| Kendi adıma, çocuklarım adına korkuyorum. sokakta yürümeye bile korkuyorum. | Open Subtitles | انا خائف علي نفسي علي اطفالي اخاف السير في الشوارع |
| Promisin onu öldürmemiş. sokakta kalmış bir hali de yok. | Open Subtitles | الحقنه لم تقتلها ,انها حتى لم تعد تعيش فى الشوارع |
| Bir lastik al, sonra bir de sopa sokakta döndür dur. | Open Subtitles | أحضري إطار , و بعدها أحضري عصا و اركضي بالشارع بها. |
| Bu sokakta oturmak için geri dönüş yaptım. | TED | لذا أحضرت الأرنب واليعسوب ليظلوا بالشارع |
| Bu sokakta ölmüş adamın silahından düşmüş hiç boş kovan görmedim. | Open Subtitles | لم أجد أي أغلفة خرطوش بهذا الزقاق من سلاح الرجل الميت |
| Bu moda dükkanlarıyla sıralı bir sokakta 65.000 elbise askısı. | TED | هناك 65,000 من علاّقات المعاطف في شارع مليء بمحلات الازياء. |
| ve bu olay tenha bir sokakta yaşanmamıştı, kendi yatağımda olmuştu. | TED | وهذا لم يحدث في زقاق منعزل قذر، حدث هذا على سريري. |
| Ve seni mutfağa doğru giderken görmek istiyorum yoksa kendini sokakta bulacaksın. | Open Subtitles | وأريد أن أراك متجهة إلى المطبخ أو سوف تكون مرمي في الشارع |
| Kız kardeşlerimiz sokakta küçük çocuklarıyla yürüdükleri zaman taciz ediliyorlar. | Open Subtitles | أخواتنا انتهكت حقوقهم بينما هم يسيرون مع أطفالهم فى الشوارع |
| 8.5 şiddetindeki iki sarsıntı insanları aç bilaç halde sokakta bıraktı. | Open Subtitles | هزتان بقوة 8.5 ريختر جعلت الناس يتقاتلون على الطعام في الشوارع |
| Afganistan'da olsa, elleri kesilmiş halde sokakta keçiler tarafından sürüklenirdi. | Open Subtitles | في افغانستان كانت لتجر في الشوارع بواسطة الماعز ويديها مقطوعتين |
| Geçen gün sokakta kız kardeşini görmüş. Harika görünüyormuş. | Open Subtitles | لقد رأتها أختك بالشارع وتقول انها تبدو منتفخة |
| Senin yaşındayken sokakta sutyenlerinde çengelli iğne olan Fransız yavrularını götürürdüm. | Open Subtitles | عندما كنت بعمرك أكلت من العربات بالشارع ونمت مع قذرات كن يستخدمن دبابيس ليُثبتوا صدرياتهن |
| Bu zavallı yetim çocukları sokakta bırakamazsınız! | Open Subtitles | لا يمنك ترك هؤلاء الأطفال الأيتام المساكين بالشارع |
| Sizin hapse girişinizden 7 yıl sonra o sokakta öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قتلت في الزقاق قبل حوالي سبع سنوات من سجنك |
| sokakta yaşayan adamı da sayarsak tüm kurbanlar evlerinde öldürülmüş diyebiliriz. | Open Subtitles | باعتبار المشرد عاش في الزقاق كل الضحايا اساسا قتلو في بيوتهم |
| Ancak şansa bakın ki Riverside yolunda 153.sokakta da var. | Open Subtitles | لكن تصادف أنه يمتلك واحدا في شارع 153 قرب النهر |
| Dün gece Miami'de bir ara sokakta Amanda Lopez'in cesedi bulundu. | Open Subtitles | الليلة الماضية في ميامي جثة أماندا لوبيز عثر عليها في زقاق |
| Komik birşey denersen, sokakta striptiz yaparım haberlere çıkmasını garanti ederim. | Open Subtitles | جرب أي شئ مسلي سأرقص في الشارع سأضمن سيظهر في الأخبار |
| sokakta kırıtırken, biz çocuklar onu izlerdik. | Open Subtitles | كنا نَمْزحُ بمُرَاقَبَتها تترنح في الشارعِ. |
| Ama sonraki altı ay boyunca sokakta kriz geçirip birbirlerini ispiyonlamaya başlarlar. | Open Subtitles | لكن في الأشهر الست القادمة, ستجدين الجميع يركلون بالشوارع ويشون على بعضهم |
| Karanlık bir sokakta bir sürü adamı tek başına halledebilirsin sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنّه يمكنك أن تهتم بنفسك في ممر مظلم ملئ بالرجال |
| Sıradan bir sokakta sıradan ellerini sıradan ceplerine sokup oturamaz mı? | Open Subtitles | الا يمكنه وضع يده الحقيرة في جيبه الحقير بشارع حقير؟ |
| kullanılacak otobüslerin sokakta ki diğer yerel otobüslerden görünür bir şekilde fark edilebilir olmaları önemliydi. | TED | أن تكون هذه المركبات التي تعمل في ممرات المواصلات السريعة مميزة بصريا عن شوارع الحافلات المحلية |
| Sanki 3 gün değil de 3 aydır sokakta yaşıyormuş gibi görünüyordu. | TED | بدت و كأنها تتسكع في الطرقات ثلاثة أشهر وليس ثلاثة أيام |
| Geçen gün ara sokakta bulduğumuz iki piyon gibi değiller. | Open Subtitles | لكن ليس مثل هذين الرجلين بالزقاق اليوم السابق |
| Üç yıl önce uçmak için sokakta bir keşi becerdin diye mi? | Open Subtitles | أنكِ جلبته إلى الحياة في أحد الأزقة قبل ثلاث سنواتٍ، تحت تأثير المخدر؟ |
| Birkaç blok ötede bir sokakta, kaldırımda yüzüstü yatarken bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوه بزقاق على بعد شوارع معدودة من هنا, ووجهه على الرصيف. |