"paranın" - Traduction Turc en Arabe

    • النقود
        
    • المبلغ
        
    • مالك
        
    • بالمال
        
    • أموالك
        
    • الاموال
        
    • مال
        
    • العملة
        
    • للمال
        
    • نقودك
        
    • المال
        
    • الأموال
        
    • أموال
        
    • المالِ
        
    • ماله
        
    Bu paranın bir doları bile senin olmayacak çünkü oğlum için fidye ödemeyeceğim. Open Subtitles أنت لن تري دولار واحد من هذه النقود لأنه لن تُدفع فديه لأبني
    Bu yüzden yeni gelen paranın birazı bana lazım olacak. Open Subtitles لذلك أنا بحاجة بعضاً من النقود التي حصلنا عليها مؤخراً
    Bak, bana sadece paranın yarısı lazım, ...böylece, paralarını ödeyebilirim, tamam mı? Open Subtitles اسمع ، أنا أريد نِصْفي مِنْ النقود حتى أَدْفعَ لهؤلاء الرجالِ، حَسَناً؟
    paranın yarısını almak için. Böylece sana güzel gözükmek için elbiseler alabilecektim. Open Subtitles لكى احصل على نصف المبلغ, لأتمكن من العناية بمظهرى من اجل اسعادك
    Seni kırmak istemem, ama senin paranın peşinde olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles أقولها لك مكرهةً، لكن لا أعتقد أنه يسعى إلي مالك.
    Bence paranın yeri hakkında genel bir fikri var, ama tam yerini bilmiyor. Open Subtitles أظنه يعرف مكان وجود النقود بوجه عام لكنه لا يعرف على وجه الدقّة
    Tabii ki kötü durumda ama paranın halledemeyeceği hiçbir şey yoktur. Open Subtitles بالتأكيد هو متهالك لكن ليس هنالك مشكلة مع تواجد النقود لإصلاحها
    paranın kaynaklarından birinin izini Tower Spor Salonuna kadar sürdük. Open Subtitles نحن تتبع أحد المصادر من النقود إلى صالة تاور الرياضية
    İşe yarar parmak izi veya DNA yok ama paranın seri numarası iki gün önceki zırhlı araba soygunundakilere uyuyor. Open Subtitles لا يوجد بصمات ولا حمض نووي ، لكن الرقم التسلسلي تعود النقود الى الى السيارة المدرعة التي سرقت منذ يومين
    Ülkelerin kendi para birimlerinden üretmelerindense uluslararası paranın bu şekilde üretilmesinin birkaç faydası var. TED لدى طبع النقود الدولية بهذه الطريقة العديد من المزايا أكثر من طباعة العملات الوطنية.
    Sizlere, paranın geleceğinden söz etmek istiyorum. TED أريد أن أتحدث إليكم بشأن مستقبل النقود.
    paranın bir kısmını kaparo olarak verirsek herkes biraz yardım eder ben de haftada birkaç gün yeniden çalışabilirim. Open Subtitles إن إستعملنا جزءا من المبلغ كي ندفع المقدم وكل شخص يساهم فيه يمكنني العودة للعمل بضعة أيام في الأسبوع
    İşte paranın size geldiği yer burasıydı. Open Subtitles أنظري هنا الآن, ترين هذا؟ من هنا جاء مالك
    Politik bağlantıları ve paranın satın alabileceği en iyi avukatları var. Open Subtitles إنه مرتبط سياسياً و لديه افضل المحاميين الذي يمكنه إبتياعم بالمال
    Demek beni buraya kadar paranın yarısını verebilmek için getirdin. Open Subtitles إذاً , جذبتني كل هذا الطريق لتستطيع وهب نصف أموالك
    Sence Tomas Shasta da bütün o paranın negatif etkisi olacağını mı düşünüyordur? Open Subtitles تظنين ان توماس تشاستا يرى أن كل تلك الاموال سيكون لها أثر سلبي؟
    Evet. paranın bedeli bu. Nasıl kullanacağımızı son kuruşuna kadar düşünmeliyiz. Open Subtitles أجل، إنه مال مقدماً، و يجب علينا أن نخطط لآخر قرش.
    Fransa'daki seferleri ve İskoçya'ya vahşi istilası hazineyi tüketti, paranın değerini düşürerek ödeme girişimleri devamlı enflasyona neden oldu. TED حملته في فرنسا وغزوه الوحشي لإسكتلندا استنفذ خزينة الدولة، ومحاولته لتمويلها عن طريق تقليل العملة أدى إلى تضخم مستمر.
    paranın yapabileceği şeyleri biliyorum ama daha önemlisi, yapamayacağı şeyleri de biliyorum. Open Subtitles أعرف ما يفعله المال والأهم، أعرف ما لا يمكن للمال أن يفعله
    Harcadığın paranın kaybolduğunu düşünme sakın! Open Subtitles لم تضِع نقودك سدى بسماحك لي بالدراسة بتلك المدة الطويلة بعد وفاة أمي
    paranın geri kalanı, New York'taki kendi posta kutuma giden taahhütlü kargoda. Open Subtitles بقية المال بداخل طرد مسجل معنون لي علي صندوق بريد في نيويورك
    Yozlaşmanın üzerine gittik, dolandırıcılık, israf kapılarını kapattık ve paranın birikmesini izledik. TED فرضنا قيودًا صارمة على الفساد، وأغلقنا منافذ النصب والتبديد، وراقبنا الأموال تزداد.
    paranın satın alabileceği en iyi evi alırız. Open Subtitles مهما كلفنى من أموال وسيكون فى أفضل مكان بالمدينة
    Çünkü o paranın tek bir meteliğini bile alamayacaksın! Open Subtitles أنت سوف لَنْ تَحْصلَ على مليم احمر واحد من ذلك المالِ.
    Herif çok sinirliydi. Buraya gelmesin diye, paranın yarısını getireceğimi söyledim. Open Subtitles الرجل غاضب جدا قلت له إنني يمكن ان استرد له نصف ماله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus