"أجد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bulamadım
• bulmam
• bulmak
• bulamıyorum
• bulabilirim
• bulacağım
• bulmalıyım
• bulana
• bulup
• yok
• bulmamı
• bulduğumda
• bulamazsam
• bulabileceğimi
• yoktu

Sonra çantama baktım ve giymek için bir şey bulamadım.
وبعد أن بحثت في حقيبتي لم أجد شيئًا مناسبًا لألبسه.

Bir sebep bulamadım ve onun biraz geri zekalı olduğunu düşündüm.
ولم أستطع أن أجد أي سبب لذا توقعت أنها بطيئة الفهم

Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela.
فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص

Bu ufak sahtekarı bulmak için Bu kasabayı ters duz edeceğim
سأقلب هذه البلدة رأسا على عقب حتى أجد هذه المحتاله الصغيره

Kutsal Engizisyon'un yerinde hükmüne itiraz etmek için hiç bir sebep bulamıyorum.
لكني لا أجد سبباً يجعلني أفند الحكم العادل الذي أصدرته محكمة التفتيش

Ufaklığı sınıra geri götürmek için nereden bir taksi bulabilirim?
أين يمكن أن أجد سيارة أجرة لأخذ الطفل إلى الحدود؟

Tüm hafta işte olduğum için, daha uygun bir ev bulacağım.
حينما أكون في العمل طوال الأسبوع، سوف أجد شيئاً يُناسبني أفضل.

Bana ondan haber verecek birini bulmalıyım onu gören, onunla karşılaşan biri.
يجب أن أجد شخصاً يخبرنى عنه شخصاً قد رآه شخصاً قد قابله

Birini bulana kadar beden dersini siz verseniz iyi olur.
الأفضل أن تأخذ البنين فى التربية البدنية حتى أجد بديلاً

-Dürüst olayım, henüz şu ana kadar riske değecek birini bulamadım.
بصراحة, لم أجد أحداً يستحق أن أخاطر بذلك معه حتى الآن

Üç yıl boyunca aradım ama bir tane bile bulamadım.
لقد بحثت ثلاث سنوات ولكني لم أجد أبدا أي واحدة

Ofisi baştan aşağıya kontrol ettim, ancak hiç kağıt bardak bulamadım.
فقط راجعت أن مكتب العالية والمنخفضة، لم أجد أي كوب ورقة.

Sen ölmedin Callahan, o yüzden başka bir ünlü bulmam gerekti.
أنت لم تمت كالاهان,لذا كان لا بد أن أجد مشهوراً آخر

Yoksa senden daha büyük başka bir kız bulmam lazım.
إذا لا، سأحتاج أن أجد فتاة أخرى أكبر منكِ سنًا.

Neler olduğunu yazacağım. Haydi, haydi! Bir kalem bulmak zorundayım!
علي أن أكتب ما حدث، هيا، علي أن أجد قلماً

Yüzüğünü bulmak istiyorum çünkü bulursam bugün güzel bir şey yapmış olacağım.
أريد ان أجد خاتمك لإنني سأكون قد فعلت شيئاً جيداً في اليوم

Ve hala adam dondurup elmas çalanlar türünde bir şey bulamıyorum.
ومازلت لم أجد أي شئ عن سرقة ألألماس أو رجل مجمد

Yarın başka bir tanesiyle görüşeceğim. Sonunda bazı cevaplar bulabilirim belki.
سأقابل مخبرة أخرى يوم غدٍ، لعلّي حينها أجد بعض الإجابات أخيراً

Dr. Charlie, eğer beraber olursak gerçek aşkımı bulacağım. Bu... Bu saçmalık.
دكتور تشارلي اذا نمنا مع بعض انا اعرف بأني سوف أجد روحي

Kesinlikle sessiz bir yer bulmalıyım ki herşey kendi kendine olsun.
كان من الحتمي أن أجد مكانًا هادئًا وسيأتي كل شيء بنفسه

Eğer elimdeki hisseleri değerlendirebilirsem, başka bir iş bulana kadar idare edebilecektim.
ظننت أن بحصولي على الاملاك سأكسب مالاً كافياً حتى أجد وظيفة أخرى

Demek istediğim bir yolunu bulup oyunu alanını dengelersek, o zaman geri dönebiliriz.
أعني، إنه نجحنا في معادلة مجال اللعب بشكل ما ربما أجد طريقة للعودة

Elimizde çok bir şey yok ama bir adres var.
أنا لم أجد أيّ شئ كثير لإستمرار، لكنّنا عندنا عنوان.

Dr. Rosen seni korkutmadan çığlık atacak bir yol bulmamı söyledi.
دكتور روزين قال : أنه يجب أن أجد طريقة أخرى للصراخ

Normalde, Bay Sweeney'in evinde bir kadın cesedi bulduğumda, ...elleri kelepçeli olurdu.
عادةً عندما أجد جثة امرأة في منزل السيد سويني يكون هو مصفدًا

- Öyle mi? Canım sıkılır ve kendimi dışarı atarım. Gidecek bir yer bulamazsam ben de sinemaya gelirim.
حين أشعر بالقلق ، فاٍننى أخرج ، ثم أجد أنه ليس هناك مكان أذهب اليه ، فأذهب الى السينما

- Olmaz, bekle! Lütfen. Bunları nerede bulabileceğimi biliyor musun?
إنتظرى , من فضلك أتدرين أين أجد مثل تلك ؟

İkinci kattaydım ve koridorun sonunda hiç kapı falan yoktu olmayan kapının ardında ise hiç kimse benim için düşünmüyordu.
كنت في الطابق الثاني لم أجد باب فى نهاية الممر وخلف هذا الباب المفقود لم يكن هنالك احد يفكر عني