Günümüzde, bilim ile kültürün geri kalanı arasındaki ayrışmayı görselerdi, dehşete düşerlerdi. | TED | لقد كانوا سيشعرون بإستياء بالغ لرؤيتهم انفصال اليوم عن العلوم وباقي الثقافة. |
.. ancak kültürün özü insanların devamlılığı ve korunması hakkında. | TED | لكن الثقافة الحقيقية تتعلق بالمحافظة على مجموعة من الناس واستمراريتهم. |
Bu kadim kültürün mitolojisinde tüm evren bir Fonio tohumundan filizlenmişti. | TED | وفي أسطورة تلك الثقافة القديمة، نبت العالم بأكمله من بذور الفونيو. |
Şimdi biz antropologlar olarak, biliyoruz ki, her kültürün bir başlangıç hikayesi vardır. | TED | انا أعلم كعالم انثروبولوجيا ان لكل ثقافة قصة محورية تقوم عليها |
Burada insanlar, dünyadaki başka hiçbir kültürün olmadığı kadar denizle iç içe yaşıyorlar. | Open Subtitles | هناك أشخاص يعيشون بأُلفة مع المُحيط أكثر من أيِّ حضارة أخرى على الارض |
Bugün ise bir zamanlar zengin bir kültürün küçük kalıntıları... | Open Subtitles | الآن لم يتبقّ سوى القليل من تلك الثقافة المزدهرة سابقاً. |
çünkü bugün farkına vardığımız, modern kültürün trajediyi strateji olarak benimsediğidir. | TED | لأن ما ندركه اليوم هو أن الثقافة الحديثة على ما يبدو أنها تبنَّت إستراتيجية المأساة. |
Yani bu organizasyonların tabanda ihtiyaç duydukları şey bu kültüre tabanda talep oluşturabilmek için demokratik kültürün kendisinin savunuculuğunu yapmaları gerekiyor. | TED | هذه المنظمات هي ما نحتاجه على أرض الواقع لتدعيم مفهوم ثقافة الديمقراطية نفسه لخلق الطلب لهذه الثقافة على أرض الواقع . |
İyi veya kötü hepimiz çevremizdeki kültürün bir parçasıyız. | TED | في السراء والضراء جميعنا نتاج الثقافة حولنا. |
Bu, yayından pratiğe, konuşmaktan uygulamaya kadar akademik kültürün tamamen değişmesiyle alakalı. | TED | بل تغيير الثقافة الأكاديمية من النشر للممارسة ومن القول للفعل. |
Biz toplum ve kültürün birlikte bu sosyo-kültürel regülasyon içinde nasıl birlikte gelişme gösterdiğine bakmalıyız. | TED | يجب أن ننظر الى كيف ان المجتمع و الثقافة في هذا النظام الاجتماعي الثقافي انه عمل في تقدم. |
Bu kültürün korunması ihtiyacından esinlenerek baterinin, genç çocuklar ve kızlar için önemini öğretiyorum. | TED | مستوحاة من الحاجة للحفاظ على الثقافة أنا أقوم بتعليم مغزى وأهمية الطبول للفتيان الصغار والنساء والفتيات |
Bunu söylememin nedeni; buradaki mevcut kültürün etkilerinden biri -doğrusunu söylemek gerekirse- öğretmenlerin uzmanlıklarının yok edilmesidir. | TED | السبب في أنني أقول هذا هو أن أحد آثار الثقافة الحالية هنا، إذا أمكنني قول ذلك، هو إلغاء مهنية المعلمين |
kültürün değişmeye başladığını görüyorsunuz Oklahoma şehrinde. | TED | وهكذا ترى بداية تغير هذه الثقافة في مدينة أوكلاهوما. |
Yeni bir anatomi sunumu yarattılar, -ne canlı, ne de ölü- sanatsal kültürün bütün bu hükümlerinden uzak. | TED | لقد خلقوا تمثيلا عالميا لعلم التشريح شيء لم يكن حياً أو ميتاً، حرَ من تأثيرات الثقافة الفنية تلك. |
Ama kültürün tanımı aynı zamanda politik kararlar verenler tarafından belirlenebiliyor ve bu insanlar da kültürü bir hapishane biçimine sokmaya çalışıyorlar. | TED | ولكن الثقافة أيضاً هي ما يمكن أن يتم تحديده ليكون ثقافة بواسطة أولئك الذين يملكون مصالح سياسية في تشكيل الثقافة كشكل السجن. |
Asgard'a bağlı ileri bir kültürün üyesi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنة من فصيلة الاسجارد . حضارة متقدمة جداً |
Ülkemizde iki kültürün bir araya gelişini kutladığımızda tatil yaparız. | Open Subtitles | لدينا عيد راس السنه في وطننا يحتفلون به هذا الاحتفال بسبب تحالف ثقافتين |
Adeta zaman kapsülü gibi. Geçmişe kültürün ışığında bakıyordum. | TED | كأنها كبسولة زمنية، كنت أنظر من خلال نافذة ثقافية إلى الماضي. |
Yani kuruluşlar küçülebiliyor veya daralabiliyor, ki elbette kültürün geleceği bir anlamda hepsinden daha belirsiz. | TED | لذا فإن المؤسسات يمكن أن تنكمِش أو تنقبِض لأنه، بالطبع، مستقبل الثقافات هو، على أي حال، الأكثر تذبذبًا على الإطلاق. |
Hangi dil olursa olsun kültür senin kültürün, öyle değil mi? | Open Subtitles | مهما اختلف اللسان الثقافة هي ثقافتك, أليس كذلك؟ |
Tüm kültürün tuvalette olduğunu bilmek zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تعلم الثق |
Çünkü karalama yapmak evrensel olarak ulaşılabilir ve bir sanat formu olarak göz korkutucu değil, insanları görsel kültürün daha yüksek seviyelerine taşımamız için bir kapı olarak kullanılabilir. | TED | لأن ذلك الخربشة في متناول الجميع وهي ليست تميع للفن او عبث فني يمكن الإستعانة بها لحفز الناس وتحريك الشعب إلى مستويات مرتفعة من محو الأمية البصرية. |
T.S. Eliot bir keresinde "Bir kültürün başına gelebilecek en unutulmaz, önemli gelişmelerden biri yeni bir yazı üslubu bulmaktır." | TED | تي سي اليوت قال "واحد من اهم الاشياء التي تحدث لحضاره هو ان يكتسبون شكلا جديدا من أشكال النثر. " |
Fakat diğer birçok kültürün de kendilerine ait bulmacaları var. | TED | لكن ثقافات أخرى عديدة لديها ألغازها الخاصة. |