mutfağı O'Reily'nin çalıştıracağını söyledim, en az Dino kadar başarılı. | Open Subtitles | أورايلي سيدير المطبخ ببراعة كما فعل دينو في ما مضى |
Lütfen Amanda'ya mutfağı göster ben de Tom'la birkaç laf edeyim. | Open Subtitles | دعي أماندا تلقي نظرة على المطبخ بينما أتحدث أنا مع توم |
Emin olmak için, neden tüm mutfağı baştan aşağı temizlemiyorsun? | Open Subtitles | فقط لتكون بأمان، لم لا تنظف المطبخ من أعلاه لأسفله؟ |
Öyle görünüyor ki, mutfağı olan bir yere taşınmam lazım. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أننى سأنتقل وأبحث عن مكان به مطبخ |
Bu yeterli bir süre değil, mutfağı henüz şekle sokmaya başladı, ve bunu sana söylemek istemedim ama bahçe düzenlemesinin de lafı geçti. | Open Subtitles | هذا الوقت ليس كافي , لقد بدأت لقد بدأت تزخرف المطبخ , وأنا لم أرد أخبارك بهذا لكن هنالك حديث عن أعشاب الحديقة |
Baştan söylemeliyim, mutfak gerçekten de son noktayı koyar. Eğer böyle bir mutfağı alabilseydim, karım beni asla terketmezdi. | Open Subtitles | لذا، كما كنت اقول في السابق، المطبخ صفقه مشجعه لو كنت استطيع تحمل تكاليف مطبخ كهذا، لما تركتني زوجتي |
Bir iki gün daha Mumbai'de kalıp yeni Şef'e mutfağı göstermeliyim. | Open Subtitles | عليّ البقاء لعدة أيام في مومباي حتى أُري الطاهي الجديد المطبخ |
Birlikte içeri girip mutfağı bulacağız ve alabildiğimiz kadar erzağı alacağız! | Open Subtitles | سندخل و نجد المطبخ و نحضر حاجيات على قدر إستطاعتنا سوياً |
mutfağı geçtikten sonra sahnenin arkasında eşyalarını koyabileceğin bir oda bulacaksın. | Open Subtitles | خلف المسرح بعد المطبخ هناك تجدين غرفة الملابس، حيث تضعين حاجياتكِ |
Sen! Bu çiftliği yok etmeye devam et. mutfağı alacağız. | Open Subtitles | أصغ , خذ هذا الجزء من المزرع نحن سنأخذ المطبخ |
Muhteşem Omaha Kumsalı'ndaki gibi sadece kuma uzanıp Fransız mutfağı çalışırsın. | Open Subtitles | مثل اقتحام شاطئ أوماها، فقط للتوقّف على الرمال لدراسة المطبخ الفرنسي. |
Biz mutfağı elektrik laboratuvarına dönüştürmeyi denedik. | TED | في الحقيقة حاولنا تحويل المطبخ الى مختبر هندسة كهربائية |
her ne kadar kanepe olsa da. Şayet mutfağı izlerseniz, görürsünüz ki, 1-10 dolar arasında kadınlar için büyük bir fark yok | TED | برغم وجود الأريكة. ولو شاهدنا المطبخ , سترون أن الفارق الكبير الذي تطلبه المرأه لا يأتي من دولار إلى عشرة. |
Annem mutfağı yeniden yaptırmıştı; o gün dışarı çıkmıştı. | TED | وكانت والدتي قد جددت المطبخ وكانت خارج المنزل يومها بعد أن أعدت لنا فطيرة التونا |
Her yerdeydiler ve annem mutfağı karanlık odaya dönüştürmüştü | TED | كانوا في كل مكان، وأمي حولت المطبخ لغرفة تحميض الصور. |
ve Campbell Çorbaları'nın mutfağı ile bir araya geldi, ve 45 çeşit spagetti sosu yaptı. Ve onları bir domates sosunun | TED | ثم إستغرقه العمل داخل مطبخ شركة كامبل , وقام بصناعة 45 تركيبة مختلفة من صلصة الإسباجيتي. |
Huntington mutfağı. Bu programı yaptığım yer, Huntington, | TED | مطبخ هنتنغتون . هنتنغتون ، حيث قدمت هذا البرنامج، |
Onun gibi insanların Cehennem mutfağı'nı koruması beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | يسرنى أن أناساً مثله يحمون " هيلز كيتشن" |
Şimdi mutfağı geçince daima bir şeylerin olduğunu görebilirsiniz. | TED | يمكنك الآن دائماً أن تمرّ بالمطبخ لترى شيئًا يحدث. |
Sen mutfağı mı kastettin? | Open Subtitles | تَعْني المطبخَ. |
Bundan sonra mutfağı Peter Schibetta yönetecek. | Open Subtitles | سيُديرُ بيتَر شيبيتا المَطبَخ من الآن و صاعداً |
- Roz sana mutfağı göstereyim. | Open Subtitles | مَع متخنِّثِها عمِّ، جاكي. تعال، روز، أنا سَأُشوّفُك حول المطبخِ. |
Aslında sizi yemeğe davet ederdik; ama mutfağı yeniliyoruz da. | Open Subtitles | كنا سنستضيفكم في العشاء ولكننا نقوم بتجديد مطبخنا |
Buranın ötesinde, teras kat var. 11 odası ve mutfağı var. | Open Subtitles | . بالإضافة إلى وجود شقة في الطابق العلوي تتكون من 11 غرفة ومطبخ |
Dedemin mutlu mu mutlu evine hoşgeldiniz. Onun kanepesi, onun mutfağı. | Open Subtitles | أهلاً بك في منزل جدّي السّعيد جدًّا، هاهي أريكته، هاهو مطبخه. |
Çok isterdim, ama anneme mutfağı boyamada yardım ediyorum seni sonra ararım, tamam mı? | Open Subtitles | كنت لأحب هذا و لكن أنا أساعد أمي في طلاء مطبخها أذا سأكلمك لاحقا , حسنا ؟ |
Artık eskisi gibi mutfağı ateşe vermiyorum. | Open Subtitles | ليس مثلما وضعت زجاجة النبيذ الإيرلندي وإنتهى ذلك بمطبخ مشتعل |
Uzun süredir, mutfağı ve her şeyin yerini bildiğimden idare edebildim. | Open Subtitles | كنت أتدبر أموري نوعًا ما لفترة طويلة بمعرفتي للمطبخ وأين تُحفظ الأشياء |
Erzak arabaları ve sahra mutfağı gece bize yetişirse memnun oluyoruz. | Open Subtitles | نحن مسرورون أن عربة المؤن والمطبخ يمكنها الوصول إلينا فى الليل |
Kilise, mutfağı kullanmamıza izin veriyor. | Open Subtitles | -رجال الكنيسة يسمحون لنا باستخدام مطبخهم |