Bir yıldan daha az bir sürede 65.000 km uçuyorlar. | TED | فهي تطير مسافة 65000 كيلومترا في أقل من عام واحد |
Bu da bir sabah ben, 18 kiloluk sırt çantasıyla 12 kilometre doğa yürüyüşü yapmıştık, iki saatten daha az bir sürede. | TED | هذا أنا في صباح ذات يوم، عندما قطعنا مسافة سبعة أميال ونصف حاملين حقيبة ظهر وزنها 40 رطلا في أقل من ساعتين. |
Eğer 2 den az tek karakter varsa, yığın polindrom oluşturabilir. | TED | إذا تواجد أقل من عنصرين فردين، يمكن للحزمة أن تكون تناوبية. |
Telgraftan, yazılı mesaja on yıldan daha kısa bir sürede... | Open Subtitles | ومن الرسائل البرقية للرسائل النصية في أقل من عشرة سنوات |
Aracımız dünyayı bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı. | Open Subtitles | لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة |
Bunun yanısıra, 250'nin altında vuruş yapan hiçbir oyuncuyla birlikte olmadım. | Open Subtitles | بجانب ذلك لم أواعد لاعب أبدا حقق أقل من 250 نقطة |
Amerika'da bir çok eyalette bundan daha az insan var. | TED | الكثير من الولايات في أمريكا لديها عدد أقل من الساكنة. |
Bu ömür, çalışanlarının keyfini çıkarmayı beklediklerinin yarısından daha az. | TED | وهذا أقل من نصف العمر الممكن لموظفيها توقُّع التمتع به. |
Hepimiz, birilerinden daha ayrıcalıklı ve bir başkasından daha az ayrıcalıklıyız. | TED | جميعنا ذوي امتيازات أكثر من أحدهم وذوي امتيازات أقل من غيره. |
İş gücünün asıl boyutu, rakamların gösterdiğinden bir milyon daha az. | Open Subtitles | الحجم الحقيقي للقوى العاملة هو بالفعل مليون أقل من الأرقام تظهر. |
Biliyor musunuz, belki de polisin daha az olduğu bir yerde okul bulmalıyız. | Open Subtitles | أتدرون, يجب أن نجد مدرسه بها عدد أقل من الشرطين في كل مكان |
3 km'den az yolumuz kaldı, sonra yamaçtan aşağı gidiyoruz. | Open Subtitles | لدينا أقل من 3 كيلومترات، ثم سنسقط من على الجرف. |
Bugün binlerce kişiyiz, hâlâ 100'den az kişinin bilgisayar bilimleri ya da mühendislik diploması var. | TED | واليوم، نحن ألف شخص، ولكن، هناك أقل من 100 شخص من حملة الشهادات في علم الحاسوب أو الهندسة |
Chloe, 3 dakikadan daha kısa süre içinde Derek'i öldürecekler. | Open Subtitles | كلوي , سيقتلون ديريك خلال أقل .. من ثلاث دقائق |
Bu füze, iki dakikadan daha kısa süre içinde vuracak, | Open Subtitles | هذا الصاروخ سيضرب هدفه فى أقل من دقيقتين, سيدى السفير |
Bir saatten az bir süre için 10 binden söz ediyoruz. | Open Subtitles | إنّك سوف تتكلم أقل من سّاعة مُقابل تلقيك 10 آلاف دولار. |
- Dışarısı kırk derecenin altında! - Dizi analizörü aşırı yüklü. | Open Subtitles | ـ أربعون درجة أقل من الخارج ـ شغل محلّل نظام التعاقب |
İki dakikadan az kaldı, bayanlar baylar. | Open Subtitles | لم يبق لإنتهاء السباق إلا أقل من دقيقتين، سيداتي سادتي، |
Üç dakikadan az zaman içinde radyasyon öldürücü düzeye erişecek. | Open Subtitles | الإشعاع يسصل إلى المستويات القاتلة في أقل من ثلاث دقائق |
Gidelim! Buradan ayrılmak için bir dakikadan az zamanımız var. | Open Subtitles | هيا بنا لم يبقى إلا أقل من دقيقة قبل أن ينفجر المكان |
Bir toplantıda çok fazla veya çok az konuşmaktan korkuyoruz. | TED | نخشى أن نتحدث أكثر أو أقل من اللازم في اجتماع. |
Yüzyıldan bile az bir yakın geçmişte nostalji yüzünden ölmek nasıl mümkün olabilir? | TED | كيف كان من الممكن أن تموت من الحنين للماضي منذ أقل من مائة عام مضت؟ |
Şu kadınlar 3 saatten daha kısa sürede 42 kilometre koştu. | Open Subtitles | تلك النسوة يركضن مسافة 26.2 ميلًا في أقل من ثلاث ساعات |
Bir haftadan kısa bir süre sonra, Bu Eindhoven'daki bir takım, bir mühendislik okulu. | TED | بعد أقل من أسبوع، هذا فريق من ايندهوفن، إنها مدرسة هندسة. |
Ve Low Rider'lar çok daha azı için öldürmesiyle bilinirler. | Open Subtitles | والنازيين عرفوا أنهم يقتلون من أجل مبالغ أقل من هذا |
Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir. | TED | وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب. |