Biz tanıştıktan sonra, eve gönderildim ve afaroz edildim... gay olduğum için. | Open Subtitles | بعد ان التقينا , قد ارسلت الى منزلي وقد اهانوني لكوني شاذ |
Oh, burada olduğum için ben de aynı şeyleri hissediyorum. | Open Subtitles | وأنا لدي نفس الشعور لكوني هنا أشعر بأنني محظوظة جدا |
Kaptan olduğum için denedim ama bunu kim yapabilir ki? | Open Subtitles | لقد حاولت لأني أنا القائد لكن من يمكنه فعل هذا؟ |
Ben burda olduğum için, normalde yapmayacağınız... hiç bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | تعلمون أنه لا يتوجّب عليكم فعل شيئ لا تفعلونه عادة فقط لأني هنا |
Bana güvendiğiniz için, nitelikli olduğum için beni gönderdiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك ارسلتيني لأنكِ تثقي بي لأنني كنت الأكثر كفائة |
Ve böylece, tüm bunlar beni burada olduğum için heyecanlandırıyor, çünkü hayat sonsuz. | TED | وهكذا، فإن هذا الأمر كله قد قدر لي أن أكون مسرورا لوجودي هنا، لأن الحياة محدودة. |
Senin fan sayını artırmak için burada olduğum için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكوني سعيده لكوني متواجده هنا حتى لأوسع قاعدتك الجماهيريه |
Seninle beraber olduğum için beni zar zor affetti zaten. | Open Subtitles | وهي بالكاد سامحتني لكوني أقمت علاقة معك في المقام الأول |
Yaratıcı olduğum için bana kızıyorsun çünkü sen de yaratıcı olabilmek isterdin. | Open Subtitles | أنت غاضب علي لكوني خلاقاً لأنك ترغب بأن تملك القدرة على الإبداع |
Evde olduğum için çok mutluyum anne, seninle olduğum için. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية لكوني بالمنزل أمّاه حقّا لأن أكون معك |
Yönetimde olduğum için ayın sonuna kadar iki hafta izinliyim. | Open Subtitles | ولكن لأني حكيمة فقد أخذتُ إسبوعين أجازة في نهاية الشهر |
Bütün gece uyaniktim ve kendime hayatta olduğum için sansli olduğumu söylüyordum. | Open Subtitles | أستيقظ في الليلة وأخبر نفسي أني محظوظة لأني ظللت على قيد الحياة |
Amerikan Devrimi'yle ilgili ödevimde başarısız olduğum için formu imzalatmam gerekiyordu. | Open Subtitles | علي جعلهم يوقعون الرسالة لأني أخفقت في مهمتي حول الحرب الثورية. |
Evine gelip, seni karakola götüren kişi olduğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف جدا أن لأنني كنت أنا من قدم وأحضرك للمخفر |
Teşekkürler. Bu tarihi olayda olduğum için mutlu ve gururluyum. | Open Subtitles | شكراً أنا حاسس بالفخر لوجودي في اللحظة التاريخية دي |
Kurallara uyma konusunda iyi olduğum için zorunlu seansları vermediler ya. | Open Subtitles | حسنا، لمْ يقوموا بإعطائي جلسات إجباريّة لأنّي بارع في اتباع القواعد. |
Ayık olduğum için mi, bana paralı zarflar göndermeye başladılar? | Open Subtitles | هل تظنين لأننى مقلع ، فانهم سيبدأون بإرسال مظاريف ؟ |
Büyüye karşı savaşta güvenilir bir müttefik olduğum için bana teşekkür etti. | Open Subtitles | أراد أن يشكرني على كوني حليف موثوق به في حربه ضد السحر |
Gittiğim çoğu yere gitmeye medyada duymuş olduğum için karar verdim. | TED | معضم الاماكن التي زرتها قررت الذهاب اليها لانني سمعت عنها عبر الاعلام. |
İyi bir gözlemci olduğum için. Güçlü bir iradeye sahibim. | Open Subtitles | لأنى مراقب جيد ، وصاحب ذكاء حاد - فهمت - |
Petersburg'un yabancısı olduğum için yer hakkında pek bir şey öğrenemedim. | Open Subtitles | لم استطع جمع معلومات, لاني لم اصل الا منذ مدة قصيرة |
Kadın olduğum için doğal olarak daha tedbirliyim ve sen yokken daha mantıklı düşünebilirim. | Open Subtitles | لكونى أمرأة ، فأنا أكثر حرصاً منك ويمكننى التفكير بوضوح بمفردى |
Şu anda o masada oturan üç üyeden birisiyim -- farklı olduğum için değil, fakat sesime önem verildiği için, diğer herkes gibi. | TED | وحاليّاً أنا واحدةٌ من الأعضاء الثلاث من الجمهور والذين لديهم مقعدٌ على طاولة النقاشات ليس لأنّني مختلفة، بل لأنّ صوتي يحتسب، مثل الجميع. |
Sanırım Tanzanyalı olduğum için hepinize bir kez daha hoşgeldiniz deme sorumluluğum var. | TED | لأنني من تنزانيا أعتقد أنه يجب عليّ أن أرحب بكم جميعًا مرة أخرى. |
Temel üretim modeli olduğum için hiç dil paketi yüklenmedi. | Open Subtitles | بما أنني نموذج صناعي أساسي لم يقوموا بتجهيزي بحزمة لغات |
Kaslarım ağrıyorsa onları kullanmış olduğum için. | Open Subtitles | أعني، ان ألمتني عضلاتي ذلك بسبب أني استعملتهم |