Şimdi ben bunu Eğer yapmamış olsaydım, burası bir cehennem yuvası olurdu. | TED | الآن إذا لم افعل ذلك ، كان يمكن أن يكون مكانًا بائسًا. |
Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
Eğer yalnız olma yeteneğimiz yoksa, daha çok yalnız kalmaya mahkumuz. | TED | إذا لم نكن قادرين على أن نكون وحيدين، فسنكون أكثر وحدانية. |
Eğer politika reformu ve yardımlar gelmezse, ekonomik düzelme sağlanamaz ve ekonomi düzelmezse barış koruyucuları için çıkış olmaz. | TED | و إذا لم تصلح القوانين وتحصل على المساعدات فلن تصل الى التعافي الإقتصادي وهي إستراتيجية الخروج لقوات حفظ السلام |
Ve Eğer açık bir hedefiniz yoksa, bir şeyi nasıl düzelteceğinizi nereden bileceksiniz? | TED | وكيف يمكنك معرفة كيفية إصلاح شي ما إذا لم يكل لديك هدف واضح؟ |
Eğer burada altın bulamadıysanız, göründüğünüz kadar zeki değilsiniz demektir. | Open Subtitles | إذا لم تجدوا ذهباً هنا فلستم أذكياء كما يبدو عليكم |
Eğer beyler için mahsuru yoksa birşeyden tekrar bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتطرق لشيء ما إذا لم تمانعوا أيها السادة. |
- Mona üşüttü. - Eğer bir sığınak yapmazsak hepimiz donacağız. | Open Subtitles | ـ إنها تشعر بالبرد ـ سنتجمد جميعاً إذا لم نجد ملجئاً |
Yani, Eğer sizi buraya çağıran biri olmadıysa, neden buradasınız? | Open Subtitles | و إذا لم يطلب منك أحد المجيء فلماذا انت هنا؟ |
Eğer dans edip öpüşmezlerse aşık olamazlar ve ben de tarih olurum. | Open Subtitles | إذا لم يرقصوا و يقبلوا بعضهم, فلن يحبوا بعضهم و سأكون تاريخاً. |
Afedersiniz Bay Emerson. Geri dönmezsem Eğer kuzenim çok endişelenecek. | Open Subtitles | أعذرني ولكن أبنة عمي ستقلق جداً إذا لم أعود الآن |
Eğer benimle labaratuvara geri döner ve tedavi olursan, belki ölmeyebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم تَعُودُ إلى المختبرِ و تلقّ علاجاً صحيحاً، قَدْ تَمُوتُ. |
Eğer hemen yemeğimizi yemezsek, gecikeceksiniz ve Muten Roshi telaşlanacak. | Open Subtitles | إذا لم نأخذ وجبتنا حالا ستتأخرين والمعلم روشي سيكون حزيننا |
Çünkü Eğer seninle paylaşamazsam, sanki hiçbir şey yaşamamışım gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنه إذا لم أشاركك مثل هذه الأمور أشعر وكأنها لم تحدث |
Müdür Bey, Eğer tekrar keserseniz, çıkmanızı istemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | يا مُدير السجن ، إذا لم تَتوقّف سأَطْلبُ منك المغادرة |
- Eğer aramazsak dedi. - Ararsak dedi. - Sakin ol. | Open Subtitles | ـ لقد قال إذا لم يتصل ـ لقد قال إذا اتصل |
Eğer duygularını dışa vurmasına yardım etmezsek değişik şekillerde ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | لكن إذا لم نشجعها على مواجهة أحاسيسها فقد تظهر بطرُق مختلفة |
Eğer susmazsanız bunu mahkemeye saygısızlık olarak alacağım. Susun ! | Open Subtitles | إذا لم تتوقف فسوف أعتبرها إهانة للمحكمة ، هذا أمر |
Eğer susmazsanız bunu mahkemeye saygısızlık olarak alacağım. Susun ! | Open Subtitles | إذا لم تتوقف فسوف أعتبرها إهانة للمحكمة ، هذا أمر |
Bir şeyleri kaybetmekten nefret ederiz, çok riskli olmasalar bile. | TED | نكره خسارة الأشياء، حتى إذا لم تنطو على مخاطرة كبيرة. |
Lancelot, biz şövalyeyiz, böyle bir amaç olmazsa varlığımızın anlamı ne? | Open Subtitles | لانسيلوت، نحن فرسان ما غاية أننا نخدم إذا لم يكن لسبب؟ |
Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. | TED | ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة. |
Eger o bunu kabul etmezse tutuklanacagini biliyorsun deilmi ? | Open Subtitles | لمعلوماتك أنها إذا لم تقبل بالصفقه، سوف يتم القبض عليك؟ |
Kenara çektim, birden arabadan fırlayıp boğazın izleme noktasına gitti ve oraya çıktı ayrıca seni çağırmazsam kendini öldüreceğini söylüyordu. | Open Subtitles | فتوقفت وقام هو بالهرب إلى مكان المشاهدة و وقف على الحافة و قال بأنه سوف يقتل نفسه إذا لم أناديك |
Beni ara. 10 dakika içinde telefon etmezsen, sizi aramaya gelirim. | Open Subtitles | إتصلى بى. إذا لم أسمع صوتك. بعد 10 دقائق، سأرجع لك |
- Peki. Madem onu yapamiyorum. Bir arayabilir miyim peki? | Open Subtitles | حسناً، إذا لم أستطع فعل هذا أيمكنني أن أتصل بالشخص؟ |
Yani, Eğer emin değilseniz, öyleyse, oturun. Gidip evinizde bekleyin. | Open Subtitles | لذا إذا لم تكونونا واثقين فاجلسوا و ابقوا في منازلكم |
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
Eğer yapmazsanız, size yalnızca bir korkağın sonunu vaad ediyorum. | Open Subtitles | إذا لم تنضموا إلينا فأعدكم لن تموتوا إلا ميتة الجبناء |
Ama öyle olmasaydı, o zaman o birini veya birşeyi koruyor demekti.. | Open Subtitles | لكن إذا لم يفعل، إذن لديه شيء أو شخص ما هو يحميه |