"yapmam" - Traduction Turc en Arabe

    • فعله
        
    • أفعله
        
    • القيام
        
    • أقوم
        
    • افعل
        
    • فعل
        
    • افعله
        
    • لأفعل
        
    • لن أفعل
        
    • أفعلها
        
    • اقوم
        
    • للقيام
        
    • لفعله
        
    • لفعل
        
    • عمله
        
    Benim yapmam gereken ise yiyecekleri daha çok sayıda insana ulaştırmaktı. TED ما أردت فعله هو إخراج الطعام إلي مدي أوسع من الناس.
    Tüm yapmam gereken çocukları yedirip içirmek bezlerini değiştirmekti ve her şey tamam. TED ظننت أن كل ما علىَ فعله هو إطعامهم، تغيير الحفاض، وسيكونوا بخير هكذا.
    Bu para işinden bıktım. Sadece ne yapmam gerektiğini söyle bana. Pekala. Open Subtitles لقد سئمت من موضوع المال فقط أخبرني ما يجب علي أن أفعله
    Eğer bir şeylerin doğru olmasını istiyorsam kendim yapmam gerekiyor. Open Subtitles إن أردت القيام بشيء بشكل صحيح فعلي القيام به بنفسي
    Şimdi, geri kalanında şöyle bir şey yapmam lazım, mesela TED الآن, لابد أن أقوم بما تبقى من الخدعة, بهذه الطريقة.
    Asla sizi ve Konsey'i utandıracak bir şey yapmam, efendim. Open Subtitles انا لن افعل اى شيىء لاحراجك مع المجلس يا سيدى
    Bunu daha önce yapmam gerekirdi. Ama çok geç kaldığımı sanmıyorum. Open Subtitles كان علي فعل ذلك سابقاً لكن لم أفكر بالأمر إلا متأخراً
    İçgüdülerim bana doğal bir şekilde ne yapmam gerektiğini söyleyecek. TED كنت معتقدة أن غرائزي ستخبرني فطريًا بما ينبغي علي فعله.
    Bu, toplumuma borcumu ödemek için ne yapmam gerektiğini anladığım zamandı. TED حينها علمت ما أحتاج إلى فعله كي أرُدّ الجميل إلى مجتمعي.
    Tüm yapmam gereken o eski saman bavulumu almak ve milyonlara elveda demek. Open Subtitles كل ماعلي فعله هو حزم حقيبة القش القديمة تلك خاصتي قول وداعا للملايين
    yapmam gereken tek şey ünlü olmak. İnsanlar beni izliyorlar. Open Subtitles كل ما عليّ فعله هو أن أصبح مشهورة يشاهدني الناس
    Yani tek yapmam gereken, sıkı bir yumruk atıp savunmaya geçmek ve beklemek. Open Subtitles كل ما علي فعله هو إعطاؤه لكمة قوية ولعب موقف الدفاع ثم الانتظار
    Kahrolası şeyi hissetmek istiyorum. O yüzden ne yapmam gerektiğini... Open Subtitles لذلك لا أعرف برأيك ما الذي يجب أن أفعله ؟
    O ne yapması gerekiyorsa onu yapar, ben de ne yapmam gerekiyorsa onu. Open Subtitles انه يفعل ما عليه أن يفعله و أنا أفعل ما علي أن أفعله
    Hayır, teşekkürler. Bugün benim de yapmam gereken işler var. Open Subtitles لا، لا، شكراً لك لدي أشياء أريد القيام بها اليوم
    Yani, şimdilik iyi ama hayatım boyunca bunu yapmam gerektiğini anlarsam, kendimi asarım. Open Subtitles أعني، إنه جيد الآن لكنني سأموت إن فكرت أنه يمكنني القيام به للأبد
    yapmam gerekeni yaptığım için gerçek büyücülüğün ne olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun? Open Subtitles أتَعتقدين أنّني لا أَعْرفُ ما السحرَ الحقيقيَ فقط لأنني أقوم بعملي هذا؟
    Neden yaptınız, ben asla böyle bir şey yapmam, bunu biliyorsunuz. Open Subtitles أنا لايمكن أن أقوم بشيء مثل هذا أبداً، أنت تعلم ذلك.
    Kendimi, ailemi yada takımı utandıracak hiç bir şey yapmam. Open Subtitles لم افعل اى شيئ يحرج نفسى او فريقى او عائلتى
    Bunu daha önce yapmam gerekirdi. Ama çok geç kaldığımı sanmıyorum. Open Subtitles كان علي فعل ذلك سابقاً لكن لم أفكر بالأمر إلا متأخراً
    Hayır. Bu benim yapmam gereken birşey değil. Daha önce hiç çizmem gerekmedi. Open Subtitles لا هو ليس بشيء مطلوب مني ان افعله أنا لم ارسم من قبل
    Bunu söylediğim için üzgünüm, ama benim birşey yapmam için çok geç. Open Subtitles آسف لقولي هذا, لكن الوقت تأخر بالنسبه لي لأفعل أي شيء لأبنك
    - Sana önlerden yer ayırırız. - Annem için bile yapmam bunu. Open Subtitles سنعطيك مكان أمامى فى النفق لن أفعل ذلك حتى من أجل أمى
    Seninle yeterince vakit geçirdim, yapmam gereken çok şey var. Open Subtitles قضيتُ وقتاً كافياً جداً معك لديّ أشياء عليّ أن أفعلها
    Büyük bir haber yapmam gerek, Emily. Öyle veya böyle. Open Subtitles اريد ان اقوم بسبق صحفى يا اميلى بطريقة او بأخرى
    Yani kendime yapmam gerekenin bu olduğunu söyleyip durdum ama... Open Subtitles أقصد أنني قلت لنفسي هناك شيء واحد فقط للقيام به
    Çünkü bunu isterdim, yapmam gerektiği için değil. Open Subtitles لأنني أريد ذلك وقتها، و لست مضطراً لفعله.
    Gayet yumacagım, sayet tekrar yapmam gerekse, 100 kez yapardım. Open Subtitles ذلك صحيح، وإذا اضطررت لفعل ذلك مجدداً سأفعلها 100 مرة
    Tek yapmam gereken, onları dava etmeyeceğimi söyleyen bir belge imzalamaktı. Open Subtitles كل ما كان على عمله التوقيع على شئ يقول لن أقاضي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus