Sekiz dakika sonra, elinden ekrana baktı, ve geziyordu: ileri ve geri gidiyordu. | TED | بعد ثماني دقائق لاحقاً، نظر من يده الى الشاشة، وكان يستكشف: ذهاباً وإياباً. |
Big Jim, Black Larson'ın gözlerinin içine baktı ve alçak ruhunu gördü. | Open Subtitles | جيم الكبير نظر بعمق نحو عينا بلاك لارسون ورأى هناك روح الظربان |
Alman onun gözlerinin içine baktı. O da kendisini bırakması için yalvardı. | Open Subtitles | نظر الجندى الألمانى فى عينيها : كانت ترجوه أن يطلق سراحها قائلة |
Son günlerinden birinde, yanında oturuyordum, bana baktı ve açıkça dedi ki: | Open Subtitles | في أحد آخر أيامها، وعندما كنت جالسة بجانبها. نظرت لي وقالت بوضوح: |
Bana baktı ve ben de ona "Anne, ben yapmadım." dedim. | Open Subtitles | و نظرت إلي فقلت لها: أمي لم أفعل هذه الأشياء قالت: |
Yani bir insanı güneşe baktı diye mi suçluyoruz şimdi? | Open Subtitles | ما الذي تحاول أن تعملة تحاكم رجل لأنة ينظر إلى الشمس؟ |
Uyuyordu, sonra uyandı ve bana baktı sonra bu korkunç sesleri çıkardı. | Open Subtitles | كان نائماً، ثم إستيقظ ونظر إليّ، ثم أطلق ذلك الصوت الفظيع، هذا |
Ama o bana farklı bir şekilde baktı, biliyor musun? | Open Subtitles | لكنه , أه , نظر إلي بطريقة مختلفة أنت تعلم |
Benim çizim defterime baktı ve üzerinde çalışmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد نظر الى كتاب رسوماتى و اخبرنى ان اعمل عليه |
Bir erkek geçen hafta bana iki kere baktı. Erkekler bana bakıyor! | Open Subtitles | , ولد ما نظر إلي مرتين الاسبوع الماضي الاولاد ينظرون إلي بالفعل |
İlk bir iki gün aynaya baktı ve gördüğü şey çok hoşuna gitti. | Open Subtitles | و أول أو ثاني يوم نظر في المرآة كان سعيدًا جدًا بما رأه |
Bana bu dünyayı zerre aldırmayan bir yüzle baktı ve silahı çenesine dayadı | Open Subtitles | ثم نظر إلي وكأنه لا يحمل أي إهتمام بالعالم ووضع سلاحاً تحت رقبته |
Sonra aşağıya doğru baktı ve ağzından bunlar çıktı. "Islandım!" | Open Subtitles | نظر إلى الأسفل وأصبح مثل .. اوه .. بنطالي رطب |
O gün daha sonra, umutla gökyüzüne baktı, çünkü iki tane uçağın geçtiğini görmüştü. | TED | فيما بعد في ذلك اليوم، نظرت للسماء بأمل لأنها رأت طائرتين في السماء. |
Ancak cenazeden bir hafta sonra bu resme baktı ve gözleri doldu. | TED | لكن بعد أسبوع من الجنازة، نظرت إلى صورته وبدأت دموعها بالنزول. |
kırlangıç kaleye baktı, kurdele ve püskülleri gördü, | Open Subtitles | نظرت لأعلى إلى قلعته ♪ ♪ و الشريط يزينها |
Sadece bana baktı ve kucakladı. Hiçbir şey demedi. | Open Subtitles | لقد نظرت لي فحسب ، وعانقتنى ولم تقل شيئاً. |
Kim bu adam? Ruhumun derinliklerine baktı! | Open Subtitles | من هو الرجل الذى يقف هناك , الذى ينظر داخل روحى ؟ |
Orada yüz yüze duruyorduk, bana baktı ve üzgün olduğunu söyledi fakat bana aşırı kızgınlıkla bakıyordu. | TED | ووقفنا هناك في مواجهة بعضنا البعض، ونظر لي وقال: آسف، ولكنه نظر لي بغضبٍ جامح. |
Ellerimle bastırıp kanamayı durdurmaya çalıştım ama zorlukla nefes almaya çalışarak bana baktı. | Open Subtitles | حاولت إستعمال يدى لإيقاف النزيف لكنّها أخذت نفساً كبير من الهواء ونظرت إلى |
Bana baktı, ve dedi ki, "Evet. Ya da belki tek tuvalete gitmek isteyen sizsiniz" | TED | فنظر الي وقال، نعم. أو انك الوحيدة التي اضطرت للذهاب الى الحمام. |
Cassick, arabanın şase numarasına baktı. | Open Subtitles | كاسيك ، بحث عن رقم المحرك للسيارة الحمراء التي لديكم |
% 5. Faizlerinin icabına nefsine hâkim olan baktı. | Open Subtitles | 5 بالمئة، يجب أن يعتني بمصالحك شخص ليس بطماع |
Sonra bana baktı ve gözlerimdeki ışıltının gidişini görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | ثم حدق بى و قال انه يرغب برؤية البريق يغادر عينى |
O lanet arı beni öldürecekken zavallı vücuduma o baktı. | Open Subtitles | لقد اعتنت بي بعد حَادِثة النحْلِ المُميِته |
Ve harika giden sunumum sırasında o benim oğluma çok iyi baktı! | Open Subtitles | ولقد اعتنى بطفلى عندما كنت كنت فى العمل والذى سار على خير ما يرام |
Öteki eli gözleri üstünde, şöyle resmimi yapmak ister gibi baktı yüzeme. | Open Subtitles | واخذ يحدق فى وجهي تحديقا شديدا كانما يريد ان يرسمه |
Bana baktı ve ben de kaçtım. | Open Subtitles | و نَظرَ لي. وأنا قلعتُ و رَكضتُ. رَكضتُ سريعا باقصي سرعة |
Hayır, adamın teki müşterilerimi taciz ediyordu, ve o da icabına baktı. | Open Subtitles | لا، شخص ما أراد التحرش بزبونتي وهي إعتنت بالأمر |
Bay Kern sana ve Charlene'e baktı ve bir şeyler yapmalıydı yeni kızı egale etmek için ve o da ona dönüşmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | سيد كيرن ألقى نظرة عليك و على شارلين و حسب الأمر على انه أذا لم يقدر على التفوق على الفتاة الجديدة سوف يجد طريقة ما |