Endişelendim. Onun yanında olmanın bende nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordum. | TED | كنت قلقة. لم أكن أعرف كيف هي ردة فلعي لكونها بجانبي. |
Bir mercanın şans verilirse ne kadar gelişip büyüyebileceğini hiç bilmiyordum. | TED | لم أكن أعرف ما يمكن للمرجان فعله عندما أُعطى فرصة للأزدهار. |
Şimdi biliyorum çünkü bana söyledin, ama bir dakika önce bilmiyordum. | Open Subtitles | أعرف أسمك الآن لأنك أخبرتنى لكننى لم أكن أعرف منذ قليل |
Orasının, senin çiftliğin olduğunu bilmiyordum, hiç kadın da görmedim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها مزرعتك و لم أرى أي امرأة. |
Dayak yemeyi seviyordu ve zavallı salak ben, neden olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كانت تُحب ان تُضرب وأنا الأحمق لم أكن أعرف سبب هذا |
- bilmiyordum. İnan bana! - Mazeret bulup duruyorsun, seni orospu. | Open Subtitles | ـ أقسم أنني لم أكن أعرف ـ لقد خدعتني أيتها العاهرة |
Partiler için böyle yerlerin kiralandığını bilmiyordum. - Adın ne? | Open Subtitles | لم أكن أعرف هل يمكن استئجار الأماكن مثل هذه الأحزاب. |
Tanrım. Bu şehrin o zirkonyayı bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن هذه المدينة تحب تلك الألماسة بذلك القدر |
Bu yumuşak yanını görmek için ölüme bu kadar yaklaşman gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن الأمر يتطلب لقاء مع الموت لرؤية جانبك اللين |
Tamam, evet, belki yemek düellosu için aldım ama baldıran otu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً، ربّما اشتريتُه من أجل تحدّي الطعام ولكنّي لم أكن أعرف أنّه شوكران |
Çünkü geçtiğimiz günlerde kendisinin bu kadar salak olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لأني قبل هذا اليوم لَم أكن أعرف أنه غبي جدا |
Ben destek için beklemem Ve içeri girmem gerektiğini bilmiyordum | Open Subtitles | لم أكن أعرف ما إذا يجب عليّ الأنتظار أو الدخول، |
Hayır. Haberleri izleyene kadar orada bir kadın olduğunu dahi bilmiyordum. | Open Subtitles | كلا, لم أكن أعرف أن هناك إمراة إلا بعد مشاهدة الأخبار |
Ben... Ne yaptığımı bilmiyordum. Bana yardım edecek kimse yoktu. | Open Subtitles | ،لم أكن أعرف ما أفعله لم يكن هناك من يساعدني |
Bakın, intikam falan almadım çünkü neyin peşinde olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | إسمعي، لم أنتقم لأنّي لم أكن أعرف ما يُخطط له. |
Norveçlilerin boş zamanları değerlendirmede bu kadar iyi olduklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنكم ايها النروجيون جيدون في إدارة النفايات. |
Böyle hissettiğini bilmiyordum, ama şimdi bildiğime göre hadi bu konu hakkında konuşalım. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن هذا ماتشعرين به، لكني الأن أعلم، لنتحدث عن هذا. |
- Üzgünüm, her şeyi bilmiyorum... - Bir grup keşif için,doğuya doğru gitti. | Open Subtitles | أعذرني لو لم أكن أعرف كل شئ لكن هناك مجموعة ذهبوا لاستكشاف الشرق |
Bu benim için yeni bir olay. Çiftçilerin ot içtiğini bilmezdim. | Open Subtitles | هذا جديد بالنسبة لي لم أكن أعرف أن المزارعين يدخنون المخدرات |
İki hafta öncesine kadar Jacob'ın varlığından bile haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتى أن يعقوب موجود إلا منذ أسبوعين |
Onu ele geçiren şey, onu öldüren şey neydi, hiç bilemedim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف ما الذي أصابه أو ما الذي تسبب بالقتل |
Kim olduğunuzu bilmesem, hayat kurtarmaya hazır olduğunuzu düşünürdüm. | Open Subtitles | لو لم أكن أعرف شيئاً لقلت أنكم مستعدون لإنقاذ بعض الأرواح |
Bu geziye senin de gittiğinin farkında değildim. | Open Subtitles | في الحقيقة لا لم أكن أعرف أنك سوف تذهبين في هذه الرحلة |
Bununla birlikte, Bengalli bir göçmenin çocuğu olmak ya da Bronx'ta Senegalli göçmenin çocuğu olmak ile ilgili hiç bir fikrim yoktu. | TED | فيما عدا ذلك لم أكن أعرف ماذا يعني أن تكون طفلًا لمهاجرين بنغاليين في بروكلين أو أن تكون سنغاليًا في ذا برونكس. |
Ama görünen o ki, işler dehşet verici, birazcık riskli ve zahmetli olduğunda var olduğunu bile bilmediğim bir ön yargıya eğildim. | TED | ولكن يبدو أنه عندما تتحول الأشياء لتصبح غير تقليدية ومزعجة وخطيرة بعض الشيء، أميل إلى التحيز الذي لم أكن أعرف أنني امتلكته. |
Buraya, sana kurulan tuzağı bilmediğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأقول لك أني لم أكن أعرف بالفخ الذي وضع لك |
Evi bir süre önce terkettim. O adamları tanımıyordum bile. | Open Subtitles | لقد تركتهم منذ مدة طويلة ولم أكن أعرف أولئك الفتية |
Madene birkaç giriş olduğunu bilmeseydim zaten inmezdim. | Open Subtitles | إذا لم أكن أعرف بوجود مداخل عديدة للمنجم |
Bir kaza geçirdim, komadaydım. Kim olduğumu kimse bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد تعرضتُ لحادث لقد تغيبتُ لأربعة أيام ولم أكن أعرف من أنا |