Güzel. İyi. Sizin durumdan haberdâr olduğunuzdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | فقط أردت أن أتأكد من كونك على علم بهذا الوضع |
Sadece bu geminin gitmesi gereken yere gideceğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أتأكد أن هذه السفينة ستذهب إلي وجهتها |
Ben Yalnızca hava sahamızın canlı bölüklerle dolu olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أريد التأكد من أن دعمنا الجوي سيتكون من جنود أحياء |
Okuduklarını anladıklarından emin olmak için onlara birçok zor sorular veriyoruz. | TED | ونعطيهم الكثير من الأسئلة الشاملة للتأكد من أنهم يفهمون ما يقرؤون. |
Ben sadece... arabanın tekerinin sağlam olduğundan emin olmak istiyordum. | Open Subtitles | كنت مجرد كنت أتأكد من الهواء بالإطارات لأتأكد أنها آمنة |
İnsanların şeytana uyup Tanrı dışında başka cevaplar aramamalarından emin olmak zorundayız. | Open Subtitles | وعلينا أن نتأكد من أنهم لن يبحثون .عن الإجابات خارج هذه الكنيسة |
Her şeyi düzgün yaptığımdan emin olmak istiyorum. Biraz daha zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتأكد أن كل شيء صحيح، وأنا أحتاج فقط لبعض الوقت |
Sana ve bebeğe vermeden önce güvenli olup olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أتأكد بأنها ستكون آمنه للاستخدام قبل أن اجلبها لك وللطفل |
Diğerleri tamamladılar bile, ve bende her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | الاَخرون جميعهم انتهوا بالفعل وأردت أن أتأكد أن كل شيءٍ على ما يرام |
Leo onları duygusu ve iyi olduğundan emin olmak için mümkün olacak. | Open Subtitles | ليو قد يكون قادراً على الإستشعار بهم و التأكد من أنهم بخير |
Tek yapman gereken kaplanın yarına kadar transfer edildiğinden emin olmak. | Open Subtitles | كل ما ينبغي عليك فعله هو التأكد من نقل النمر غدا |
Son kararı vermeden önce neler olduğunu anladığımdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | قبل إتخاذ أية قرارات نهائية أردتُ التأكد من فهم ما حصل |
Ben hissediyorumki sicil çagrisimi yapabilirim... kimle konustugumdan emin olmak için. | Open Subtitles | أشعر بأنه عليّ قراءة الأسماء للتأكد من الشخص الذي أتكلّم عنه |
emin olmak için herkesle görüşmemiz ve onlara promisin testi yapmamız lazım. | Open Subtitles | و مع ذلك فاننا نريد الجميع ليخضعوا الى فحص البروميسن فقط للتأكد |
Ne yapmamız gerektiğini biliyorduk, uçağın arkasında bu kadar yük varken sağlam kalabileceğinden emin olmak için mühendisleri devreye sokmak lazımdı. | Open Subtitles | كنا نعرف ما كان علينا القيام به. كان علينا أن تتورط المهندسين. للتأكد من أن الطائرة يمكن أن يقف هذا الإجهاد. |
Evet, bugün orada LAPD'nin bizim soruşturmamızla ilişkin olduğuna emin olmak zorundaydık. | Open Subtitles | نعم، كان يجب أن نتأكد بأن الشرطة كانت مستيقظة اليوم بخصوص تحقيقنا. |
Seni ispiyonlamam. Biz arkadaşız. İyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لن أشي بكِ، فنحن أصدقاء أريد التأكّد فقط من سلامتكِ |
Annesi veya babası tarafından taciz edilmediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد أن والده لا يتحرش به أو أمه |
Şu an en önemli şey etrafımızdaki herkesten emin olmak. | Open Subtitles | لذا الشيء الأكثر أهمية أن يتأكد من كل شخص حولنا. |
Siz altı kişinin bulduğu planın kimsenin eline geçmediğinden emin olmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | و تريد أن تتأكد بالأ يعلم أحد بالخطة التي وضعها الستة أعضاء |
Bu bölümün lideri olarak son görevim bunun olduğundan emin olmak olacak. | Open Subtitles | آخر شيء سأقوم به كرئيسه للقسم هو ان اتأكد ان هذا سيحدث |
Onu rehin olarak kullanmayacaklarına emin olmak istedim. | Open Subtitles | اريد فقط ان اتاكد انهم لن يستخدموها كرهينة |
Sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum. - Pişmanlık duymanı istemem. | Open Subtitles | هذا صحيح، لكن أريد فقط التأكد أنك لن تندم |
Bu geceki toplantıda hepimizin aynı tarafta olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أريد أن أحرص على أن تكون نوايانا واحدة في إجتماع الليلة. |