Büyüleyiciydi. Bir köylü kızını aldı ve onu bir hanımefendiye çevirdi. | Open Subtitles | كان ذلك ساحراً، لقد اخذ فتاة اصيلة وحولها إلى فتاة راقية |
O parçaları arabanızdan çıkarmam tam dört saatimi aldı, şimdi hepsi yandı. | Open Subtitles | أعنى لقد اخذ 4 ساعات لأخراج أجزاء السيارة والأن كل الأجزاء إحترقت.. |
Biraz daha paranı almak da benim için bir onur olacak. | Open Subtitles | و سيكون من الشرف لي ايضاً ان اخذ المزيد من نقودكم |
Gelip biraz demir alabilir miyim?" | TED | هل يمكنني ان احضر اليكم لكي اخذ قليلاً من الحديد |
O bikaç ilaç almış ve galiba iyi gelmiş, çünkü kanında hastalığa rastlanmadı, ama bu iyileştiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لقد اخذ بعض الدواء وهو يعمل جيدا لانهم لم يكتشفوا ذلك فى دمه ولكن هذا لا يعنى انه بخير |
Bugün izin alıp doğum gününü kutlamana yardım etmeye karar verdim. | Open Subtitles | قررت ان اخذ اجازة اليوم لكي اساعدك في الاحتفال بعيد ميلادك |
ben doğudan diye cevap verecektim ama yeşili alayım bari. Merhaba baba. | Open Subtitles | اه,كنت اعتقد الاسيويات, ولكني سوف اخذ الخضراء اهلا, ابي |
İIk önce kırmızı ışığı alıyorum metal yüzeye doğrultuyorum ve hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | الآن، أولاً اخذ الضوء الأحمر وإضاءته على سطح المعدن ولم يحدث أي شيء. |
Neyin daha önemli olduğunu fark etmek biraz zamanımı aldı. | Open Subtitles | ان ذلك اخذ منى فترة حتى استنتج ما هو مهم |
İlk iki kurbanın bazı parmakları kayıptı, sonuncuda iki eli de aldı. | Open Subtitles | اول ضحيتين كانا يفتقدان بعض الاصابع لكن هذه المرة اخذ كلتا اليدين |
Benim de, senin vücudunda sadakatten eser kalmadığını anlamak biraz vaktimi aldı. | Open Subtitles | و اخذ وقت مني لأعلم بأنك لا تحمل ذرة ولاء في جسدك |
Ama birinin hayatını almak kolayca kafandan atabileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | ولكن اخذ حياة شخص ما شيء لا يمكنك دفعه خارج رأسك |
Of, resmen manyak gibi bir duş almak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | اوووه , انا اشعر اننى فى حاجة إلى اخذ حمام لعين |
Grimmett topu atıyor. - Şeker alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | جريميت كان يلعب الكرة هل يمكننى اخذ بعض السكر؟ |
Sizin yaşlı adam almış olmalı değilmi cenazesi için, huh? | Open Subtitles | لابد وانه اخذ رجلك العجوز معه بالقبر حينها, أليس كذلك؟ |
Düşündüm de, belki sen ve kocan biletleri alıp gidebilirsiniz. | Open Subtitles | لذل فكرت انه يمكنك اخذ البطاقات و الذهاب مع زوجك |
Çok yorgun olmalısın. Saat kaçta çıktın? Çantanı alayım. | Open Subtitles | لا بد انك مرهق متى غادرت , دعني اخذ هذا. |
Bir bekârlığa veda partisi için bir şeyler alıyorum. | Open Subtitles | انا جالس اخذ اغراض لحفل التخرج من الجامعه |
Artık Çin'e benimle birlikte bir banco almam gerektiğini biliyordum. | TED | علمت انه يجب ان اخذ الة البانجو معي الى الصين |
Bu konu John Knox'la, bir İskoç'la alakalı benim olanı almaya çalışanlarla alakalı. | Open Subtitles | لكن الامر له يتعلق بجون نوكس , سكوتلاندي يحاول اخذ ماهو ملكاً لي |
Ne zaman eve döneceğim, ne giyeceğim, ilaçlarımı ne zaman alacağım. | Open Subtitles | متى اعود إلى المنزل ، ماذا البس ، متى اخذ ادويتي |
Deli birinden para kabul etme konusunda mı düşünüp taşınmamı istiyorsun? | Open Subtitles | تريدنني ان امدد النقاش في موضوع اخذ المال من انسانة مجنونة؟ |
Dert etme, paranın yarısını geri alabilirsin ben de odayı alırım. | Open Subtitles | لا تقلقي يمكنك الحصول عن نصفك المال وانا سوف اخذ الغرفه |
Bana 72 saat izin ver. Paranı kimin aldığını öğrenirim. | Open Subtitles | امنحني 72 ساعه وانا سأجد لك من اخذ مالك ؟ |
Willy ve ben az önce lunchdaydık Yazılarımı düzenlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | سوف اخذ الان استراحة للغداء و سوف احوال تنظيم ملاحظاتى |
Bak, babamdan emir almayı senin gibi ben de sevmiyorum. | Open Subtitles | انظر, أنا ايضا لااحب اخذ الاوامر من أبي مثلك تماما |