| Tek yapman gereken bu numaraları girmek ve özgür olacaksın. | TED | كل ما عليك فعله هو إدخال هذه الأرقام وستكون حراً. |
| Bulurum bir tane. Senin tek yapman gereken benim için gitar çalmak. | Open Subtitles | سأجد واحد ، كل ما عليك فعله هو أن تعزف القيثار لي |
| Ve bütün yapman gereken telefonu kaldırıp istemek ve hazır. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو التقاط الهاتف و الطلب |
| Teorik olarak, hicbir seyi unutmazsin. Tek yapman gereken, oraya gidecek yolu bulmaktir. | Open Subtitles | نظرياً، أنتِ لم تنسي شيئاً أبداً كل ماعليك فعله هو إيجاد طريقك إليها |
| Tüm yapman gereken, en beğendiğin adamı gözünde canlandırmak ve onu taklit etmek. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو تَخيّل الرجل الذي أُعْجبتِ به، ثم قومي بمنافسته |
| Ama illaki de duralım dersen tek yapman gereken yere uzanmak, dede. | Open Subtitles | لكن تريد التوقف ما يجب عليك فعله هو أن تسقط أيها العجوز |
| Davranışlarına dikkat et. yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz. | Open Subtitles | فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير |
| - Tüm yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. - Tüm yaptığım gerçeği söylemekti. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ابقاء فمك مغلقا كل مافعلته هو قول الحقيقة |
| Şimdi tek yapman gereken kumarhaneyi kapatmak öyle değil mi? | Open Subtitles | إذن كل ما عليك فعله هو أنت تغلق الكازينو, صحيح؟ |
| Bir ölümlüyü bulmak için tek yapman gereken, hayallerini izlemek. | Open Subtitles | لتقوم بإيجاد البشريّ، كل ما عليك فعله هو تتبّع أحلامه |
| Tüm yapman gereken gücünü kötünün yerine iyi için kullanmak. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله ان تستخدم سلطتك للخير لا للشر |
| çok az müşteriyle sorun var. tek yapman gereken kapıdaki paspası silkelemek. | Open Subtitles | هناك بضع عملاء متعارضون، كل ما عليك فعله هو ان تغير الترحيب |
| Ailemizi mutlu etmek için yapman gereken tek şey eve gelmen. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به لرؤية عائلتك سعيدة بالعودة إلى ديارهم. |
| Tek yapman gereken bu. Olay başlayınca senin işin biter. | Open Subtitles | هذا هو كل ماعليك فعله حالما يبدأ ، انت ستخرج |
| Teknik olarak, tek yapman gereken, bunu tekrar yapmayacağına söz vermendir. | Open Subtitles | عملياً كل ما عليكِ فعله هو أن تعديني بألا تفعليها مجدداً |
| Tatlım, önemli bir şeyin zamanı geldin. yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر هام استجد يا عزيزى هناك شيئ يجب عليك فعله |
| Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لدي وسيلة، أريد أن أعرف أنك فعلت ما يجب أن تفعله غير هذا |
| Tek yapman gereken, geri dönüp, bu konuşma hiç yaşanmamış gibi davranman. | Open Subtitles | كلّ ما عليك هو أن تعود، وكأن هذه المحادثة لم تحدث قط. |
| yapman gereken şeyin ağırlığından nasıl üstesinden geleceğinden konuşup duruyorsun. | Open Subtitles | أتتكلم عن وزر ما يتوجب عليك فعله وكيف يمكنك تحمله |
| Bu çok iyi. Tek yapman gereken bana söylemekti. | Open Subtitles | حسنا، هذا جيد، كل ما كان عليك فعله هو إخباري |
| Tüm yapman gereken işin ne zaman olacağını söylemek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله , أن تخبرنا من سيقوم بضربته |
| yapman gereken tek şey ortaya çıkmak ve gerçekleri söylemek. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعله هو أن تأتي وتقول الحقيقة |
| O yüzden yapman gereken kazara ama bilerek onunla karşılaşacaksın ve soğuk davranacaksın. | Open Subtitles | لذا ، ما ستفعله أنك ستقابلها عن عمد متظاهرا ً أنها مصادفة ثم تتصرف بلا مبالاة |