Ben bu tanığın ifade vermemesi için hiçbir geçerli sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أى داع ألا تكون هذه الشاهدة مؤهلة للقيام بالشهادة |
- Onu Bicêtre'e gönderemeyiz. Ben başka bir çözüm yolu göremiyorum. | Open Subtitles | لا يمكن أن نرسله إلى بيكاتر ـ لا أرى حلا آخر |
Ve aslında dedi ki-- bir bakayım bu şey çalışıyor mu. | TED | وقال، في الواقع، دعوني أرى ما إذا كان يعمل هذا الشيء. |
orada bir baba gördüğümde diğer annelerin onunla iletişime geçmediğini görüyorum. | TED | و أرى الأب هناك، الاحظ ان الامهات الاخريات لا يلعبن معه. |
Buradaki turistlerin neden otellerinden hiç çıkmadığını anlıyorum. A, öyle deme. | Open Subtitles | بأمكاني أن أرى الآن لماذا السيّاح هنا أبدا لا يتركون الفنادق |
Bütün ayrıntılarıyla hatırlıyorum... ama ondan önce gördüğüm hiçbir gündoğumunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | اتذكره تماما لم أستطيع نسيانه أبدا فلم أرى أي شروق بعده |
Ve yırtıcı gibi, karanlıkta yolumu görmem için... bana tek gereken bu alevdi. | Open Subtitles | ومثل الفارسه ذلك اللهب الصغير هو كل ما إحتاجته لكي أرى في الظلام |
Yaşıtım çocukları ne kadar hızlı diğer yöne itebildiğimi göreyim diye mi? | Open Subtitles | حتى استطيع أن أرى مدى سرعتي في جعل الرجال الذين في عمري |
Aynı envantere Bakıyorum Kaptan ve üzgünüm ama şu ifadenin olduğu yeri göremiyorum, | Open Subtitles | أنا أنظر إلى بيان المحتويات , كابتن ولا أرى للأسف شيء مكتوب يقول |
Eşli ziyaretler sadece evli mahkûmlar için ve nişan yüzüğü göremiyorum. | Open Subtitles | الخلوة الخاصة للمساجين المتزوجين فقط و لا أرى آي دبلة زواج |
Civarda Basını göremiyorum... ama şerif yardımcısının yolda olduğuna garanti verebilirim. | Open Subtitles | لا أرى أثراً للصحافة لكن أضمن لك أن المحضر في طريقه |
Sözüme inan. Şu kuponu kontrol et aptal! - Kupona bir bakayım. | Open Subtitles | ــ أنا أقول لك إفحص الورقة با مغفل ــ دعني أرى الورقة |
İzin ver de bakayım. 1, 1, 1, 0, 1... | Open Subtitles | دعـني أرى , واحـد1 , واحـد1 ,واحـد1 , صـفر0 ,واحـد1 |
Buna ek olarak farklı bir altyapıya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. | TED | إضافةً لذلك، أرى أننا نحتاج لنوع آخر من البنية التحتية. |
Senin icin çok fazla. Ona neden aşık olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | وكثير جداً عليك لتتعامل معه، يمكنني أن أرى لماذا تعشقها |
Endişeni anlıyorum. Ama kitapların sayesinde ellerin dolunca sen değişmedin. | Open Subtitles | أرى قلقك، لكنّك لم تتغير عندما جعلتك كتبك أكثر فخامة. |
Bütün ayrıntılarıyla hatırlıyorum... ama ondan önce gördüğüm hiçbir gündoğumunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | اتذكره تماما لم أستطيع نسيانه أبدا فلم أرى أي شروق بعده |
gördüğüm kadarıyla, her fırlatmayı izleyen bir tek ben değilmişim. | Open Subtitles | أرى بأني لستُ الوحيد الذي ينظر للسماء عندما يحدث إطلاق |
Onun ne kadar mutsuz olduğunu görmem gerekirdi, ama görmedim. | Open Subtitles | كان يجب ان ألاحظ كم كانت تعيسة لكنني لم أرى |
Amerikan konsolosunu göreyim mi? O belki bu işi halletmenize yardımcı olur. | Open Subtitles | هل تقترح أن أرى القنصل الأمريكي وأجعله يساعدك في ترتيب الموضوع؟ |
- Şey, Bakıyorum David'le tanışmışsın. - Evet, kesinlikle öyle. | Open Subtitles | ــ أرى بأنك ِ قابلتِ ديفيد ــ نعم ، بالطبع |
- Formunuzu görebilir miyim efendim? - Sağol dostum gerçekten çok iyisin. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، دعني أرى شكلك شكرا يا رجل، أقدّر هذا حقا |
Bu sabah okul için hazırlanan küçük bir kızı göremedim. | Open Subtitles | لم أرى ابنتك الصغيرة تستعد للذهاب الى المدرسة صباح اليوم. |
Oğlum Rosa Parks'dan büyülenmişti ve onda bu heyecanı görmek beni gururlandırmıştı. | TED | كان ولدي مفتونًا بروزا باركس، وأنا فخور به أن أرى هذه الإثارة. |
Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
"Gerçekten mi?" dedi. Ve o anda gözlerindeki ilgiyi gördüm. | TED | واستطعت أن أرى بريقا من الاهتمام و التشوق في عينيه |
Hayır mı şer mi bilmiyorum ama şeyhimi görmeye geldim. | Open Subtitles | سواء كان خيرا أم شرا، فلا أدري جئت أرى الشيخ |