Ben burada olduğum sürece kimse bir çocuğun özgürlüğünü elinden alamaz. | Open Subtitles | لا أحد سيأخذ حرية الطفل بينما أنا هنا لا أحد أتسمعوني؟ |
Ben burada senin pisliğini temizlerken sen orada parti veriyorsun. | Open Subtitles | أنا هنا أعاني لتخليصك من هذا الأمر وأنت تحتفل ؟ |
Ben burada sizlerle arkadaş olmaya çalışıyorum, sizse utanç vericisiniz. | Open Subtitles | ها انا هنا احاول ان اكون صديقكم وانتم تخذلوننى , |
Sana tahminimin ne olduğunu söyleyeceğim ve benim tahminim, bu bir tahmin, çünkü 30 sene geçecek. Ben burada olmayacağım. | TED | سأخبرك بتوقعي، وهو، وهذا هو توقعي، لأنه بعد 30 سنة. لن أكون هنا. |
Şimdi, Ben burada ilk TED'de iken Bu fotografı gösterdim: Büyük Ağabey'lerden iki adam, El Dorado'dan kurtulmuş olan sonraki nesillerden. | TED | عندما كنت هنا أول مرة في TED لقد عرضت هذه الصورة -- رجلين من الأخوة المسنين هم أحفاد الناجين من الـ:Eldorado |
Ben burada, araçlarla bağlantı kurup aşağıda neler olduğunu takip edeceğim. | Open Subtitles | سأكون هنا , على إتصال بالسيارات وما يحدث بالإسفل |
Daha hızlı iyileşebileyim diye çünkü arkadaşlarım orada ölürlerken Ben burada olmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | حتى أتعافى أسرع , لأنني سأمت من البقاء هنا بينما أصدقائي يموتون هناك |
Bakın arkadaşlar, Ben burada size dünyanın tamemen değiştiğini ve bundan hiçbirinizin haberi olmadığını anlatmaya geldim. | TED | حسنا يا جماعة، أنا هنا لأخبركم أن العالم قد تغير كليا ولا أحد منكم يعرف شيئا بخصوص ذلك. |
Ben burada değildim, o da bütün akşam dışarı çıkmadı. | Open Subtitles | لك أكن أنا هنا ولم تريني، كما لم تخرج هي من المنزل هذه الليلة. |
Ben burada seninleyim düşünüyordum... | Open Subtitles | أنا هنا معك كنت أفكر أنت تفكر أكثر مما تعمل |
İstersen sen git ve gör. Ben burada bekleyeyim. | Open Subtitles | لما لا تصعدى وتتحدثى اليه وسأنتظر أنا هنا |
Ben burada olduğumda ve yazdığımı duyduğunda ya da burada ne bok yapıyorsam yapayım burada olmam demek, çalışıyorum demek. | Open Subtitles | وقتما أكون أنا هنا و تسمعيننى أكتب على الآله الكاتبه أو كيفما كانت الحماقه التى يترائى أنى أفعلها هنا |
Siz gidin onunla uğraşın. Ben burada kalırım. | Open Subtitles | حسناً، اذهبا أنتما الإثنَتيْن، و سأبقى أنا هنا |
Holly beni esir etti gün boyunca ve Ben burada DC'de kaynanalarla başbaşayım. | Open Subtitles | هولي أوقفني يوما و انا هنا لوحدي في العاصمة مع أهل زوجتي |
Ben, Ben burada babamın yanındayım... ama onu hiç tanımıyorum... benden şarkı söylememi istiyor... ben evlat edinildim, ama sen doğduğumu bile bilmiyordun... | Open Subtitles | انا هنا مع ابي ولم نلتقي من قبل وهو يريدن ان اغني له اغنية |
Bu yüzden bayan, siz kraliçe olduğunuzda, Ben burada olmayacağım. | Open Subtitles | لذا سيدتى,عندما تصبحين ملكة لن أكون هنا. |
Veya Ben burada yalnız olsaydım, neler hissederdim. Sen? | Open Subtitles | أو الشعور الذي سينتابني لو كنت هنا لوحدي |
Bu taraftan birşeye ihtiyaç duyarsanız diye Ben burada olacağım, efendim. | Open Subtitles | سأكون هنا في حالة ان احتاجت أيّ شئ من هذا الجانب سيدي |
Bu hiç de adil değil, Ben burada tek başıma tıkılmışken sen orada gün boyu arkadaşlarınla oynuyorsun. | Open Subtitles | هذا ليس عدلا أن أبقى عالقاً لوحدي هنا بينما أنت هناك تلعب طوال اليوم مع الاصدقاء |
-Hayır. Ben burada ne yaptığını bildiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | كلا، إعتقدت أنني كنت أعرف ما الذي أفعله هنا. |
Bir şey olmayacak Ben burada seninleyim... - ...kafanın içindeyim. | Open Subtitles | ستكونين على ما يُرام، أنا هُنا معكِ في داخل رأسكِ. |
İşte patladığın zaman gelecekleri yer, ama Ben burada olmayacağım. | Open Subtitles | عندما تنفجري سوف يأتوا ولكنني لن اكون هنا |
Ama, Ben burada hayatımdaki önemli bir anı kutlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا هنا أحاول أن أحتفل بتلك اللحظة المُهمّة من حياتي |
Şerif Chambers onu tutukladığında Ben burada yardımcısıydım. | Open Subtitles | لقد كنت الوكيل هنا عندما العمدة شامبرس قبض عليه منذ سنوات |
Onun vücuduna elini koyuşun, ...Ben burada olduğum sürece böyle bir şey olamaz. | Open Subtitles | الطريقة التي وضعتَ يدك عليها، ذلك لا يحدث إذا كنتُ هنا |
Ben burada çalışıyorum! Hor görülmek için buraya gelmiyorum! | Open Subtitles | أنا أعمل هنا, أنا لم آتى إلى هنا ليتم إساءة معاملتى |
Bayan Wyatt, Ben burada uzun süre kalmayı düşünmüyorum yani yapılanlar sadece zaman kaybı. | Open Subtitles | انا فقط ظننت المسألة انه - ان لن اسكن هنا (لمدة طويلة سيدة (وايت اذا هي حقا مجرد تضييع للوقت |
Ben burada yokken, eline aldın mı tuttun mu? | Open Subtitles | عندما لم أكن هنا, هل حملتِ الصندوق,تعلمين.. مسكتيه؟ |