ويكيبيديا

    "أحب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sevmem
        
    • bayıldım
        
    • sevdiğimi
        
    • hoşlanmıyorum
        
    • beğendim
        
    • hoşlanmam
        
    • hoşlanıyorum
        
    • severdim
        
    • severdi
        
    • isterdim
        
    • hoşuma gitti
        
    • istiyorum
        
    • seviyorum
        
    • severim
        
    • sevdiğim
        
    Kalmam için ısrar edildi, ben kabalık yapmayı hiç sevmem. Open Subtitles لقد دعوني لأن أبقى و لا أحب أن أكون وقحاً
    Özellikle ailenin ve arkadaşlarının resimleriyle dolu olan rafa bayıldım. Open Subtitles أنا أحب أن يمتلىء هذا الرف بصور أصدقائى و عائلتى
    Bir başka adamı sevdiğimi söylersem, Bu beni eşcinsel yapmaz mı? Open Subtitles إن قلتُ بأني أحب رجل آخر ألا يجعلني هذا شاذاً ؟
    Hareketsiz kalmayı sevmiyorum, ve senin beni bu saçma sapan durumda görmenden hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحب أن أكون خاملاً, و لا أحب أن ترينني في هذه الحالة
    Ancak ben bu şekilde beğendim. Çilli kız ve köpek. Open Subtitles لكنى أحب الأمور بهذا الشكل، الفتاة ذات النمش و الكلب.
    Biliyorum, biliyorum. Ama ben bunu çekici bulan erkekten hoşlanmam. Open Subtitles أعلم، أعلم، أنا فقط لا أحب الرجال الذين يرونه جذاباً
    Ben, oda servisinden.., ...su yosunu ile ovalanarak yapılan vücut masajından hoşlanıyorum. Open Subtitles أنا أحب خدمة الغرف و سكب الطحالب البحرية ومساج على كامل الجسد
    Renkli benekleriyle kağıda sarılmış şekerleri severdim ve sıvı şekerle doldurulmuş küçük şişeleri. Open Subtitles كنتُ أحب النقط الملوّنة اللواتي كنّ ملتصقات بالورقة وتلك الزجاجات المملوءة بالسائل الحلو
    Komutan, etrafındakilere gücünü göstermeyi severdi özellikle de yeni hemşirelere ve sıhhiye erlerine. Open Subtitles أحب القائد أن يفرض سلطته هنا خصوصاً مع الممرضات الجديدات و عاملي المشفى
    Senin gibi zavallı bir çocuğu sevmem için hiçbir neden yok! Open Subtitles أي دافع كان يمكن أن يجعلني أحب طفلة مثيرة للشفقة مثلك؟
    Lütfen dokunma dedim ya. Parmak izi kalıyor. Parmak izi sevmem. Open Subtitles كما قلت ، لا تلمسي بصماتكِ ستطبع ولا أحب بصمات الأصابع
    Ben bu yaklaşıma bayıldım. Bir durumun üstesinden, zorluklardan kaçarak değil onları kullanarak gelmek. TED أنا أحب ذلك. لا ترتفع إليه، بل ارتفع معه.
    Sesinizdeki sıcacık tona bayıldım. Open Subtitles أحب سماع تلك النغمة الجميلة التى فى صوتكِ
    Yazı veya tura senin seçimin, ama turayı sevdiğimi bilirsin. Open Subtitles إنه اختياركِ ذيل أو رأس ولكن تعرفين أنني أحب الرأس
    Sen benim paranın rengini sevdiğimi biliyorsun ne yapman gerektiğini söylemem mi gerekiyor? Open Subtitles تعرف انني أحب لون المال .. اتريدني ان اخبرك مالذي يجب فعله ؟
    Söylediğim gibi, Ben aslında... filmden, sinemadan, genel olarak sanattan pek hoşlanmıyorum. Open Subtitles كما قلت لك ، لا أحب الأفلام كثيراً السينما ، والفن عموماً
    Pekâla, dinle. Bu durumdan senin gibi ben de hoşlanmıyorum. Open Subtitles نعم، حسناً، اسمع أنا لم أعد أحب هذا أكثر منك
    Herşeye rağmen gömleğini beğendim. Bu genel erkek tarzı mı? Open Subtitles على العموم ، أحب القميص هل يأتي بالستايل الرجالي ؟
    - Hayır. Ve benim fotoğraflarımı çeken tanımadığım insanlardan hoşlanmam. Open Subtitles وأنا لا أحب الناس وأنا لا أعرف التقاط الصور لي.
    Senden hoşlanıyorum ama işin aslı şu ki, uzakken daha çok seviyorum. Open Subtitles انا أحبك ، ولكن الحقيقية أنا أحب أن نكون مبتعدين عن بعضناً
    Üzerindeki renklerin ne anlama geldiğini anlayana kadar ona bakmayı çok severdim. Open Subtitles كنت أحب النظر اليها، كل تلك الألوان. حتى تبين لي ما تعنيه.
    Johnny sizi gerçekten severdi çocuklar... ve bu oyunu da severdi. Open Subtitles جوني قد أحبكم جميعاً وقد أحب هذه اللعبة وأحب هذا المكان
    - Evet, biliyorum. Ben de onu bu lanet oyuna almak isterdim. Open Subtitles أعرف ، و أنا أحب أن أغتنم واحدة من هذه الألعاب الملعونة
    - Bu, hoşuma gitti. - Gençken birkaç tane tanıdım. Open Subtitles ـ أنا أحب هذا ـ عرفت قليلاً من هذا الشيىء
    Aklımı kaçırdığımı görmek istiyorum. Sen de aklımı kaçırdığımı görmek istemez misin? Open Subtitles و لكن لليلة واحدة , أحب رؤية نفسى أجن و أنت ايضاً؟
    Ama sizinle tamamen dürüst olmam gerekirse, ben televizyonu seviyorum. TED ولكن لأكون صادق معكم ، إنني أحب التلفاز نوعاً ما.
    Lucentio olmak hoşuma gider, Çünkü zaten Lucentio'yu çok severim. Open Subtitles أنا أضمن أن يكون ليسنسيو ، لأننى كذلك أحب ليسنشيو.
    Bay Street, doğru mu acaba Lyla Garrity'yi sevdiğim mi? Open Subtitles هل صحيح يا سيد ستريت أنني أحب ليلى غارتي ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد