"وجبات" - Traduction Arabe en Turc

    • yemeği
        
    • yemekler
        
    • öğün yemek
        
    • yemekleri
        
    • cubur
        
    • yiyecek
        
    • yemeğini
        
    • yemeklerine
        
    • yemeklerinde
        
    • menü
        
    • yiyecekler
        
    • yemeklerini
        
    • menüsü
        
    • lezzetli
        
    • yemeklerin
        
    Bir daha sizden öğlen yemeği alamama fikrinden bile nefret ediyorum. Open Subtitles سأكره الأمر لو لم أتمكن من شراء وجبات غدائك بعد اليوم
    Evde pişirdiğim bazı yemekler de var. TED هذه هي بعض وجبات الطعام التي كنت أقوم بطهيها في المنزل
    Evet, galiba sana günde üç öğün yemek hazırlamakla ve sana bir ailenin verebileceği şefkati vermekle çok meşgulüm. Open Subtitles نعم، ربما كنت مشغول جدا وضع ثلاث وجبات أمامك كل يوم ومما يتيح لك كل الحب وكان أن الآباء.
    Yani, duş ve yemekleri de düşersen, 20 dakika gibi. Open Subtitles يعني أنت طرح الاستحمام وجبات الطعام، هو مثل 20 دقيقة.
    Kafeteryada veya başka bir yerde abur cubur yemiştir muhtemelen. Open Subtitles ربما يتناول وجبات سريعه في مقصف المدرسة أو شيء ما
    Kötü Haber Ayıları olarak adlandırılmaktaydık, ve nosyonumuz Kigali'de aperatif yiyecek işini köşe noktalarda yapmak idi. bu zor değildi çünkü bizden önce aperatif yoktu. TED كنا نسمى دببة الأخبار السيئة، وكانت فكرتنا بأننا سنقوم باحتكار سوق المأكولات الخفيفة في كيغالي، الذي لم يكن صعباً لأنه لم توجد وجبات خفيفة قبلنا.
    Eğer çok çalıştığınız için ailecek akşam yemeği yiyemiyorsanız belki onun yerine ailecek sabah kahvaltısı yapabilirsiniz. TED إذا كانت وجبات العشاء العائلية في الخارج بسبب جدول العمل المزدحم يمكنُ لوجبة الفطور العائلية أن تكون بديلًا جيدًا.
    Muhtemelen bizim saçma öğle yemeği alışkanlığımızdan kaynaklanıyor. Open Subtitles ذلك على الأرجح بسبب وجبات غدائنا الطويلة.
    Neden? Brançlarda yemeği sıcak tutmak için kullanılan geleneksel servis tabağıdır. Open Subtitles وهذا إناء تقليدي لتقديم وجبات برينتش فهو يحفظ الأكل ساخناً
    Belki yemek pişirecek zamanı yoktur, bu yüzden hazır yemekler seçer, bu genellikle ne anlama gelir? TED ربما ليس لديها وقت للطبخ، لذلك تختار إعداد وجبات تناسب أوقاتها، وماذا يعني ذلك عادةً؟
    Yemeklerden şikayet eder, o da ev yapımı yemekler getirir. Open Subtitles يعترض على الغذاء وهي تجلب وجبات طعام مطبوخة منزلياً
    Ve, biraderlerim daha iyi oldum Hindistan cevizleri, tostlar ve etli yemekler yiyerek. Open Subtitles ومع الوقت تحسنت أكثر وأكثر وبدأت أتناول وجبات دسمة من البيض والتُوست وشرائح اللحم
    Günde üç öğün yemek yiyecekler başlarında çatıları, sıcak odaları olacak. Open Subtitles يحصلون على ثلاث وجبات يوميًّا سقف فوق رؤوسهم زنزانة جميلة دافئة
    Üç öğün yemek ve yağlı ekmek veriyorlar. Open Subtitles أَحصل على ثلاث وجبات جيدة وزبد حقيقيِ على خبزِي.
    Global Horizons mağdurlarının, onlarla her görüşmeye gittiğimde benim için hazırladıkları yemekleri hatırlamıştım. TED كنت أتذكر وجبات الطعام التي كان يعدها لي الناجون من شركة آفاق عالمية في كل مرة ألتقيهم فيها.
    Okullardaki öğle yemekleri ile ilgili meselem bir sosyal adalet problemi. TED موضوعي مع وجبات المدارس , هو أنها مسألة عدالة اجتماعية .
    Şaşı olan hariç. O, abur cubur makinesini zavallı sanıyor. Open Subtitles ماعدا ذلك الرجل يراني فاشلا وآلة وجبات خفيفة
    Kurt Kadının Çocukları Cemaatinin mensupları, devrim şarkıları eşliğinde... ellerinde yiyecek sepetleriyle... gençler de arabalarıyla.... ...Roma plajlarını doldurdular. Open Subtitles علي كل شواطئ روما، أحفاد روميلوس، يقفون صفوفا يرتلون اللحن الثوري. والأطفال الصغار وقفوا يقدمون وجبات الطعام الايطالية الشهية.
    Birbirimizin yemeğini nefret kurşunları ile bölmemek için nezaket gösterirdik. Open Subtitles -كانت مجاملة مشتركة ان لا نقاطع وجبات بعضنا بقذيفة كراهية.
    O kadar da kötü değil. Karımın sayesinde günde 3 öğün yemek yiyebilirsin. Ev yemeklerine ihtiyacın varmış gibi gözüküyorsun. Open Subtitles لن تسير الأمور على نحو سيء, ثلاث وجبات كملاطفة من زوجتي يومياً, أعتقد أنك سترغب ببعض الأكل المنزلي
    Geçen hafta öğlen yemeklerinde kaç tane çilekli ikramlardan yedin? Open Subtitles كم عدد وجبات الفراولة التي تناولتها على الغداء الأسبوع الماضي؟
    Üç kişilik menü dört normal kişiye ya da çok acıkmış bir askere ancak yeter. Open Subtitles أربع وجبات لو كانت الوجبة الثلاثية أو جندي واحد جائع للغاية
    Fırsatı vardı: Onunla aynı evde yaşıyordu ve yemeklerini hazırlıyordu. Open Subtitles كان يملك الفرصة , يعيشان في نفس المنزل ويهيء وجبات الطعام لها
    Ona çocuk menüsü alıyorum. Her şeyi yapıyoruz. Open Subtitles وأشترى لها وجبات لعينة كل هذه الأشياء الجيدة
    Sorular soruyor, cevaplıyor, ve lezzetli yemekler yapıyorsun. Open Subtitles أنت تسأل الأسئلة و تجب عنها و تصنع وجبات لذيذة
    Biraz pahalı ve değişik yemeklerin meraklısı olabilirim, ama o mekan, Open Subtitles رُبّما قد تناولت وجبات أفخم وأغلى من قبل ولكن، هذا المطعم..

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus