"مضطراً" - Traduction Arabe en Turc

    • gerek
        
    • gerekmiyor
        
    • mecbur
        
    • yapmak zorunda
        
    • gerekmez
        
    • zorundaydım
        
    • gerekmiyordu
        
    • gerekiyordu
        
    • gerekti
        
    • zorundayım
        
    • istemiyorum
        
    • gerekmeyecek
        
    • gerekmediğini
        
    Onun bunu yapmasına gerek yok. Bunu George'un babası halledecek. Open Subtitles السيد تراسك ليس مضطراً لأالحاقه بهارفارد لأن والده سيتكلف بذلك
    Açıklamana gerek yok. Gösteriyi ekip, bir partiye gitmek istiyorsun. İkinci gösteriyi. Open Subtitles لست مضطراً للتوضيح ، قلت أنك ترغبين في ترك العرض والذهاب للحفل
    Ama beni bir sonraki gezegende bırakmanıza gerek kalmayacak, Albay. Open Subtitles لكنكَ لستَ مضطراً لإلقائي على الكوكب التالي يا حضرة العقيد
    Kendini ispatlamak için canavara dönüşmesi de gerekmiyor. Open Subtitles ليس مضطراً أن يتحول إلى حيوان مفترس لكى يثبت ذلك
    Açık arttırmada randevumu alman konusunda mecbur olmadığını bilmeni isterim. Open Subtitles أريدكَ أن تعرف أنكَ لستَ مضطراً للمزايدة عليّ في المزاد
    Gerilmene gerek yok. Yalnızca bana ayak uydur ve kendin ol. Open Subtitles مهلاً، لست مضطراً كي تتوتر الآن اتبعني فحسب وكُن على سجيتك.
    Bunun senin suçun olmadığını söylememe gerek yok, değil mi? Open Subtitles لست مضطراً لأن أقول أن هذا لم يكن خطؤك، صحيح؟
    Kalmana hiç gerek yokken, neden ortaya çıkıp Cumartesi cezasına talip oluyorsun? Open Subtitles لماذا تود الظهور في أحتجاز السبت بينما لستَ مضطراً لفعل ذلك ؟
    Kalmana hiç gerek yokken, neden ortaya çıkıp Cumartesi cezasına talip oluyorsun? Open Subtitles إذاً لماذا تودَ الظهور في سبت الأحتجاز بينما لستَ مضطراً لذلك ؟
    İnsan bilgisinin hızı sayesinde, dijital devrim sayesinde, bir sesim var ve haykırmama gerek yok." TED وبسبب التقدم العلمي والفكر الانساني والثورة الالكترونية انا لدي صوت الآن ولست مضطراً للصراخ
    Kadınlara sert davranmam. gerek de olmaz zaten. Open Subtitles لا أعامل النساء بقسوة عادة لا أكون مضطراً إلى هذه عادة
    Yakında kanepesine uzandığımda bebe önlüğü takmama gerek kalmayacak. Open Subtitles قريباً جداً عندما استلقي على مقعده لست مضطراً لأن أرتدي مريلة الصدر
    Hayır, hayır, o özel şeyi giymeme gerek yok... artık. Open Subtitles كلا .. كلا .. أنا لست مضطراً لإرتداء الرداء الرسمي ..
    İşte. Bunların ne için olduğunu anlatmama gerek yok. Open Subtitles انظر , لستُ مضطراً لأخبارك لأي غرض تستخدم
    Sevgilim ya da öyle bir şeyim olarak gelmene gerek yok. Open Subtitles لست مضطراً إلى أن تأتي بصفتك صديقي أو ما شابه
    Böyle devam etmen gerekmiyor. Open Subtitles لماذا لا تريد هذه الوظيفة؟ إنك لن تكون مضطراً للعمل بهذه الطريقة
    Bir kızla yatmak için onu işe almam gerekmiyor. Open Subtitles حسناً، لم أكن مضطراً أنأتعاقدمع فتاةكىأضاجعها.
    Zaten mecbur olmadıkça da dans etmem onlarla. Open Subtitles بالرغم من ذلك إننى لن أرقص مع إحداهن إلا إذا كنت مضطراً لذلك
    O bastonu sana kimin gösterdiğini unutma. Bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles لا تنسى ، إننى من أريتك العصا لم أكن مضطراً لذلك
    Pazartesiler salılardan farklıdır. Çok fazla yalan söylemen gerekmez. Open Subtitles أيام الإثنين دائماً ما تختلف عن أيام الثلاثاء فلست مضطراً للكذب كثيراً
    McManus Em City'de yaşadığım zamanlarda senin sofu saçmalıklarını dinlemek zorundaydım. Open Subtitles عِندما عِشتُ في مدينة الزُمُرُد لكني لستُ مضطراً إلى ذلكَ الآن
    Etmesi de gerekmiyordu. Bana ne zaman baksa bunu yüzünde görebiliyordum. Open Subtitles لم يكن مضطراً ليفعل ذلك أرى ذلك في وجهه في كلّ مرّة ينظر إليّ
    Belki kendini iyi hissetmiyordu. Belki gitmesi gerekiyordu. Open Subtitles ربما لم يكن يشعر بأنه على ما يرام أو ربما كان مضطراً لأن يغادر
    Bir defasında annene dava açmam gerekti. Open Subtitles لقد وجدت نفسى فى يوم ما مضطراً لمقاضاتها
    Yani, o kim olursa olsun, Onu uçağa her halükarda götürmek zorundayım. Open Subtitles أقصد لا يهم من هو فمازلت مضطراً لآخذه للطائرة
    Keşke gitmek zorunda olmasaydım. Gerçekten istemiyorum. Ama gitmem gerekiyor. Open Subtitles صدقاني أتمنى لو لم أكن مضطراً إلى الرحيل لكن للأسف علي ذلك
    Bu oy verme emrini imzalarsan bugünkü toplantıya gelmen gerekmeyecek. Open Subtitles وقع على هذا الإقتراع الغيابي ولن تكون مضطراً للحضور لإجتماع اليوم
    Karşılık vermen gerekmediğini bilmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تعلم أنك لست مضطراً لأن تقولها لي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus