Seninle bir anlaşma yapıcam. | Open Subtitles | سأعقد معك صفقة، إذا خرجت من هُنا قبل أن أخلع معطفي، |
Seninle bir anlaşma yapıcam. | Open Subtitles | سأعقد معك صفقة، إذا خرجت من هُنا قبل أن أخلع معطفي، |
Steve. Bak, seni uyarıyorum. Buraya Seninle bir daha gelmem. | Open Subtitles | ستيف أنا أحذرك لن أتي أبدا إلى هنا معك مرة أخرى |
Lee Hyun Woo, her kimse, Seninle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لي هيون وو، اي من كان , انه لا علاقة له بك |
Buraya gel lütfen. Seninle bir şey konuşmam lazım. | Open Subtitles | أرجوكي تعالي هنا أنا أحتاج للتحدث معك حول شيء ما |
-Ama Seninle bir anlaşma yapalım. -Bay White-- | Open Subtitles | ولكن سوف أعقد معك أتفاق - سيد وايت - |
Seninle bir anlaşma yapalım, eğer kılını kıpırdatmazsan ben de senin beynini uçurmam. | Open Subtitles | سأعقد معك صفقة: إذاً لم تحرّك ساكناً.. لن أفجّر رأسك |
Seninle bir anlaşma yapalım, eğer kılını kıpırdatmazsan ben de senin beynini uçurmam. | Open Subtitles | سأعقد معك صفقة: إذاً لم تحرّك ساكناً.. لن أفجّر رأسك |
Aslında o kadar eminim ki Seninle bir anlaşma yapacağız. | Open Subtitles | أتعرف, أنه في الحقيقة, أنني واثقة من ذلك جداً, لدرجة أني سأعقد معك إتفاقاً |
Eğer bunu hemen kesmezsen, Seninle bir daha konuşmayacağım. | Open Subtitles | ان لم تتوقف الآن فانني لن أتكلم معك مرة أخرى بعد الآن |
Madem o kadar korkuncum, Seninle bir daha hiçbir yere gitmeyeceğim. | Open Subtitles | إذا كنت أنا مشكلة كبيرة لن أذهب أبدا لأي مكان معك مرة أخرى |
Ondan 5 saat sonra, sonucunu öğreneceğim. Yanlış bir şey yaparsan, Seninle bir daha asla konuşmam. | Open Subtitles | اذا فعلتي حركة خطا , لن اتكلم معك مرة اخري |
Bunu Seninle bir alakası yok. Bunu her zaman taşıyorum. | Open Subtitles | لا علاقة له بك ، أنا أحمله طوال الوقت |
Onun gerçekten istediği şeyin Seninle bir alakası yok. | Open Subtitles | ما يريده، ما يريده بالفعل... لا علاقة له بك أنت |
Seninle bir şey konuşmalıyım. | Open Subtitles | أنا عِنْدي شيءُ أنا يَجِبُ أَنْ أَتكلّمُ معك حول. |
-Bak, Seninle bir anlaşma yapalım. | Open Subtitles | اسمعي، سوف أعقد معك إتفاقاً |
Bize kullanılan silahı ver belki buradaki şirin bayan Seninle bir anlaşma yapabilir. | Open Subtitles | إليك هذا، أعطنا المسدس المُستعمل، وربّما سأجعل هذه السّيدة اللطيفة تعقد صفقة معك. |
Kapılar çalmak içindir. Seninle bir anlaşma yapalım. Sen okulda müdürün kızı gibi davranmaya başladığın zaman ben kapı çalmaya başlarım. | Open Subtitles | سأعقد معكِ إتفاق، سوف أبدأ فى القرع عندما تبدأين فى التعامل كإبنة المديرة فى المدرسة. |
Seninle bir derdim yok ama güneş paneli üretimde Asyalılarla rekabet etmek zorundayım. | Open Subtitles | لا أكّن شيء ضدك, لكن عليّ التعامل مع المنافسة من الألواح الشمسية الأسيوية. |
Baba bak, ben de Seninle bir şeyler yapmayı çok istiyorum. Ama buz balıkçılığı onlardan biri değil. | Open Subtitles | بقدر ما أود فعل شيء معك في عطلة الأسبوع، إلا أني أخشى أن رحلة الصيد ليست ما أريد. |
İyiyim, Seninle bir şey konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | جيد ، انظري اريد ان اتحدث معكِ بخصوص امر ما |
Ama acelemiz olduğu için Seninle bir anlaşma yapacağım. | Open Subtitles | لكن بسبب اننا مسرعون سوف اعقد معك صفقه |
İyiyim teşekkürler. Seninle bir dakika konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | غرامة، شكرا لكم هل بالإمكان أن أتكلّم معك لمدّة يدوّن؟ |
- Seninle bir dakika yalnız konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بان اتحدث معكي على انفراد لدقيقه ؟ |
Bak Stiles, Seninle bir şey konuşmam gerek, çünkü beni deli ediyor. | Open Subtitles | إسمع علي ان أتحدث معك عن أمر لانه يقلقني |