2010 yılının bu konuda herhangi bir özelliği yok, çünkü, her yıl ortalama 31,5 milyon insan doğal afetler nedeniyle yerinden oluyor. | TED | الآن، مامن شيء مثير للاهتمام بشأن سنة 2010، لأن المعدل يرتفع ل 31 ونصف مليون شخص مشرد بسبب الكوارث الطبيعية كل عام. |
Tartışmadık, bir konuda ayrı düştük. Rusty ondan hiç hoşlanmazdı. | Open Subtitles | لم تكن مشاجرة, كنا نتحدث بشأن راستى, فهى لا تحبه |
Her konuda yalan söylemiş... şimdi de sözüne inanılmasını isteyen bir adam. | Open Subtitles | الرجل الذي كذب بشأن كل شيء ويريد الآن أن تؤخذ كلمته بصدق |
Şimdi yaptığım araştırma bu konuda. Ruhanilik, dünyadaki yeni ruhlar üzerine. | TED | هذا هو بحثي الجديد عن الروحانية، و الأرواح الجديدة حول العالم |
Fakat çok yakın zamanlara kadar bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
Dürüst olmak gerekirse, bence o konuda biraz yardım alabilirdi. | Open Subtitles | لأكون صريحة,اعتقدت أنه لربما احتاج قليلاً من المساعدة بهذا الشأن |
Görünüşe göre o psikopat bir konuda haklıymış... ilgisiz bir babamız var. | Open Subtitles | يبدو ان الفتى المضطرب كان محقاً بشأن شيء واحد لدينا والد سيء |
Zaten tereddütüm vardı bu konuda, ...ve haklı olduğumu anladım. | Open Subtitles | لقد كنت على حاجز بشأن هذا وهو فقط غير مناسب |
Bu konuda pek fazla düşünmedim ama Şimdi senin söylediklerini duyunca... | Open Subtitles | انا حقا لم افكّر بشأن ذلك، لكن استمع إلى ما اقول, |
Hayır, tek bir nedenle rüşvet almıyorsun çünkü bu şekilde, her konuda namussuzluğa hakkın olacağını sanıyorsun ve bu, kimsenin umursamadığı rüşvet almaktan daha kötü! | Open Subtitles | لا، أنت لا تأخذ المال لسبب واحد لتشتري كونك غير شريفاً بشأن كل شيء آخر وهذا أسوأ من أخذ المال الذي لا يكترث أحد به |
Ve sen gerçekten, onun bu konuda suçluluk duymadığına inanıyor musun? | Open Subtitles | و أنت فعلاً تصدق بأنه لا يشعر بالذنب بشأن ذلك ؟ |
Ve sizin ya da herhangi birinin bu konuda yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | و ليس في وسعك أو وسع أي شخص فعل أي شيء بشأن هذا |
Cuma yemeğimizi teyid etmek için arıyorum. Bu konuda çok mu şımarık davranıyorum? | Open Subtitles | انني اتصل للتأكيد على غدائنا يوم الجمعة هل أنا بالمقدمة جدا حول هذا؟ |
Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama bu konuda güçlü hislerim var. | Open Subtitles | أَعْرفُ هذا لا أَتعلّقُ بي، لَكنِّي أَشْعرُ بقوة جداً حول هذا. |
Bu konuda kendini kötü hissetmemen için sana bir sebep daha vereceğim. | Open Subtitles | أنا سَأَعطيك السبب الآخر أَنْ لا يَبْدوَ سيئ جداً حول كُلّ هذا. |
Frasier, dürüstlükten bahsediyorsun ama bu konuda doğruyu söylememeyi nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | لذا، فرايزر، بكُلّ كلامكَ حول الأمانةِ، كَيفَ تُبرّرُ تَزييف هذا الشيءِ؟ |
- Bu konuda size yardımcı olabiliriz. - Evet, mesajınızı aldık. | Open Subtitles | ربما يمكننا مساعدتكم فى هذا الشأن نعم ، لقد تلقينا رسالتكم |
Ve... Bu konuda seni ikna ettiğim suçlamasında bulunmanı istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريدك أن تلقي اللوم علي لمحادثتك بهذا الشأن |
Senin de o konuda yalan söylememen gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن من المفترض عليكي أن تكذبي بشأنه ايضاً,أليس كذالك؟ |
empati veya bağlantı kurmaya kapasitesi olmayanlardır. Kimse bu konuda konuşmak istemez, | TED | ليس لهم مقدرة للتعاطف الإنسانى أو التواصل. لا أحد يريد التحدث عنه، |
İşte bu yüzden şu an için bu konuda hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لهذا بالضبط لا يمكننا فعل أى شىء تجاه هذا الآن ماذا تعنى؟ |
Bu konuda espri yapabilirsin, ama sen ortadan kayboldun diye adamları bütün gece at sırtında gezdirmek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنت يمكن أَن تنكّت حوله الآن، لكنك حصلت لنفسك على الخسارة وأنا أبقى الرجال خارجاً يركبون ظهورهم طوال الليل |
- Hassasiyet çalışmanda bu konuda yalan söyledin, değil mi? | Open Subtitles | كذبت بشأنها أثناء حديثك عنها , أليس كذلك ؟ أجل |
Ki bence bu konuda ironik olan asıl mesele bu. | Open Subtitles | و الذي إذا سألتني حياله هو الأمر المثير للسخرية هنا |
Bence de bu konuda doktor yanılmıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الطبيب من الممكن ألا يكون مخطئا بشان هذا الشخص |
Bak, tamamen başka bir konuda kişisel bir iyilik yapmanı isteyeceğim. | Open Subtitles | إسمع ، هناك موضوع آخر تماماً أنا في حاجة لمعروف شخصي |
Açıkçası, benim bu konuda herhangi bir endişem yok. | Open Subtitles | بأمانة مطلقة, لم أكن لأشغل بالى بأمر كهذا. |
Bu konuda konuşmak istediğini biliyorum ve bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | أعرف أنك أردت التحدث بالأمر ولم أكن أتكلم، آسف على ذلك |
NG: Yakında. JC: Yakında. Bu konuda sana geri döneceğiz. | TED | نيل: قريبا. جون: قريبا. سنعود إلى هذه النقطة فيما بعد. |
Soğuk seni öldürecek. Tabii bu konuda bir şey yapmazsan. | Open Subtitles | البرودة هي ما ستقتلك أولا ما لم تفعل شيئا حيالها |