Şimdiye dek, hayatımı mahvetmene izin verdim ama bunu mahvetmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لقد تركتك تعبثين بحياتى لأقصى مدى لكنى لن أدعك تواصلين ذلك العبث |
Yalnız gitmene izin veremem şimdi senin yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب لوحدك الآن ، أنت بحاجة إلى المساعدة |
Bu hayali mahvetmene ve yarışmanın değerleriyle alay etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تدهس ذلك الحلم، وتستهزئ بكل ما تعنيه تلك المسابقة. |
Dur yabancı, bırakmam seni asla satın almazsan bir şapka! | Open Subtitles | غريب , لن أدعك تذهب بدون أن تشتري الشيبيو اللذيذ |
Hepimizin kullandığı bir şey için senin kovulmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أدعك تطرد من أجل شيئ نحن جميعنا فعلناه |
onun hakkında böyle onur kırıcı şekilde konuşmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و أدعك تتحدث عنها هكذا دون أن أدافع عن شرفها |
Bu yüzden senin,karının veya herhangi birinin, bu projeye ket vurmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لذا فلن أدعك أنت وزوجتك أو أحد الحقراء البيروقراطيين بأن تعرضوا المشروع للخطر |
Ama kendi yoluna gitmek istemiştim ve bende buna izin vermek zorundaydım. | Open Subtitles | لكن عليك أن تكمل طريقك، و كان عليّ أن أدعك تترك المنزل |
Bu hayatımın en güzel günü ve onu unutmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً |
Bu hayatımın en güzel günü ve bugünü unutmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أفضل يوم على الإطلاق و لن أدعك تنسى ذلك أبداً |
Teklifimi dahi yapmadan böylesi bir riski almanıza izin vererek suçlu durumuna düşerdim. | Open Subtitles | ستكون جريمة مني أن أدعك تتحمل المخاطرة بأكملها بدون عرض مساعدتي على الأقل |
Bu kadın hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. - Onunla karşılaşmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | نحن لا نعرف شيئ عن هذه المرأة لن أدعك تواجهها في نزال |
Kanepede uyuyor olabilirim ama bunu yalnız atlatmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ربما أنام على الأريكة لكن لن أدعك تمرّين بهذا لوحدكِ |
Merak etme sen, harika görünmeni sağlamadan bu kapıdan çıkıp gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلق لن أدعك تخرج من هنا إلا و أنت في أحسن صورة |
Onu benden çalmaya çalışıyorsun, Frankie ama buna izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنت تحاول أن تسرقها مني يا فرانك وانا لن أدعك |
Hızlı kasılan kaslarını mazeret olarak kullanana son kez izin veriyorum. | Open Subtitles | هذا آخر مرّة أدعك تستعمل سرعة تشنج عضلاتك كعذر لأيّ شئ |
Bu soruşturmayı bir çeşit saçma yarışmaya ...dönüştürmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تُحوّل هذا التحقيق إلى نوعٍ من المنافسة الملتوية. |
Bak, ne kadar gergin olduğunu biliyorum. seni yanlız bırakmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا أعرف كم أنت متعبة ومنشغلة أنا أحاول أن أدعك لوحدك |
sana söyleyeyim senin kan kaybından ölmene müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | فقط حتى تعلم ، لن أدعك تنزف ، حتى الموت ، لا يا سيدي لأنني عندما أقوم بتقطيعك سأقوم بكيّك |
sana çok bağlandım bu yüzden seni kolayca bırakamazdım. | Open Subtitles | لقد تمسكت بك بقوة . وكنت أفكر ألا أدعك بسهولة |
Yardım edebilirsin diyene kadar bırakmayacağım seni. | Open Subtitles | أنا لن أدعك تذهب حتى تقول بمقدورك بأنه يمكنني مساعدتك |
sana söyledim, bu saçmalıkları duymak istemiyorum. Kızımı lanetlemene izin vermem. | Open Subtitles | هيي اخبرتك، أنا لا أريد خزعبلاتك اللعينة، ولن أدعك تلعن طفلتي بها |
Şimdi, yakanızı rahat bırakmadan önce ücretsiz çek hakkında sizi bilgilendirmeliyim. | Open Subtitles | والآن قبل أن أدعك ترحل أريد أن أخبرك عن حسابنا المجاني |
Ama bence bu noktada, en iyisi seni Bırakayım da sindirmen için biraz zamanın olsun. | Open Subtitles | لكنني ولهذا السبب، من الأفضل أن أدعك لتجلسي مع نفسك لبعض الوقت |