"والخبر" - Traduction Arabe en Turc

    • haberse
        
    • haber ise
        
    • haberler
        
    • İyi haber
        
    Güzel haberse bu hastalığın tedavisi oldukça kolay. TED والخبر السار هو أن علاج التخلص من الديدان سهل للغاية.
    Kötü haberse, dalağını boşuna çıkarttık. Open Subtitles والخبر السيّء أنّنا أزلنا طحاله دون داعي
    İyi haberse, karıncaların ısırıklarını hissedemez. Open Subtitles والخبر الجيد انها لاتستطيع ان تشعر بذلك بسبب لدغات النمل
    İyi haber, bunun yalın olması ve kötü haber ise zor olması. TED والخبر السار هو أن هذا سهل، والخبر السيء هو أن هذا صعب.
    Ve bunula ilgili iyi haber ise bunu kabullenerek degistirebilecek olmamiz. TED والخبر السار حيال هذا الأمر أننا نستطيع تغييره من خلال الاعتراف به.
    İyi haber ise, hayat tarzını değiştirebilirsin. TED والخبر الجيد أنه يمكنك تغيير نمط حياتك.
    Ve tüm bunlarla ilgili iyi haberler var, bunun üzerine çalışan bilimciler motivasyonla ilgili yeni bir yaklaşım sunuyorlar. TED والخبر الجيد في كل هذا هو أن العلماء الذين كانوا يدرسون علم التحفيز قدموا إلينا هذا الأسلوب الجديد.
    İyi haberse, birkaç saniye içerisinde tüm içimdekileri kusacak olmam. Open Subtitles والخبر السار هو أنني وبعد عدة ثوان ٍ سوف أبدأ بإفراغ ما بأحشائي
    Senin için iyi haberse... kendimi koruyabilirim. Open Subtitles والخبر السار بالنسبة لك هو أستطيع أن أرعى نفسي.
    Ve iyi haberse, bu destekçiler karşılıklarını alıyorlar. Neymiş bu karşılıklar, duymak ister misiniz? On dolar veya yukarısında bağış yapanlara Chilleeze Şampanyaları açılışında altılı paket dağıtılacak. Open Subtitles والخبر الجيد أن هؤلاء المؤيدين والداعمين سيتم مكافأتهم حسناَ , هل تريدون أن تسمعوا ما هي تلك المكافآت ؟ حسناَ , إذن , لكل عشرة دولارات فأكثر
    İyi haberse, gelinecek tek mekan da burası. Open Subtitles الأخبار السيئة هي، وهذا هو المكان الوحيد الذي مفتوح. والخبر السار؟
    İyi haberse, bugün büyük sorunlar ile uğraşıyoruz, arabaların ve çevrenin büyük sorunları, sadece Ford'da değil, endüstri olarak da. TED والخبر الجيد اننا اليوم نعالج قضية كبيرة تخص السيارات والبيئة-- ليس فقط في شركة فورد ولكن في الصناعة ذاتها
    Kötü haberse, Çeçen asiler tarafından yapılan mayıntarlasının karşısına geçmemiz gerek. Open Subtitles والخبر السئ هو أنه يجب علينا أن نعبر حقل ألغام لنصل إلى هناك، والمتمردين الشيشانيون ربما قد يكونو قد أضاقو الخناق على مكان إنفجار اللغم قبل قليل
    Kötü haberse, bu durum... Open Subtitles والخبر السيء هي ان هذا نوع من...
    Bu kötü haber. İyi haber ise merhamet doğal bir durum. TED هذه هي الأخبار السيئة. والخبر السار هو أن الشفقة فطرية.
    İyi haber ise hepsinin elinde The 99 nüshaları, ve imzalamam için beni bulmuşlar. TED والخبر الجيد انهن كانوا يحملن صورا للابطال ال99 ويبتسمون وكانوا يردون ان اوقع لهم على تلك الصور
    Ve iyi haber ise buna kolay bir çözümümüz olabilir, bu da gözlerimizi daha çok kullanmamız. TED والخبر السار هو أنه قد يكون هناك حلّ سهل لذلك، وهو استخدام أعيننا أكثر من ذلك.
    Kötü haber ise burada olmazsa kalp nakli listesinde üst sıraya yükselemeyecek olması. Open Subtitles والخبر السيئ,هو أنه اذا لم يكن هنا لن يصعد اسمه في لائحة زرع القلب
    İyi haber, bebek erkek. Kötü haber ise, ölmüş olması. Open Subtitles -الخبر الجيد، أن الجنين ذكر ، والخبر السيء أنه مات.
    Öğle yemeğimizi alırız, bot kiralarız, ...birkaç saatliğine de olsa araba egsozundan başka şeyler soluruz, ...iyi haber ise, cep telefonu kapsama alanında. Open Subtitles نوضب غداء و نستأجر زورقاًً ونَتنفّس هواء خالياًً من غاز العوادم لبضع ساعات والخبر السار لكِ
    İyi haberler ise bazı faydalı geri bildirimler aldım. Open Subtitles والخبر السار هو، وأنا على الحصول الكثير من ردود الفعل مفيدة.
    Bay Foster, kan tahlilleriniz geldi ve iyi haber, hamile değilsiniz. Open Subtitles سيّد فوستر وصلتنا نتيجة فحص الدم والخبر السار أنك لست حاملاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus