Görüyorsunuz, aluminyum gezegendeki en değerli metaldi, altın ve platinden daha değerli. | TED | ترون، الامنيوم كان المعدن الأكثر قيمة على الكوكب أغلى من الذهب والبلاتينيوم |
Her biri 45 kilo altın taşıyan 100 deve olduğu söyleniyor. | TED | قيل أن 100 جمل يحمل كلٌ منها 100 جنيه من الذهب. |
Birisi bu sömürge sisteminin başında oturmuş... ...Dini kullanarak elimizdekileri alıp bizden kurtulmak istiyordu. Petrolü, elması... ...altın ve topraklarımızı istiyorlardı. | TED | أنه شخص ما يجلس في مكان ما ويتلاعب بالنظام، ويستخدم الدين لأخذ ما يريدونه منّا. الذي هو البترول، الماس، الذهب والأرض. |
altını bankaya taşıdıktan sonra dört güvenlik atlarla ahıra gidecek. | Open Subtitles | بعد وضع الذهب في البنك سيركب الحراس الحافلة حتى الأصطبل |
Bence yakın gelecekte, su petrol veya altından daha değerli olacak. | Open Subtitles | أعتقد في المستقبل القريب الماء سيكون أغلى من النفط أو الذهب |
Bin altın mı! Ben Leydi Amara için hayatımı bile veririm! | Open Subtitles | ْ 1000 قطعة من الذهب أنا أضحي بحياتي من أجل أمارة |
altın, onu bulmak için sarf edilen emek yüzünden bu kadar değerlidir. | Open Subtitles | لذلك يستحق الذهب قيمتة الكبيرة نتيجة الجهد الأنسانى المبذول فى البحث عنه |
- Belki. - O halde niye bu eşyaları altın madenine götürmüyorsun? | Open Subtitles | ـ ربما ـ لماذا لا نأخذ هذا الطعام إلى معسكر الذهب ؟ |
Evet, altın istiyordum. Paranın satın alabileceği her şeyi istiyordum. | Open Subtitles | آجل أردت الذهب أردت كل الأشياء التى يمكنى بها الشراء |
Bak artık viski için altın yok. Kızıl Buluta söylerim. | Open Subtitles | انظرا، لا يوجد المزيد من الذهب للويسكي سأخبر السحابة الحمراء |
Bu, bulmak için kalede her yeri kazdıkları gömülü altın. | Open Subtitles | ذلك هو الذهب الأحتياطى الذى كانوا يبحثون عنه فى القلعة |
Tabi bu altın tozundan ilacın mahvolmuş böbreklerine iyi gelmesini istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا أردتِ أن تخرجي من علاج ملح الذهب بكليتين معطوبتين. |
Bir sandık ve bir sandık da cephane. Ama altın payından vazgeçeceksin. | Open Subtitles | صندوق واحد وصندوق آخر من الذخيرة لكنك تخليت عن نصيبك من الذهب |
Azıcık altın tozu her şeyi nasıI değiştirebiliyor İnanılmaz bir şey | Open Subtitles | هذا رائع كيف أن غبار الذهب يمكنه أن يغير كل شيء |
Çeliğin bana altın ve mücevherden daha önemli olduğu zamanlar. | Open Subtitles | عندما كان الفولاذ بالنسبه لى أهم من الذهب و الجواهر |
İstediklerini yapması için diğerlerini ikna etti. altını önce almak istiyor. | Open Subtitles | اقنع الاخرين على ان يفعل مايريد يريد ان يأخذ الذهب قبلا |
altını bulalım, altı tanesi senin olsun ve ne istersen yap. | Open Subtitles | نجد الذهب.. وتأخذ أنت ست مكعبات ذهب تفعل بها ما تشاء. |
Böyle bir oyunda saf altından yapılmış bir aile yadigarına oynamak çok garip. | Open Subtitles | إنه غريب منك أن تراهن بأملاك موروثة من الذهب الخالص لمثل هذه اللعبة |
Peki, madem öyle, ben de sana altının nasıl yapıldığını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا , من الواضح أنا لن أخبرك ِ كيف تصنعين الذهب |
McClane'den vazgeçemem... Fort Knox'daki tüm altınları bana verseniz bile. | Open Subtitles | لن اتخلى عن ماكلين مقابل كل الذهب في فورت نوكس |
O altınlar ruhlara ait, onlar da benim alabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | أن الذهب ينتمي إلى مزاجنا، وما يمكن ان نكون عليه |
Ve olan şuydu -- ve altına Hücum yıllarca devam etti. | TED | والذي سيحدث هو . . أن هَجْمَة الذهب قد استمرت لأعوام. |
Bakın millet, Buccaneer'lar altınla gömüldüler Whipstaff saklı hazineyi işaret eder. | Open Subtitles | القراصنة وكنز الذهب. يجب أن نستولى على الكنز المختبىء. |
Yerlilerin uyum ve işbirliğine rağmen, alçakgönüllülüklerinin bir işareti olarak bize verdikleri işlenmiş altınların dışında dişe dokunur bir şey bulamadık. | Open Subtitles | ، و برغم رضوخ الهنود . فإننا لم نجد الذهب بكميات كبيرة باستثناء المصنوعات اليدوية التي أعطونا إياها ، كعلامة لخضوعهم |
Burada Gold King Mine atık su dökülmesinin öncesinde, 2015'in bir sabahında, Animas Nehri görülüyor. | TED | الصورة هنا هي لنهر أنيماس في بداية 2015 قبل هوس مناجم الذهب. |
Charlie, eğer asıl nehir yatağını takip edersek, Peder Torres ve adamlarının altınlarını bırakmak zorunda kaldıkları büyük mağarayı bulabileceğimize inanıyordu. | Open Subtitles | رأى شارلى أننا إذا اتبعنا المسار الاصلى للنهر سنتمكن من تحديد الكهف الذى اضطر الاب تورس ورجاله الى ترك الذهب فيه |