adalet haline getirebiliriz. | TED | لدي أمل أننا نستطيع أن نستفيد من هذه الفيديوهات لتحقق مزيد من المساواة. |
| Ümit ettiğinden daha çok zafer kazanıp çok daha güçlenecekmişsin Atilla. | Open Subtitles | انهم يقولون ستنال مزيد من المجد والسلطة مما كنت تأمل، أتيلا. |
| Bana gereken son şey siz aptalların gereksiz yere daha çok dikkat çekmeniz. | Open Subtitles | الشيء الأخير الذي أحتاجه لفعلكم الغبي هو جلب مزيد من الإهتمام الغير ضروري. |
| Yeni bir talimat gelene kadar onu NSS işlerinden uzak tutun. | Open Subtitles | حتى مزيد من التعليمات أبعدها عن أي نشاطات لمنظمة الأمن القومي |
| İyi geceler, anne. Bundan böyle ot yok. - Mike? | Open Subtitles | مساء الخير يا أمي لا مزيد من الماريجوانا مايك ؟ |
| Fazladan zeytinli martini istiyorum, ve buradaki arkadaşımda votkatonik alacak. | Open Subtitles | سآخذ مارتينى مع مزيد من الزيتون وصديقتى هنا ستأخذ فودكا |