Belki biraz öpüşüyoruz sonra üstüme çıkıyor, biraz da sürtüşüyoruz. | Open Subtitles | ربمضا بعض القبلات عندها تكون فوقي ن اجل بعض الإضائة |
Akşam yemeğine gittik ve arabanın arka koltuğunda birden üstüme atladı ve dilini boğazıma soktu. | TED | وفي المقعد الخلفي للسيارة قفز فوقي فجأة ولصق لسانه اسفل رقبتي |
Ve belki de benim bu değişimim, beni kısıtlamaya çalışıp üstüme gölgeler fırlatan kişilere nazaran, bana daha fazla kapı açmamı sağlayan kişilere maruz kaldığım için olmuştur. | TED | وربما حصل هذا التغيير بسبب التقائي بناس قد فتحوا أبوابا لي أكثر من الذين وضعوا غطي و ظلالا من فوقي |
Herifler beni öldürmeye çalıştı, üstüme doğru sürüyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال كانوا يحاولون قتلي هم كانوا يهدّفون نحوي |
Sen, benzinlikte üstüme atlayan serseri. | Open Subtitles | أنت وذلك الأخرق الذي هاجمني في محطة الوقود |
Şikâyet ettiğimde bu caniler beni kovup çekiç fırlattılar üstüme. | Open Subtitles | عندما واجهته بالأمر ، رموني رجاله من مكتبه ، وأسقطوا من فوقي حديدة ضخمة |
Bilirsin, el tutuşabildiğimiz zamanlardaki gibi tabi benim üstüme yıkılmadığın sürece. | Open Subtitles | تعلم ، نستطيع إمساك أيدي بعضنا من دون أن تسقط ميتاً فوقي |
Ben bakmıyorken, bir timsah üstüme çıkmış. Bağırsaklarıma yumurtalarını bırakmış. | Open Subtitles | تمساح صعد فوقي عندما لم اكن انظر ووضع بيوضه في امعائي |
Tam üstüme geldiğinde, bana aynayla işaret et. | Open Subtitles | عندما يكون فوقي تماماً اعطني إشارة بالمراة |
Yalnızca ben yerde yatarken, eklem yerlerini üstüme yıkadığından değil,... | Open Subtitles | وليس لأنّني كنت أفترش الأرض وكان يرش الماء فوقي |
Sanırım yatağa yatıp yeterince alçakta ve düz olursam, belki sen de altıma girersin ya da üstüme çıkarsın, bizi fark etmezler. | Open Subtitles | أعتقد أنه يُمكننى أن أستلقي علي السرير وأبقي منخفض ومستوي للغاية وأنت يُمكنك أن تكون تحتي أو فوقي وهكذا لن يرونا |
Yine de sanki her şey üstüme geliyordu. | Open Subtitles | بطريقة ما، كان عندي شعور بأن الحيطان كانت تتحرك نحوي. |
üstüme yürüdüğünde... büyük bir taş aldım ve attım. | Open Subtitles | و تقدم نحوي إلتقطت حجرة كبيرة والقيتها نحوه |
McManus, yemin ederim, üstüme yürüdü. | Open Subtitles | أقسمُ لك يا ماكمانوس لقد كانَ يندفعُ نحوي دفعتُهُ بعيداً |
Geçenlerde, bir adam üstüme silahla geldi. | Open Subtitles | أثناء عودتي ، هاجمني رجل معه بندقيه |
Benim üzerime atlayan sendin, ibne. Sanki benim yüzümden olmuş gibi "kardeşim nerede" diye üstüme atladı. | Open Subtitles | كلا، انت من هاجمتني أيها اللعين صائحًا بأنك تحاول إيجاد أخاك كما لو أن هذا خطئي |
Bu kadar üstüme gelme evlat. | Open Subtitles | ترفق بيّ يافتى |
Bazen gümüş çılgınlığı yüzünden üstüme bıçakla yürümesine rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من انها أحيانا تهاجمني بسكين بسبب نشاط الفضة |
Wo Fat birden geldi ve üstüme atladı silah için boğuşurken silah patladı. | Open Subtitles | - (ووفات) فاجأني, لقد اندفع ناحيتي, وقد تصارعنا على المسدس, وانطلقت منه الرصاصات.. |
Yani eğer bir şey yaparsan, birini öldürmek gibi, benim üstüme kalır. | Open Subtitles | , لذا لو فعلتِ أيّ شئ كقتل أحدهم فهذا سيقع على عاتقي |
Dünya üstüme üstüme gelirken bile... onunla en olağanüstü günlerimi geçirdim. | Open Subtitles | معها حتى حين انهار العالم حولى جربت احلى اللحظات. |
O da çok üstüme gelip durdu. | Open Subtitles | ظلت تدفعني , و تدفعني و تضغط علي و .. |
Tüm Criolla pisliğini cidden benim üstüme mi yıkmayı planlıyorsunuz? | Open Subtitles | هل أنتم جادّون جميعاً بإلصاق تهمة قتل (كيريولا) بي ؟ |
Sonra bu herif üstüme gelmeye başladı. | Open Subtitles | ...ثم بدأ هذا الرجل يضغط عليّ |
Bak, üstüme yürüdü. | Open Subtitles | لقد بدأ بمهاجمتي. |
Kolumu tuttu. Sonra üstüme tükürdü ben de ona yumruk attım. | Open Subtitles | أمسك بذراعي، وتحسسني ثم بصق علي، لذا قمت بضربه |