ويكيبيديا

    "أمور" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeyler
        
    • şey
        
    • şeyleri
        
    • işleri
        
    • işler
        
    • şeylerin
        
    • şeyi
        
    • işi
        
    • şeylere
        
    • şeylerden
        
    • işlerim
        
    • şeylerle
        
    •   
    • meseleler
        
    • çok
        
    Hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar artık "Şu yılanın ne kadar güzel olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı. TED هؤلاء الأشخاص الذين صاحبهم طيلة حياتهم خوف من الأفاعي أصبحوا يقولون أمور مثل أنظر كم هي رائعة هذه الأفعى
    Bu üç ciddi derin değişim, gelecekteki şeyler gibi değildir. TED و هذه ثلاث تغييرات جذرية و هي ليست أمور مستقبلية
    Sorduğum için bağışlayın ama bu tarz şeyler insanı ümitsizliğe sürükler. Open Subtitles اعذرني على السؤال، ولكن أمور كهذه قد تقود الرجل إلى الإحباط
    Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul edebilmemiz için üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim. TED قلتُ ذلك لأتقبل أننا نعيشُ حقًا في واقع مشترك. علينا القيام بثلاثة أمور.
    Bu aslında astronot olmak gibi birşeydi çünkü biz kimsenin daha önceden görmediği şeyleri görür ya da gidip görmediği yerlere giderdik. TED كأنّنا كنّا رائدي فضاء، لأنّنا تمكّننا من الذهاب إلى أماكن و رؤية أمور لم يسبق لأحد رؤيتها أو الذّهاب إليها من قبل.
    İlginç şeyler olsa bile aldırmam. Çünkü doğal olanı bu. Open Subtitles أنا لا أتعجب عندما تحدث أمور غريبة أنه أمر طبيعي
    Öyle. Ama hayatımda bazı şeyler oldu, göz ardı etmek istemediğim işaretler. Open Subtitles أنا كذلك، لكن هناك أمور حدثت في حياتي، إشارات لا أريد إهمالها
    Zamanımı odun için harcamaktansa, yapacak daha iyi şeyler var. Open Subtitles ‫ثمة أمور أفضل أفعلها في وقتي ‫غير جمع الحطب للوقود
    Annenin ve benim senden saklama kararı aldığımız bazı şeyler vardı. Open Subtitles لقد كانت هناك أمور محددة قررت أنا ووالدتك ألا نخبرك بها
    Faydalı şeyler yapan bütün o arkadaşlarla işim bitti. Artık eğlenceli değil. Open Subtitles لقد تعبت من أمور الصداقة و النفع لم يعن ذلك ممتعاً بتاتاً
    Polenin etkisi altında, hepimizin pişman olduğu bir şeyler söylediğini ve yaptığını düşünüyorum. Open Subtitles أظن الجميع قالوا و فعلوا أمور ندموا عليها تحت تأثير غبار طلع الأزهار
    Patronlarımızdan biri olan Gideon, asla kurtulamayacağınız, size bağlı olan şeyler vardır, derdi. Open Subtitles غيديون احد رؤسائنا ان هناك أمور تلتصق بك بحيث لا يمكنك إزالتها ابدا
    - şey, bu özel. - Biliyorum. Soruyu sormak zorundayım. Open Subtitles ــ هذه أمور شخصية ــ أعرف ولكن لابد أن أسألك
    Ama şu anda daha önemli şeylere yoğunlaşmalıyız, şey gibi... Open Subtitles لكن الآن يجب أن نركز على أمور أكثر أهمية مثل
    Tek dediğim, Lana hakkında bilmediğin bir sürü şey var. Open Subtitles ما أقوله هو أن هناك أمور كثيرة تجهلها عن لانا
    Veya daha iyisi, diğerlerinin her şeye baş kaldırarak... ...başardığı şeyleri... ...nasıl açıklarsınız? TED أوبشكل أفضل، كيف يمكننا تفسير كيف يمكن لآخرين تحقيق أمور تفوق كل التوقعات؟
    Polislerin bizle uğraşmaktan çok yapacakları daha önemleri işleri var. Open Subtitles الشرطة لديهم أمور أكثر ليقلقوا بشأنها غير صفقة جهاز التعارض
    Biraz baştan savma bir mektup oluyor ama işler yoğun. Open Subtitles أنا آسفة، نحن بعيدون قليلًا ولكن هناك أمور تشغلني حقًا
    Biz dev gibiyiz ve görmek için çok küçük olan şeylerin farkında değiliz. TED نحن البشر كائنات عملاقة، وبالتالي لا نستطيع إدراك أمور أصغر من أن نراها.
    dedim. Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan Doğa Ana senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak. TED وهذا صحيح: إذا ما تركت أمور الدنيا لوحدها، لن تقوم الطبيعة بنحت طريق مثير أو مفيد بالضرورة من أجلكم.
    Ondan değil. Sadece bu "dirty dancing" işi hoşuma gitmedi. Open Subtitles لا، لا انا فقط لست معتادا على أمور الرقص القذرةهذه
    Şimdi, boşandı ve bitkilerle çalışıyor, evi yine de şüpheli bir şekilde bitki ve yaşayan diğer şeylerden yoksun. Open Subtitles هي الآن مطلقة، وتعمل في أمور النبات ومع هذا بيتها وبشكلٍ غريب خالٍ من النباتات أو أي كائن حي
    Dinle, benim şeytani noel gecesi düzenlemekten daha iyi işlerim var. Open Subtitles لدي أمور أفضل للقيام بها عن إعداد مؤامرة شيطانية لعشاء العيد.
    Bu aileler baş edebileceklerinden çok daha büyük şeylerle karşılaşıyorlardı. TED إن العائلات تعاني من أمور أكبر من أن تستطيع التعامل معها.
    Yapmam gereken çok var. Sonra görüşürüz. Hoşça kal. Open Subtitles في الواقع, لديّ أمور علي فعلها، أراك لاحقاً, إلى اللقاء
    Akademik ve ağır meseleler, hiç popüler değil, sizi tamamen yabancılaştırıyoruz. TED هذه أمور أكاديمية وصعبة، وليست محبوبة تماما. نحن نخذلكم بشكل كبير.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد