Doktorlar bir mucize olduğunu düşünüyorlar. Bir şey hakkında sizinle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | الأطباء يعتقدون أنها معجزة هل أستطيع أن أتحدث معك عن أمر ؟ |
Bu resimler dönmeye devam edecek, bu arada ben de konuşayım. | TED | وسيستمر عرض هذه الصور بينما أتحدث قليلا. |
Tabii artık onunla konuşmuyorum. Çünkü 3 kez yemek davetimi geri çevirdi. | Open Subtitles | ولأني لم أعد أتحدث إليها رفضت قبول دعوتي على العشاء ثلاث مرات |
Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. | Open Subtitles | , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه |
Hiç bir zaman bu konular üzerinde babamla bile konuşmadım. | Open Subtitles | انني لم أتحدث أبدا عن هذه الأشياء حتى مع أبي. |
Pek çoğunuz bir hemşireden ya da başka bir sağlık görevlisinden bahsettiğimi düşündü. | TED | الكثير منكم يظن أنني أتحدث عن الممرضين أو بعض أنواع الرعاية الطبية المهنية. |
Bu değerlendirmenizde makul olmaya çalışın, zira Facebook arkadaşlarınızdan bahsetmiyorum. | TED | كن عقلانيا في تقييمك، لا أتحدث عن أصدقائك على الفايسبوك. |
Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün. | TED | إذاً ماهو منظور الزمن؟ هذا ما سوف أتحدث عنه اليوم. |
Tamam, dur bi' saniye. Seninle şurada biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً, تمهلي لحظة, هل يمكن أن أتحدث معكِ على إنفراد؟ |
Ben Bree Van de Kamp. Trip ile konuşabilir miyim lütfen. | Open Subtitles | مرحبا.انا بري فان دي كامب هل يمكنني أن أتحدث مع تريب؟ |
Saat dörtte otelinizde bir kokteyl var. Onu da getirin, konuşayım. | Open Subtitles | تعال بها إلى الحفلة لاحقا وسوف أتحدث إليها |
Oturayım mı, ayakta mı durayım konuşayım mı, susayım mı, karar verelim. | Open Subtitles | لذا حدّدْ ما إذا كنتُ سأجلس... أم أقف، أتحدث أم أبقى صامتا |
Bu yüzden poker oynamıyorum ya da hamile kadınlarla konuşmuyorum. | Open Subtitles | لهـذا السبب لا ألعب الورق أو أتحدث إلى النسـاء الحوامـل |
Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. | Open Subtitles | , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه |
Tüm kariyerim boyunca bu adamla hiç konuşmadım ki az önce aradı. | Open Subtitles | رجل لم أتحدث إليه أبداً طوال حياتي المهنية إتصل بي للتو. تهانينا. |
Bu arada... eğer bunlardan bahsettiğimi bile yakalarlarsa maksimum güvenlikli bir hapishaneye gönderebilirler, ama sanırım online olmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | لو علموا عنّي وأنا أتحدث عن هذه الأمور فسيرسلونني إلى سجن شديد الحراسة لكن أعتقد أنني وجدت طريقة للدخول إلى الإنترنت |
Ben evlilikten bahsetmiyorum, sadece ailesi ile akşam yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | لا أتحدث عن الزواج بل عن تناول العشاء برفقة والديه. |
Ayrıca bu konuda sizinle ne şimdi ne de daha sonra konuşacağım. | Open Subtitles | ولا أريد أن أتحدث عن الأمر معكما الآن أو في أي وقت |
Millet. Merhaba, biliyorum hepiniz benim konuşmamı duymak için gelmediniz. | Open Subtitles | مرحباً ، اعلم أنكم لم تجتمعوا كلكم حتى تسمعوني أتحدث |
O vakte kadar adamın hayat hikayesini istiyorum. Sana diyorum Jim. | Open Subtitles | أود معرفة قصة حياة هذا الرجل أنا أتحدث إليك يا جيم |
Evet onunla iki kez konuştum ama bir şey söyleyemedim. | Open Subtitles | آجل , لقد تحدثت معه مرتين لكننى لم أتحدث معه |
Bak, seninle konuşmaya geldim çünkü ortağım o fahişeyi düzüyor. | Open Subtitles | اسمع، أنا أتحدث إليك فقط لأن شريكي مع تلك الفتاة |
Bir kez daha üzerine basarak söylüyorum, işte bahsettğimiz şey bu. | TED | فقط لتوضيح ذلك, هذا هو ما أتحدث عنه بالفعل. |
Neden sizle konuştuğumu da bilmiyorum. Elinizde benimle ilgili hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا لا أعرف لماذا أنا أتحدث إليك انت لا تمسك شىء على |
Burada ayakta durup konuşmak için bana verilen süreden söz etmiyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن الوقت، الوقت الذي أملكه للوقوف هنا والتحدث. |