| hazır. Sana o silahı verdiğim gün seni hazırladım zaten. | Open Subtitles | إنه مُستعد , لقد جعلتك مُستعداً منذ أعطيتك هذا السلاح |
| Çok hayırlı bir durum. Senin vaktin yaklaşıyor. Yükselmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هذه نعمة مُباركة علينا، حان دورك الآن فهل أنت مُستعد له؟ |
| Üç yolcu, ve bir tıbbi yardım takımı hazır olduğundan emin ol. | Open Subtitles | ثلاثة رُكاب وتأكد من أن يكون هُناك فريق طبي مُستعد في إنتظارنا |
| Size anahtarı vermeye ve çocuğa zarar gelmeyeceğine dair sözünüze güvenmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مُستعد لأعطيك المفتاح، وأضمن كلمتك بأن الفتى لن يصيبه أي مكروه. |
| Üç yolcu, ve bir tıbbi yardım takımı hazır olduğundan emin ol. | Open Subtitles | ثلاثة رُكاب وتأكد من أن يكون هُناك فريق طبي مُستعد في إنتظارنا |
| General, düşmanı yok etmek için hazır mısınız? | Open Subtitles | أيها اللواء ، هل أنت مُستعد لتدمير العدو ؟ |
| Hayır, o hazır değil. | Open Subtitles | لكنني لست مُستعداً لذلك كلا ، انه ليس مُستعد |
| Buraya çıktığınızda dövüşmeye hazır olun yoksa burada olma nedenimize şerefsizlik etmiş olursunuz. | Open Subtitles | , عندما تقف على هذه الحلبة , تكون مُستعد للقتال . أو يُمكنك جلب سبب وجودنا هُنا |
| Bay Huff, Bay Jeener sizin mülakatınız için hazır. | Open Subtitles | سيّد.هوف، السيّد.جينير. مُستعد لمُقابلتك. |
| Ebeveynlerimle görüşmeye hazır mısınız? Huzursuzlanmaya başladılar. | Open Subtitles | أأنتَ مُستعد لإجراء المُقابلة مع والديّ؟ |
| "Tüm bu olanlardan sonra, ülkeme hizmet etmeye hazırdım, hiç olmadığım kadar hazır." | Open Subtitles | بعد كل ما حدث، فأنا مُستعد لخدمة بلدي أنا أكثر من مُستعد |
| Savaşmaya hazır ve daha sonra savaşmak için, hayatta kalması gereken zamanları biliyor. | Open Subtitles | حسناً , إنه مُستعد للمعركة. و هو ذكى بما يكفى ليتمكن من العيش ليوم آخر بالمعركة. |
| Gemideki herkes onlar için açlıktan ölmeye hazır mı? | Open Subtitles | و هل كُل شخص على السَفينه مُستعد للمُوت جُوعاً بِسببهم ؟ |
| Kabul et ki birileriyle flört etmeye hazır değilsin. | Open Subtitles | تقبّل الأمر، مازلت غير مُستعد للمُواعدة. |
| Birileriyle çıkmaya hazır değildim, ama artık hazırım. | Open Subtitles | كنتُ غير مُستعدٍ للمواعدة، لكنني مُستعد الآن. |
| Gri canavar Coronato'ya binmeye hazır ol. - Büyük adamlarla ellerini kirletmeye hazır ol. | Open Subtitles | أأنتَ مُستعد للتناغم مع هذا الوحش العجوز والإنطلاق لآفاق المجد، وتلطيخ يدك مع الكبار؟ |
| Artık anlaşmaya hazır mısın? | Open Subtitles | أأنت مُستعد للتحدّث حول تلك الصفقة الآن؟ |
| Size anahtarı vermeye ve çocuğa zarar gelmeyeceğine dair sözünüze güvenmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مُستعد لأعطيك المفتاح، وأضمن كلمتك بأن الفتى لن يصيبه أي مكروه. |
| O toprak için anlaşmaya hazırım. | Open Subtitles | انا مُستعد ان أعقد معكَ اتفاق من اجل هذة الارض |
| Hatalarını gözardı etmeye hazırım... ve belki anlaşmaya yeniden başlamaya. | Open Subtitles | أنا مُستعد أن أتغاضى عن أخطائك... . وربما نُكمل صفقاتنا |
| Para konuşmaya Hazırsın sanırım. | Open Subtitles | من هو المُطعِم؟ سآخُذ هذا بعيَن الإعتبَار بأنك مُستعد للتحدّث بلغة الأرقَام. |
| Artık ortalıkta değilsin, öyle mi? Her şeye hazırmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنت لا تمزح ، يبدو انك مُستعد ... لأي شيء |