"tuttuğu" - Traduction Turc en Arabe

    • يحتفظ
        
    • استأجره
        
    • يبقي
        
    • استأجر
        
    • استأجرهم
        
    • يُبقي
        
    • يحتجز
        
    • يحمله
        
    • يبقيه
        
    • وظفه
        
    • الذي يخبّئه
        
    • إحتفظت
        
    • إستأجره
        
    • يحملها
        
    • كانت تحمله
        
    Burası Avery'nin defteri tuttuğu yer olmalı çizgi romanlar ile birlikte. Open Subtitles بالتأكيد توجد فى المكان الذى يحتفظ افيرى بكتبه مع كتب الكوميكس
    Efsanelerde masasının altında bir cüce tuttuğu ve bu cücenin geleceği gördüğüne inandığı söylenir. Open Subtitles تقول الأسطورة أنه كان يحتفظ بقزم تحت طاولته و كان يعتقد أن هذا القزم عراف بارع
    tuttuğu kiralık katille. Her şeyi biliyoruz. Open Subtitles .مع القاتل المأجور الذي استأجره .نحن نعرف كل شىء
    Beyazlar ona oy veriyor, şehri sessiz tuttuğu için. Open Subtitles الناس البيض صوتوا له لأنه يبقي البلدة هادئة
    Madrczyk'in Trettel'ı tuttuğu zamanlarda satın alınan bir santrifüjün seri numarası. Open Subtitles إنه رقم تسلسلي لجهاز حامل زجاجات التحاليل تم شراءه في الوقت الذي استأجر مادرزيك فيه تريتل
    Roland'ın bugün koruma tuttuğu güvenlik şirketiyle temasa geçtin mi? Open Subtitles هل كنت على اتصال مع مع شركة الامن الخاص الذي استأجرهم رونالد اليوم ؟
    Belki onu diğer 63'lüleri tuttuğu yerde saklıyordur. Open Subtitles -ربّما هناك يُخفيها . حيث يُبقي على مُختفي عام 1963 الآخرين.
    Prestige Emanet Deposu, gerçek senti tuttuğu yer. Open Subtitles هذا المكان الذي يحتفظ فيه بالبنسات الحقيقية
    Ya da bu dans pistinin 10 metre altında tuttuğu ölümcül sinir ajanından? Open Subtitles أو مركّب الأعصاب القاتل الذي يحتفظ به أسفل طابق الرقص هذا بـ 30 قدمًا.
    Demek komutanınızın en sevdiği oğlanları tuttuğu yer burası. Open Subtitles صحيح ، إذاً هذا هو المكان حيث قائدك يحتفظ بكافة فتيانه المفضّلين
    Efendim, oğlunun öldürüldüğü düşüncesiyle kendini yiyip bitiriyor ve son iki aydır Başkan'ın bilgisi olmadan tuttuğu özel bir dedektifle o düşüncenin peşinde koşuyor. Open Subtitles -سيدي، إنه منهوكٌ بفكرة أن ابنه قُتل وبالشهران الماضيان، كان يتابع ذلك الاعتقاد خلال محققٌ خاص، استأجره دون معرفة الرئيسة
    Nancy Lewis ve Nick Lane'i aktive etmesi için tuttuğu adam olmalı. Open Subtitles يبدو أنّه نفس الرّجل الذي استأجره (سانفورد هاريس) لتفعيل (نانسي لويس) و(نيك لين).
    Tabii, fakir insanları tuttuğu yer olan ateş çukuruna fırlatacağım. Open Subtitles آجل ، سألقى هاتفي داخل الهوة النارية حيث يبقي بداخلها الناس الفقراء
    Bildikleri, oğlumu ve bu insanları güvende tuttuğu sürece ne kadar çok bilirse o kadar iyi. Open Subtitles حسنًا، طالما ما يعرفه يبقي ابني وأولئك الطيبين، فكلما زادت معرفتك، كان أفضل
    Tek bildiğim Sunrise Motelde bir oda tuttuğu. Oda numarası 6. Open Subtitles أعرف أنه استأجر غرفة فى فندق"صن رايز" غرفة رقم ستة
    Doğru, ama pis işleri için tuttuğu uşaklarının hepsinin tek bir ortak noktaları var. Open Subtitles أجل، و لكن جميع أتباعه الذين استأجرهم لهذا العمل القذر كلهم لديهم شيء مُشترك
    Belki onu diğer 63'lüleri tuttuğu yerde saklıyordur. Open Subtitles -ربّما هناك يُخفيها . حيث يُبقي على مُختفي عام 1963 الآخرين.
    Maalesef Fisher'ın rahipleri rehin olarak tuttuğu yerin tam arka tarafında. Open Subtitles لسؤ الحض هو خلف فيشر" حيث يحتجز الرهبان"
    Görünen o ki elinde tuttuğu şey cep telefonuymuş. TED ويتضح فيما بعد أن ما كان يحمله في يده ليس إلا هاتفا خلويا.
    Bana bu esprileri çok-gizli tuttuğu bir kitaptan öğrendiğini söylemişti. Open Subtitles كان معتاد أن يخبرني أنه يجلبهم من كتاب كان يبقيه سراً.
    Ve savunmanın Rankin Fitch'i tuttuğu söyleniyor. Open Subtitles الدفاع قد وظفه رانكن فيتش كمسؤول عن اختيار المحلفين.
    Seninkilerin buzdolabının üstündeki dolapta tuttuğu şeker zulası var ya? Open Subtitles أتعرف كيس الحلوى ذاك الذي يخبّئه والداك في خزانة الثلّاجة؟
    Bana hamile kaldığı yıl tuttuğu günlük. Open Subtitles مذكراتها التي إحتفظت بها في سنة حملها بي
    Beni vurması için tuttuğu adam onu mu vurmuş yani? Open Subtitles -إذن الشخص الذي إستأجره لقتلي قام بإردائه؟
    - Yanınızdaki adamın tuttuğu pankartı okur musunuz bize? Open Subtitles هلا قرأت لنا الافتة التي يحملها ذلك الرجل بجانبك؟
    Hyptiotes, sırtında tuttuğu kangalı hemen salıverecektir. Open Subtitles تحرّر الأنثى على الفور الحلزون التي كانت تحمله فوق ظهرها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus