"seçeneği" - Traduction Turc en Arabe

    • خيار
        
    • خيارات
        
    • الخيارات
        
    • خياراً
        
    • الخيار
        
    • إختيار
        
    • الاختيار
        
    • الإختيار
        
    • خياره
        
    • خيارا
        
    • خياران
        
    • البديل
        
    • إختيارات
        
    • اختيارات
        
    • الخيارين
        
    Başka seçeneği yoktu. Otomatik davranış. Bencillik de değil, özgecilik de değil. TED ليس لديه من خيار. إنه تصرف تلقائي. فهو ليس أنانياً ولا مؤثرًا.
    Adamın başka seçeneği yoktu. Senin kız, onu polislere ispiyonladı. Open Subtitles لم يكن للرجل أي خيار فتاتك وشت به لرجال الشرطة
    Keyfinizi kaçırdığım için üzgünüm ama siz iki kumrunun başka seçeneği yok. Open Subtitles أعتذر للبوح بحقيقة الأمر أيتها الحمامتان اللطيفتان لكن لا خيار آخر أمامكما
    Hiç seçeneği olmayan bir adam tüm seçeneklere sahiptir aslında. Open Subtitles رجل بلا خيارات فجأةً أصبح لديه كل الخيارات في العالم
    Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka seçeneği olmayan bir oğlun hikayesi. Open Subtitles الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم ماً
    O insanların umutsuzca yaşamak dışında hiç bir seçeneği yoktur. Open Subtitles الخيار الوحيد للإنسان أن يعيش جنباً إلى جنب مع اليأس.
    Bu adam... onun 'evet' demekten başka bir seçeneği yok. Open Subtitles هذا الرجل هنا ليس لدي خيار الا ان اقول نعم
    Muhafız Konseyi'nin sizi başkanın halefi olarak atamaktan başka seçeneği kalmayacaktır. Open Subtitles مجلس الوصاية لن يكون أمامه خيار سوى الاعتراف بكِ وريثة للرئاسة
    Aşağılanmış, utanmış Rachel'ın grubu terk etmekten başka bir seçeneği kalmaz. Open Subtitles إذلال , خزي ، ولن يكون لها خيار سوى مغادرة الفريق
    Böylece, sanırım senden vazgeçmemek için hiçbir seçeneği kalmamış olmalı. Open Subtitles لذا أعتقد أنه لم يكن لديه خيار سوى التخلى عنك
    Sayın hakim, öncelikli tanığımızın cinayeti nedeniyle savcılığın bir seçeneği kalmadı. Open Subtitles حضرة القاضي، بسبب القتل لشاهدنا الرئيسي، النيابة العامة ليس لديّها خيار
    Garrett'ın zehirli iğne seçeneği vardı ama, o bunu tercih etti. Open Subtitles حسنا,غاريت كان لديه خيار الحقنة السامة لكنه اختار هذا عوضا عنها
    Geri vokal anlaşmasıydı ve dört şarkımızı kaydetme seçeneği vardı. Open Subtitles وضعنا العقد كمغنين ثانويين مع خيار تسجيل أربع مِن أغانينا.
    Kardeşi yakalanmışken, kardeşimizi eve getirmek dışında hiçbir seçeneği yok. Open Subtitles طالما أخوها أسير، فلا خيار لديها سوى إعادة أختنا للبيت.
    Kumaşları renklendirmek için sınırsız yiyecek seçeneği var ama bunlar zamanla renk değiştiriyor. TED هناك خيارات لا حصر لها من الطعام لصباغة الأنسجة، لكن تلك الصبغات يتغير لونها مع الوقت.
    Çin’in daha az seçeneği ve daha fazla mücadele edeceği zorluk var. TED الصين لديها خيارات أقل بكثير ولديها مهمة كبيرة أكثر صعوبة.
    Tasarımcıların bugün sayısız seçeneği var. TED اليوم لدى المصممين مجموعة كبيرة من الخيارات.
    Japon köpeği olmak istemiyorsa geriye tek bir seçeneği kalıyor. Open Subtitles إذا كان لا بُريد أن يكون كلباً يابانياً. فلديّه خياراً واحِداً.
    Bir bölgede bozulma varsa belediyenin sorunu düzeltmekten başka seçeneği yoktur. Open Subtitles إذا هدمت المنطقة المدينة ليس لها الخيار سوى التعويض عن المشكلة
    Maalesef, dostumun bir seçeneği yok. Onu öldürmekle tehdit ediyorlar. Open Subtitles لسوء الحظ لا أعتقد أن صديقي لديه إختيار يهددون بقتله
    Bu yüzden büyük resmi daha iyi temsil eden seçeneği tercih ediyoruz ve onun gerçek olasılığını göz ardı ediyoruz. TED ونحن نختار الاختيار الذي يبدو معبرًا أكثر عن الصورة كاملة، بغض النظر عن احتماليتها الحقيقية.
    Bilinçli Rüya, Bitmeyen Hayat'ın en yeni seçeneği. Open Subtitles الحلم الواضح هو الإختيار الجديد في برنامج إطالة الحياة
    Diğer seçeneği seni yok etmekti ama kendi oğlunu öldürmeyi göze alamadı. Open Subtitles خياره الآخر الوحيد كان أن يدمرك لكنه لا يستطيع تحمل فكرة موت ابنه
    Cevabınız evet ise mutlak hazzınızı hızla azaltan seçeneği tercih etmiş oluyorsunuz. TED إذا كان جوابك نعم، فإنك ستنتقي خيارا سيخفض سعادتك الصافية بشدة.
    Bizim gibi insanların iki seçeneği vardır:.. Open Subtitles الناس معجبين بي وبك , نحن لدينا خياران اثنان فقط :
    Diğer seçeneği okuldan atılmaktı. Open Subtitles أنت تعرف البديل وهو فصلها من المدرسة
    Yerinde olsam dediklerini yapardım. Bu adamlar için kaybetme seçeneği yoktur. Open Subtitles لو كنت مكانك لفعلت ما يقوله لي, الهزيمة ليست من إختيارات هؤلاء الرجال
    Kızlar da aynı şekilde. Özellikle de senin gibi seçeneği bol olan kızlar. Open Subtitles نعم ، وكذلك تفعل الفتيات ، خاصة الفتيات مثلكِ اللائي لديهن اختيارات أخرى
    Günün zamanına bağlı olarak Sanırım diğer seçeneği de gerçekten sevmedim. Open Subtitles على حسب الحالة ، أعتقد أنني لم أكن أحب أي الخيارين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus