ويكيبيديا

    "أصدق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • inanmıyorum
        
    • inanıyorum
        
    • inanmamı
        
    • inanmak
        
    • inanmam
        
    • inanmadım
        
    • inanamadım
        
    • inanırım
        
    • inanacağımı
        
    • inanmamıştım
        
    • inanayım
        
    • inanmayı
        
    • inanamam
        
    • inanmazdım
        
    • inandım
        
    Emin ol, bu dedikodulara inanmıyorum. Seni görünce bunlara inanamam. Open Subtitles إنني لا أصدق هذه الشائعات لا يمكنني تصديقها حين أراك
    Söylediğin hiçbirşeye inanmıyorum. - Belki de böyle daha iyidir. Open Subtitles لم أصدق أي شيئ قلته من الأفضل إتباع تلك الطريقة
    "Yeni tanıştığın mükemmel güzellikteki bir kızla beni aldattığına inanmıyorum." Open Subtitles لا أصدق أنك كذبت على بشأن المرأة المثالية التى قابلت
    Ama inanıyorum ki, birbirimize ulaşabilirsek birlikte var olabiliriz ve birlikte başarabiliriz. Open Subtitles ولكنني أصدق بأننا إذا تواصلنا معاً يمكننا التواجد بقوه وربما نزدهر معاً
    Bir trafik polisinin şehirdeki tüm azılı suçluları... öldürdüğüne inanmamı mı istiyorsun? Kim? Open Subtitles أتتوقع مني ان أصدق أن شرطي سير يقتل كل عتاه المجرمين في المدينة؟
    Bir oğlun olduğuna inanmak istedim ve hayal gücümü kullandım. Open Subtitles أردت أن أصدق أن لك ابناً لذلك تركت لخيالي العنان
    Gerçek su ki, insanlarin çogu söylenene inanirken ben asla inanmam. Open Subtitles أغلب الناس يصدقون ما يقال لهم بينما أنا لا أصدق ذلك
    Onun yaptığına inanmıyorum. Ama o bunu yapacak zihinsel zekâya sahip biri. Open Subtitles لا أصدق أنّها فعلت ذلك، لكنّها بالتأكيد تملك الفطنة الفكرية اللازمة لذلك.
    Elbette böyle bir şey olacağını bilmiyordum. Yani şu patlamaya da hâlâ inanmıyorum. Open Subtitles لم أكن أعلم ماذا ستكون العواقب أقصد، التفجير، ما زلت لا أصدق ذلك
    Ama inan bana, ben korkmuyorum. Onların namlarına inanmıyorum ben. Open Subtitles لكن صدقيني، أنا لست خائفاً فأنا لا أصدق سمعتهم هذه
    Özel bir psikolojik yeteneğim olduğuna hiç inanmıyorum, özellikle de medyum güçlerine. TED أنا لا أصدق لبرهة أن لدى بعض المواهب النفسية الخاصة ولا أية قدرات روحانية.
    Çünkü basit olanın iyi olduğu propagandasına kesinlikle alıştık. Ama ben buna inanmıyorum. TED ذلك أنه من المؤكد أننا قد اعتدنا على الدعاية بـأن ما هو بسيط هو جيد. لكنني لا أصدق ذلك.
    İç eteklik mi? İnanmıyorum. Bakayım. Open Subtitles لا شيء سوى تنورتك، لا أصدق دعيني أرى، إرفعي تنورتك
    Biliyorum yetişkinlerin çoğu hayali arkadaşa inanmazlar ama ben inanıyorum. Open Subtitles أعلم بأن معظم البالغين لا يؤمنون بالصديق التخيلي انا أصدق
    Evet, öyle olduğuna inanıyorum. Ama korku belirtisi de gösteriyor. Open Subtitles أجل , أنا أصدق أنه كذلك لكنّه يظهر الخوف أيضاً.
    Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha! Benden bu yetersizce saklanmış olaya inanmamı mı bekliyorsun? Open Subtitles تتوقعيني أن أصدق هذه الهراءات وأنتي بين ذراعي رجل آخر
    İnanıyorum ki sen bunu asla yapmazdın ama sadece inanmak istiyorum. Open Subtitles أنا أصدق أنك لست الفاعل لكن أنا الوحيد فقط الذي يصدقك
    Hakkında her şeyi bilirdim ve buna asla inanmam. Open Subtitles كلا , لا أصدق ذلك أننى أعرف كل شئ عنها ولن أصدق ذلك
    Onunla tekrar karşıladığımızı hayal ettim, ama bunun olacağına inanmadım... Open Subtitles تخيلت أن ألتقي به مرة أخرى لكني لم أصدق ذلك
    Silah sesleri duyulmaya devam ederken kısa sürede kalabalığın sloganları bu sesleri bastırmaya başladı, ve duyduklarıma inanamadım. TED لذلك عندما بدأ يتواني صدى الطلقات النارية، بدأ بعدها يظهر هتاف الشعب، لم أصدق ما كنت أسمعه.
    Hatta onlarla kızlarından daha iyi anlaşırım. Bak buna inanırım. Open Subtitles . أنا أفضل مع الأباء عن الأبنة . أصدق ذلك
    Bak, neye inanacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bunun nasıl görüneceği. Open Subtitles لا أعرف ماذا أصدق كل ما أعرفه هو كيف سيبدو الأمر
    Ben de inanmamıştım, ama sonra bizzat bir şeyler görüp duymaya başladım. Open Subtitles لم أصدق الأمر أيضاً لكني بدأت بعد ذلك برؤية أشياء وسماعها بنفسي
    Sana ve batıl inançları olan, cahil bir avuç haydudun söylediklerine niye inanayım? Open Subtitles وكيف أصدق ما تقوله ؟ أنت وأفراد عصابتك الخارجون على القانون المتطّيرون والجهلة
    Hayatımda ilk kez düzgün bir adamla beraberim ve buna inanmayı reddediyorum. Open Subtitles لأول مرة في حياتي أملك رجل جيد وأنا أرفض أن أصدق ذلك
    Bunu söyleyeceğime gerçekten inanmazdım, fakat... şarkı söylemeni konuşmana tercih ederim. Open Subtitles لا أصدق أني سأقول هذا, لكن أنا أفضل الغناء عن الحديث
    Kızını televizyonda görmek annemi de kendini faydalı hissettireceğine inandım. TED أود أن أصدق أن رؤيتهم لابنتهم فى التلفزيون جعل أمى ذات فائدة أيضًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد