"fotoğraf" - Traduction Turc en Arabe

    • الصور
        
    • الصورة
        
    • التصوير
        
    • تصوير
        
    • صوره
        
    • صوراً
        
    • الصوره
        
    • صورة
        
    • صورا
        
    • صورةً
        
    • للصور
        
    • صورًا
        
    • للتصوير
        
    • تصويري
        
    • صورتي
        
    Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim. TED ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور.
    Bu yüzden Twitter'da fotoğraf paylaşımına başladığımızda konum bilgilerini kapatmaya karar verdik. TED ولهذا السبب، عندما أطلقنا الصور في تويتر، قررنا أن نستثني المعلومات الجغرافيّة.
    Bu özel fotoğraf için yerden 15 metre yukarıda bir makaslı kaldıraç içindeydim ve yerim çok sabit değildi. TED في هذه الصورة خاصةَ، كنت في رافعة معدنية في الأعلى بارتفاع 50 قدما في الهواء ولم تكن مستقرة تماما،
    Bu tek fotoğraf size Mars atmosferinin değiştiğini söylüyor, büyük oranda değişti. TED هذه الصورة تخبركم أن مناخ المريخ قد تغير، وقد تغير بشكل كبير،
    Bir daha o alışveriş merkezine gitmek istemiyorum. fotoğraf kabininde yılan balıkları var. Open Subtitles لا أود العودة للسوق التجاري مجدداً، كان هناك سمك أنقليس في كشك التصوير
    fotoğraf ve videolar gündelik hayatın bir parçası haline geliyorlar. TED الصور والفيديوهات أصبحت جزءًا متكاملا مع الحياة على مستوى العالم
    Birlikte gıda bankalarına gittik, ses ve fotoğraf kayıtları almaya başladık. TED وذهبنا معًا إلى بنوك الطعام وبدأنا بأخذ تسجيلات صوتية وإلتقاط الصور.
    Şunu farkettim, ticari bir hava aracıyla bu tarz bir fotoğraf yakalayamazdınız. TED أدركت أنه لا يمكنك أن تأخذ هذا النوع من الصور بالطائرات التقليدية.
    Sanırım hayatım boyunca resim çektim, fotoğraf makinem olmadan çok önce bile. Open Subtitles أعتقد أننى كنت ألتقط الصور طوال حياتى قبل ان أمتلك كاميرا بزمان
    Seni hiç ilgilendirmez; ama söyleyeyim, bir ara fotoğraf çekiyordum. Open Subtitles هذا لا يخصك و لكننى كنت أقوم بإلتقاط بعض الصور.
    Su püskürtücüyü tamir et fotoğraf albümüne resim koy. Şeker yemeyi bırak. Open Subtitles أصلاح الرشاشات , ضع الصور في البوم الصور توقفِ عن تناول السكر
    Bu fotoğraf Büyük Buhran'dan önce Kongo'nun başkenti Brazzaville'de çekildi. TED لقد التقطت هذه الصورة قبل الكساد الكبير في برازافيل، الكونغو.
    Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz. Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik. Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. TED نحن لم نقم بعمل اي شئ للخلايا لقد قمنا فقط بأخذ الصورة بعد إطفاء النور بالغرفة وهذا مانراه هنا.
    Yağlı boya tablo ile, fotoğraf gibi mekanik şeyler arasındaki farkı öğrendim. Open Subtitles وتعلمت الفرق بين بين اللوحة الزيتية الجميلة والشئ الميكانيكي ، مثل الصورة
    Ama bu fotoğraf yarını gösterdiği için onunla bir ilgisi olmadığı çok açık. Open Subtitles ولكن يظهر أن هذه الصورة ستحدث بالغد ولا دخل لها به على الإطلاق
    fotoğraf o kadar eski ki, plajlar hâlâ haremlik selamlık. Open Subtitles تلك الصورة قديمة جداً حتى أن الشواطئ ما تزال معزولة
    Hayatımın kazanmak için fotoğraf çekiyor olmam araştırma yapmayı bilmediğim anlamına gelmez. Open Subtitles أن يكون التصوير مهنتي لا يعني أني لا أحسن استعمال محركات البحث.
    Çok güzel fotoğraf verir ben de kameramla bir sanatçıyım, ama neye yarar? Open Subtitles هذا من شأنه صورة جميلة وأنا فنان بألة تصوير ولكن ما هي الفائدة؟
    İşin sırrı güçlü bir izlenim bırakmalısınız, yani fotoğraf çekilmelisiniz,.. Open Subtitles والسر أن تصنع إنطباعاً قوياً لذا عليك أن تجسد صوره
    Kurgu fotoğraf içeren tüm duygular seçilip çıkartıldıktan sonra bir sistem dahilinde görüntülenebiliyor. TED مونتاج تنتج من كل المشاعر التي تحوي صوراً ليتم إستخلاصها وعرضها في شبكة.
    Sayın üye, mesele olan fotoğraf sanırım sizin düşündüğünüzden de yakında olabilir. Open Subtitles رجل المجلس,أعتقد أن الصوره فى موضع سؤال ربما تكون أقرب مما تتخيل
    Geçen Aralık ayında Central Valley tepesinin zirvesinde çekilmiş bir fotoğraf görüyoruz. TED وهنا نرى صورة على قمة تلة في وسط وادي في ديسمبر الماضي.
    ve bizimle fotoğraf çektirdiler. Çoğu müşterilere ağır televizyon setleri getirmek için arkaya TED والتقطوا صورا معنا. واخترع العديد منهم نكتا حول محاولتهم جلبنا للخلف
    Net bir fotoğraf alana kadar dairesini üç gün boyunca gözlemledim. Open Subtitles كنت أراقب شقته لمدة ثلاثة أيام حتى التقطت له صورةً واضحة
    Bu, Diana'nın, Camilla'nın O'nun kocasını öperken bakıyor olduğu fotoğraf. Ve bir dizi fotoğraf vardı bu şekilde. TED فها هي صورة لديانا و هي تنظر لكاميلا و هي تقبل زوجها و كانت هذه امثلة للصور.
    Ben de tuvalete gideceğim. Bizimkisi dışında her masada fotoğraf çektirdiler. Open Subtitles إلى غرفة الفتى الصغير. إلتقطوا صورًا في كل الطاولات عدا طاولات.
    Flaşlı fotoğraf çekiminin ilk yıllarında kullanılan patlayıcı bir kimyasal bileşim. Open Subtitles خليط من الكيماويات المتفجرة كان يستخدم في التجارب الأولى للتصوير الفوتواغرفي
    Ne zaman geldiğini hiç bilmiyorum. fotoğraf makineme dokunma! Çık dışarı! Open Subtitles لا يمكن أن يعرف ما تصوريه لا تلمس آلة تصويري اللعينة
    Bu benim en çok sevdiğim fotoğraf. Birkaç hafta önce çekildi. TED وهذه هي صورتي المفضلة والتي أُلتقطت منذ أسبوعين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus