Bilmem ki, sana aşık ama belki seninle Bir bardak kahve içmek isteyebilir. | Open Subtitles | بدلالة انه واقع في الحب معك بشدة لن يمانع بتناول كوب من القهوة |
Bir bardak sıcak kahve ve neşelendirmek için bir tebessüm verdiler. | Open Subtitles | لقد اعطونى كوب من القهوة الساخن وابتسامة لادخال البهجة على نفسى |
Ama Bir bardak şaraba ihtiyacım var. Dolapta chardonnay var. | Open Subtitles | ولكن سأحتاج كوب من الخمر يوجد بعض منه فى الثلاجه |
Git şu hemşirelerden Bir bardak dolusu sakinleştirme suyundan al rahatla | Open Subtitles | دع واحدة من أولئك الممرضات يقدمن لك كوباً من العصير المهديء. |
1940'ta Bir bardak birayı yarılamışken ölmüştü. | Open Subtitles | وقد توفى فى 1940 اثناء تناوله كأسا من البيرة |
Bana Bir bardak kahve getirir misin? Bana feci enerji verir. | Open Subtitles | بأن تجلبي لي كأساً من القهوة , الذي بإمكانه تنشيطي أكثر |
Edgar Bir bardak şekere gitti, ve annem adını aile mezarlığına yazdırdı. | Open Subtitles | إدجار جاء يطلب كوبا من السكر وأمى حفرت أسمه على قبو العائلة |
- Bir bardak çay içecektim. - Baksana, neden olduğun yerde kalmıyorsun. | Open Subtitles | ـ وأتناول كوب من الشاي ـ انظر، لمَ لا تبقى مكانك وحسب |
Evet, Bir bardak çaydan sonra işini daha iyi yaparsın zaten. | Open Subtitles | نعم , و ستقوم بعمل أفضل إذا تناولت كوب من الشاي |
Sadece Bir bardak suya ve ağrı kesiciye ihtiyacın var. | Open Subtitles | انتي بخير. انتي فقط بحاجة كوب من الماء والملح فقط. |
Kendine sakince Bir bardak kahve doldur ve konsantre ol. | Open Subtitles | بسبب فيديو فيسيكل فقط حضري لنفسك كوب من القهوة وركزي |
Eğer birinin çikolatalı kurabiyeyi bilmesini istiyorsan yanına Bir bardak sütü de çizeceksin. | Open Subtitles | لو أردت أن يخمن أحد رقاقة بسكويت الشيكولاتة، ترسم كوب من الحليب بجانبها |
Yiyecek bir şeyler veya Bir bardak su iyi gelir belki. | Open Subtitles | ربما بإمكانك الإستفاد من أكل شيء ما أو كوب من الماء |
Beni içeri aldı, kanı temizledi ve bana Bir bardak limonata verdi. | Open Subtitles | أخذتني إلى الداخل وقامت بتنظيف الدم، قدّمت لي كوباً من عصير الليمون. |
Musluğu açışını duydum ve kendisine Bir bardak ılık musluk suyu dolduruşunu. | TED | وأسمعه وهو يدير حنفية المياه ويسكب لنفسه كوباً من الماء الدافئ. |
Biliyor musunuz, belki Bir bardak sheri de ben içerim. | Open Subtitles | هل تعلم ، ربما سآخذ كأسا من الشيرى لنفسى |
Bir bardak süzülmüş sıcak su istiyorum. Mümkünse bir dilim de limon. | Open Subtitles | أودُ كأساً من الماء الساخن، النقي وإن كان ممكناً، شريحة من الليمون |
bir iyilik yaparmısın Bir bardak kahve getirebilirmisin ? | Open Subtitles | هل تسدي لي معروفا وتعدي لي كوبا من القهوة رجاءا |
Ama yine de, burada elimde Bir bardak papatya çayı ile duruyorum. | Open Subtitles | و مع ذلك، ها أنا ذا واقفه هنا مع قدح من الشايّ |
Bu haksızlık. Ben de istedim. Bana Bir bardak bira yok mu? | Open Subtitles | ليس عدلا , طلبت واحدة أيضا ألن أحصل على كأس بيرة ؟ |
Muhtemelen Bir bardak su veya bana bakmak için inmiştin. | Open Subtitles | لابد أنكِ كنت ترغبين بكوب من الماء، أو تبحثين عنّي |
Araştırmacılar günde Bir bardak altın pirinç ile binlerce çocuğun hayatının kurtulacağını tahmin ediyor. | TED | قدر الباحثون أن كوب واحد من الأرز الذهبي باليوم سوف ينقذ حياة آلاف الأطفال |
Bir bardak su istesen içindeki buza uzun vadeli garanti almanı önerirdi. | Open Subtitles | تطلب منه كاس من الماء. فيخبرك انك تحتاج لضمان طويل على الثلج. |
Temiz havaya ihtiyacım var, Bir bardak suya ve yumuşak bir yastığa. | Open Subtitles | أحتاج هواء نقي وكأس من الماء ووسادة منفوشة |
Bir bardak su alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | أيُمكنني أن أحظى بكأس من الماء، من فضلكِ؟ |
Bir damla gıda boyası Bir bardak suya damladığında içgüdüsel olarak boyanın damladan ayrılıp sonunda bardağı dolduracağını biliriz. | TED | عندما تسقط قطرة ملون طعام في كوب من الماء، ندرك فوراً أن الملوِن سينتشر تدريجياً من القطرة، حتى يملأ الكوب. |
Affedersiniz beyefendi, Bir bardak şarap alırsınız diye düşündüm. | Open Subtitles | المعذرة سيدي، ربما تريد كأسًا من خمرة بورت؟ |
Lütfen Bir bardak su, gözüme birşey kaçtı, su serpmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد قدحاً من الماء ، رجاءً لقد دخل شيء في عيني |