Ve sonra Connie Cardullo bana ailesinin onu bir akıl hastanesine koyduklarını söyledi. | Open Subtitles | وبعد ذلك قالت لى كوني أن أبويه قاموا بوضعة في مستشفى للامراض العقلية. |
Bu seneye kadar aslında hiç bir akıl hastanesine gitmemiştim. | Open Subtitles | أتعلمين، حتى هذه السنة لم أذهب إلى مستشفى للأمراض العقلية |
Sahip olduğum akıl ve ruh, son kırıntısına kadar... dünyadaki özgürlük davasına adanacak. | Open Subtitles | كل ذرة أمتلكها من العقل والروح ستكرس لقضية الحرية في جميع أنحاء العالم |
Unger akıl Sağlığı Enstitüsü'nün gururu, son lazımlığını boşalttı ve biraz eğlenmek istiyor. | Open Subtitles | رجل في أقوي صحة عقلية وبدنية وتخلص من كل شئ ويريد الإحتفال بشدة |
Ben hastanede yatarken akıl sağlığı adı altında... beynimi kapsamlı bir şekilde incelediler. | Open Subtitles | عندما كنت اسس هذه الخطة في رأسي كنت ادرس الامر في المصحة النفسية |
akıl hastalığım -- aslında akıl sağlığım hakkında konuşmayı planlamıyorum. | TED | مرضي العقلي، أنا حتى لن أتكلم عن مرضي العقلي |
Erik akıl hastanesine yattı, yargıç da tüm velayeti bana verdi. | Open Subtitles | مع دخول إريك إلى المصحة العقلية , القاضى أعطانى الوصاية الكاملة |
Gün geçtikçe daha da kötüleşiyor bir akıl hastanesine yatırılması lazım. | Open Subtitles | إنه يزداد سوءً ربما عليه الذهاب إلى مستشفى الأمراض العقلية عاجلاً |
Burada Bakanlar Kurulu'ndaki herkesin akıl sağlığı raporları da olmalı. | Open Subtitles | يحتوي ذلك على سجلات الصحة العقلية لجميع أعضاء مجلس الوزراء |
İntihar, akıl sağlığı söz konusu olduğunda alışılmadık bir olay değil. | TED | الانتحار ليس حدثًا غير عادي في عالم الصحة العقلية. |
Baksana. Bir tanesinin adı akıl Silici. Şu anda pek sorun olmazdı. | Open Subtitles | هناك واحد هنا يدعى ماحي العقل ربما علي القلق بهذا الشأن الآن؟ |
Büyük işler başarmam için bana bahşettiğin akıl ve vücut sağlığına minnettarım. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك علي نعمة العقل و صحة الجسد لإنجاز أموراً عظيمة |
Aydınlanmış bir akıl Çağı, Kilisenin sıkı denetimi altında hiçbir zaman serpilemiyordu. | Open Subtitles | ما كان لعصر العقل والدليل التنويري أن يزدهر تحت حُكم ومراقبة الكنيسة |
akıl hastanesindeki eski karımdan olabilecekleri aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | لم اظن انها مكالمات من زوجتي السابقة من مصحة عقلية |
Ben hastanede yatarken akıl sağlığı adı altında... beynimi kapsamlı bir şekilde incelediler. | Open Subtitles | عندما كنت اسس هذه الخطة في رأسي كنت ادرس الامر في المصحة النفسية |
Sürpriz olmadı. Ve eğer meyve sinekleri üzerine yapılan temel bir araştırmanın insanlarda akıl hastalıklarını anlamakla uzaktan veya yakından ilgili olduğunu düşünüyorsanız elinizi kaldırın. | TED | حسنا، ارفعوا أيديكم إذا اعتقدتم أن بحثا على ذباب الفاكهة له علاقة بفهم المرض العقلي لدى الإنسان |
Sizin akıl hastası olduğunuzu ve mallarınızı satacak ehliyette olmadığınızı kanıtlamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ويريدون إثبات بأنكِ مختلة عقلياً وأنكِ غير مؤهلة للتفاوض على بيع ممتلكاتك |
Ölçeklendirme: Geleneksel akıl der ki; çok üreterek maliyeti düşür. | TED | القياس: تقول الحكمة التقليدية أن خفض التكلفة يكون بالإنتاج الكثير. |
Şu eski gazeteci. Ne vücut, ne de ses, hep akıl. | Open Subtitles | ذلك مراسل أخبار السفينة السابق لا جسم، لا صوت، كله عقل. |
Hiçbir akıl sağlığı uzmanının olmadığı bir dünya gerçeğiydi bu. | TED | وكان الواقع أنه تقريبا لا يوجد متخصصون في مجال الطب النفسي مطلقا |
On üç ceset var diyor... ve siz adamın akıl hastası olduğundan şüphelenmiyorsunuz ha? | Open Subtitles | ثلاثة عشرة جثة فى القبو ؟ . وهذا لا يوحى لكم بأنه شخص من بيت المجانين |
Ben sahip olduğumuz en önemli altyapının aklımız olduğunu, eğitimli akıl olduğunu düşünüyorum. | TED | أود أن أقول أن أهم بنية تحتية لنا هي العقول، العقول المتعلمة. |
Konu silahlı şiddet olduğunda eğer kendi akıl sağlığımızla ilgili zayıflıklarımızı kabul etmezsek akıl sağlığı tartışmalarının bir anlamı olmaz. | TED | عندما يتعلق الأمر بالعنف المسلّح، فإنه يفشل الجدال حول الصحة العقليّة إذا لم نعترف بأوجه ضعفنا الشخصية أمام الأمراض العقليّة. |
Bana, kendi akıl sağlığından şüphelenecek kadar müthiş bir buluşun eşiğinde olduğunu söyledi. Gözlerinde garip bir bakış vardı. | Open Subtitles | قال انه كان قريبا جدا لأكتشاف مذهل لدرجه انه يشك في حالته العقليه |
İmparatorun sarayı, yalnızca entrikalar ve akıl oyunlarıyla dolu bir yere dönüştü. | Open Subtitles | محكمة الإمبراطور كانت مجرد مكان للمؤامرات و الألعاب الذهنية |
Sadece Benz'in, Ford'un ve Musk'ın dehalarından değil, modern araba üzerinde çalışmış olan tüm insanların ortak akıl ve emeğinden istifade ettik. | TED | لم نستفيد فقط من عبقرية بنز و فورد و ماسك و لكن من الذكاء و العمل الجاد لجميع اﻷفراد الذين عملوا على السيارات الحديثة |