Ama ayni zamanda Incil'deki gizemli ve anlasilmasi guc yuzlerce kaideye uymak istedim. | TED | لكن اردت ايضا ان اتبع المئات من القوانين الغامضة الواردة في الكتاب المقدس |
Sadece birine dokunmak istedim. Bu garip sesler nereden geliyor? | Open Subtitles | لقد اردت فقط ان ألمس واحدا ما الضرر في ذلك؟ |
Beni etkilemek istiyorsan, bir iş bul ve ayakkabılarıma sürünmeyi bırak. | Open Subtitles | اذا اردت أن تذهلني أعثر على عمل مفيد وكفاك عبثا بأحذيتي |
Londraya gittiğinde eğer bir silah istersen bu numarayı ara. | Open Subtitles | عندما تصل إلى لندن اذا اردت مسدس اتصل بهذا الرقم |
Onunla yatmak istiyorum. Geldiğimden beri istiyorum ama sahip olamamıştım. | Open Subtitles | اريد ان اضاجعها اردت ذلك منذ ان وصلت الى هنا |
Konuşmak istemiştim ama o kendi arkadaşlarıylaydı Ben de kendi arkadaşlarımla. | Open Subtitles | اردت التحدث اليها و لكنها كانت مع صديقاتها و انا بمفردي |
O, senin kolunu kesti, sen de intikam almak istedin. | Open Subtitles | هذا طبيعي . لقد بتر لك ذراعك وانت اردت الانتقام |
Onu, ne olursa olsun babasının onun hayatında olduğu konusunda rahatlatmak istedim. | Open Subtitles | اردت أن اؤكد انه رغم ما قد يحدث سيظل ابيه فى حياته |
Seslerine yanıt verip vermeyeceğini gözlemlemek için onları buraya getirmelerini istedim. | Open Subtitles | لقد اردت ان احضرهم لكى ارى اذا كان يستجيب الى الاصوات |
Senin gibi yaramaz olmak istedim, oraya çıktım ve zemin esnedi. | Open Subtitles | اردت ان اكون مثلك بشدة, لذا صعدت طوال الطريق الى الطابق |
O bisikleti o kadar çok sürmek istedim ki, ama sonra birdenbire, | Open Subtitles | اردت ان اركب تلك الدراجه مره أخرى ..هذا ماحدث ، و بعدها |
Lex, Ben, biliyorum arkandan iş çevirdim, ama bunu bildiğim yolla halletmek istedim. | Open Subtitles | ليكس,امم اعرف بانى ذهبت من ورائك ولكنى اردت ان افعل ذلك على طريقتى |
İstiyorsan arka tarafa gidip kafasını oluk borusunda nereye çarptığını göstereyim. | Open Subtitles | اذا اردت يمكننى ان اريك اين خبط راسه فى مجرى المطر |
Bu işin içine girmek istiyorsan, Ajan Scully bu bilgiyi ortağına derhal iletirsin. | Open Subtitles | إذا اردت إقحام نفسك, عميلة سكالي فيجب عليك توصيل هذه المعلومات للعميل مولدر. |
Ben antrenör değilim ama istersen sana birkaç şey gösterebilirim. | Open Subtitles | أنا لست مدربا لكنني استطيع ان اريكي هذا ان اردت |
Şimdi, istersen, aynı bara gidip, aynı birayı içebilir hergün aynı insanlarla konuşabilir ya da Özgürlük Çanı'nı yalayabilirsin. | Open Subtitles | والان اذا اردت يمكنك الذهاب للحانة نفسها واخذ الشراب نفسه .والتحدث للناس نفسهم , او يمكنك لعق جرس الحرية |
Yemekteki kabalığım için özür dilemek istiyorum ve bunun en iyi yolunun, evinize gelmek ve etrafa göz atmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | انا فقط اردت أن اعتذر عما قمت به من عمل اخرق عند العشاء وقلت لنفسي افضل طريقة ان اتي لمنزلكم وازوركم |
Bu odadayken hep bunu söylemek istemiştim, ki bu odada hiç bulunmadım. | Open Subtitles | اردت قوله كل مرة اكون في هذه الغرفة ، ولم اكن فيها |
Oğlum satırı intikam almak için kullanmak istedin ama o öldürmek için değildir. | Open Subtitles | اردت استخدام الساطور للأنتقام لكنّه ليس للقتل الملكي المخصي مات على أي حال |
Fakat olduğum yerden olmak istediğim yere gitmek için, bir şeye ihtiyacım vardı. | TED | ولكن للذهاب من حيث كنت الى حيث اردت ان اكون كنت احتاج شيئا |
Bu acıdan kurtulmak istiyordum. Her şeyimi kaybetmek istiyordum... servetimi... çiftliğimi... aklımı. | Open Subtitles | كنت اريد ان اتخلص من حياتى اردت ان اتخلص من كل شىء |
Eğer askeri bir darbe yapmak istiyorsanız buraya gelip, beni tutuklamanız gerekecek. | Open Subtitles | .. لذا اذا اردت تنظيم انقلاب فستكون مظطر الي الحضور هنا واعتقالي |
Sayın Bakan, eğer isterseniz, dinlenmeniz için bir oda hazırlatabilirim. | Open Subtitles | سيدي الوزير، يمكننا إعداد غرفة لك كي تستريح إذا اردت |
Gilbert diyor ki senin İtalyan kıçını istediğin ülkede tekmeleyebilirmiş. | Open Subtitles | جيلبار يقول ان سيركل مؤخرتك الايطالية في اي دولة اردت |
Hep buraya gelmek istemişimdir. | Open Subtitles | اجل , اردت دائما ان القى نظره على هذا المكان |
O şeyi istersem gözüme bile takabilirim. Beyaz kısmını daha da beyazlatır. | Open Subtitles | يمكنني وضع المبيّض في عينيّ اذا اردت وجعل الجزء الأبيض أكثر بياضاً |