ويكيبيديا

    "آمن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güvenli
        
    • güvendesin
        
    • güvenlik
        
    • güvenlidir
        
    • inanan
        
    • tehlikeli
        
    • emniyetli
        
    • inanıyordu
        
    • emin
        
    • güvensiz
        
    • güvenle
        
    • inandığı
        
    • Temiz
        
    • güvende
        
    • güvenilir
        
    Dijital ilişkilerin bu genel çeşitliliği bağlamında güvenli bir şekilde ‘’yabancılığı’’ aramak bu yenilik için çok iyi bir temel olacaktır. TED وفي سياق هذا النطاق العريض من العلاقات الرقمية, البحث عن الغرابة بشكل آمن قد يكون وبشكل حسن أساس جديد لذلك الإبتكار
    Bunun korkutucu olduğunu biliyorum ama sana söz veriyorum bu evde güvendesin. Open Subtitles أَعْرفُ بأنّ هذه مخيف، لَكنِّي أَعِدُك، أنت آمن هنا في هذا البيتِ.
    Sizinle tekrar bağlantıya geçmeyi planladık. Bir güvenlik çizgisi yapmayı başardık. Open Subtitles لقد خططنا أن نتصل بكم بعد أن نثبت في خط آمن
    Dokunmak güvenlidir ama mideye giderse bir atı bile devirebilir. Open Subtitles لمسه آمن ، لكن إذا تناولها، يكفي أن يسقط الحصان.
    Bu, sete her gittiğimde, bana inanan biri olduğunu hatırlatıyordu. Open Subtitles كلّما تطؤ قدمي موقع التصوير، تذكرني أن شخصاً آمن بي
    Bu kadar tehlikeli bir şey varken, güvenlik söz konusu olamaz. Open Subtitles , أنظر , بوجود شئ خطير هكذا لا يوجد شئ آمن
    O ormanın içine girmek pek de emniyetli olmayacak gibi görünüyor. Open Subtitles لا يبدو اننا سنحصل على مرور آمن . داخل تلك الغابة
    Her ne olursa olsun, bir uçağı yok etme gücüne sahip olduğuna inanıyordu. Open Subtitles ضد كل الأسباب هو آمن أنه . لديه القدرة ليدمّر طائرة
    Bizim için tanıklık ederseniz sizi emin bir yere yerleştiririz. Open Subtitles سوف تساعديننا تشهدين لصالحنا ونضعك في مكان آمن أنت وابنك
    Bu tvitin sonuçlarından biri güvenli ve özgür bir internet mücadelesi yapanlarla, diğer müttefik ve aktivistlerle bağlantıya geçmem oldu. TED جزء مما نتج عن هذه التغريدة أني تواصلتُ مع الحلفاء وغيرهم من النشطاء الذين يقاتلون من أجل انترنت آمن وحر.
    Hatta bilimsel bir konferansta Midgley CFC'leri soludu ve bir mumu söndürdü. Bunu CFC'lerin güvenli ve yanıcı olmadıklarını kanıtlamak yapmıştı. TED وفي الحقيقه ميدجلي اشتهر بتنفس هذا المركب ثم نفخه على الشمعة، ليثبت في مؤتمر علمي، أنه مركب آمن وغير قابلٍ للاشتعال،
    - Ne olursa olsun burada kalmanın senin için güvenli olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles فقط مهما حدث أنا لا أظن أن هذا المكان آمن لبقائك فيه
    Ama güvenlik önlemlerini artırdım. Tamamen güvendesin. Open Subtitles . لكني أخذت إجراءات وقائية إضافية . أنتي في آمن كامل
    güvendesin. Plak dükkânına girdi. Open Subtitles الطريق آمن الآن، لقد دخل إلى متجر بيع الأسطوانات.
    Bir sığınaktı. Neşelen, burada güvendesin. Open Subtitles لقد كان ملجأ منيع لذا يجب أن تبتهج، إنه آمن هنا.
    Yüksek güvenlikli her güvenlik kasası iki adet anahtarla açılıyor. Open Subtitles كل صندوق إيداع آمن في خزنة الأمن العالي يتطلب مفتاحين
    Biraz daha karmaşık ama basit olan şey güvenlidir. Open Subtitles انه معقّد أكثر بعض الشيء من ذلك لكن ثانية، البسيط آمن
    Ama öbür çek, bu kasabaya benden daha çok inanan birinden geliyor. Open Subtitles ..ولكن الشيك الاخر قادمٌ من الرجل اللذي آمن بهذه المدينة اكثر مني..
    Önemli olan neyi yemenin güvenli, neyi yemenin tehlikeli olduğunu kestirmek. Open Subtitles الخدعة فقط معرفة ما هو آمن للأكل وما هو ليس آمن
    Kuşlar, emniyetli kanatlarına zemin hazırlayamayan kaskattan başka bir yere kaçarlar. TED تهرب الطيور إلى مكانٍ آمن جميعهم ما عدا طائر الشبنم، الذي لا يستطيع الابتعاد عن الأرض بأجنحته الصغيرة.
    - Baban inanıyordu. Ve oğlu olduğun için, senin için bunun bir anlamı olmalı. Open Subtitles والدكَ آمن بذلك ، و طالما أنتَ ولده فيجب أنّ يعني هذا لكَ شيءً.
    Ya burada kalır, her şeyin güvenli olduğundan emin oluruz ya da yolun üstünde gölün yakınında bir balıkçı kulübesi var. Open Subtitles نحنُ يمكن أن نبقى هنّا، و التأكد بأن الوضع آمن. أو أن نذهب الي سقيفة لصيد السمك على الطريق، بجانب البحيرة.
    Amerika'da, bizim eskimiş, kirli ve güvensiz enerji sistemimiz her koşulda 2050 gibi değiştirilecek. TED لابد أن يُستبدل نظام الطاقة العتيق و الملوث و الغير آمن في أمريكا .بحلول عام 2050 على أية حال
    Hükumdarlığım süresince sizler, Carlyle'ın cömert toprakları üzerinde güvenle barınmayı sürdüreceksiniz. Open Subtitles وطالما انا الحاكم سيكون لديكم ملجأ آمن هنا بالحدائق الوفيرة لكارليل
    Evet, o zaman da böyle düşünüyordun. Safının inandığı her şeyden nefret ederdin. Open Subtitles أجل، كان لك نفس الرأي عندئذٍ، إنّك كرهت كلّ ما آمن به فريقك.
    Tavan arası Temiz ama diğer tarafa bir çıkış var. Çekil önümden, çekil! Open Subtitles الطابق العلوي آمن ؛ ولكن هناك فتحة للمنزل المجاور ؛ إبتعدا من الطريق.
    Şunu kafana sok. Gerçekten güvende olabilmenin tek yolu bu hikayeyi yayınlamaktır. Open Subtitles يجب أن تفهم أن الطريقه الواحده لابقائك آمن هى نشك لهذه القصه
    İstediği şey, binbir zorlukla kazandığı parasını biriktirmek için güvenilir bir yerdi. TED ما كانت تطلبه هو مكان آمن لتوفير المال الذي تكسبه بشق الأنفس.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد