Her neyse. Bana söz ver Kate bir daha ki sefer bunu yapmaya karar verdiğimizde çatal getirmeyi unutmadıklarından emin ol. | Open Subtitles | فقط عديني يا كايت ان قمنا بهذا العمل مرة أخرى أن لا ننسى الشوك |
Bana tüm çatal, bıçakları da öğretirsiniz. | Open Subtitles | وتستطيع تصويبى عند استخدام الشوك والسكاكين |
Hayır bu benim utancım. Alnıma takılmış dikenli bir taç. Onu cesurca taşımalıyım. | Open Subtitles | لا، انه لعار عليّ، تاج من الشوك لا بد لي من ارتدائه بشجاعة |
Aşağıya kaydığımda dikenler kalçalarıma... bacaklarıma batardı. | Open Subtitles | الشوك قام يخدشى.. وقام بقطع فخذىَ عندما انزلقت. |
Demek, havuç suratlı, devedikeni kıçlı... | Open Subtitles | إذاً, لدينا رجلٌ يحمل وجه الجزرة، ومؤخرة الشوك |
Kızlar, çatallar yukarı! | Open Subtitles | أيتها الفتيات , ارفعن الشوك إلى الأعلى |
çatalları güzel gösteriyor ama başka bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | اعني انها جيدة لرؤية الشوك ولكن ليس لشئ آخر |
Tıbbi çantamdakiler ve şu çalılıktaki diken ve meyvelerle bunu yapabiliriz. | Open Subtitles | المسدس الصاعق للغاية التي من المفترض أن يؤديها مع ما أملك من أدوية في حقيبة الأدوية و الشوك |
Ve bu bileziği gördüğümde, dikenlerden yapılmış bir bilezik. Bileziğin bir anlamı yok. | Open Subtitles | وعندما أرى هذه الحلقة إنها حلقة من الشوك هذه الحلقة لا تمثّل شىء إنها مخلصة لك |
Yemekten sonra bütün çatal ve bıçakları sayıyorlar. | Open Subtitles | يقومون بحساب كلّ الشوك والسكاكين بعدما نتناول الطعام |
Unutmayın arkadaşlar, görgü kuralları önemlidir. çatal kullanın. | Open Subtitles | .تذكروا جميعاً، آداب الطعام مهمة استعملوا الشوك. |
Erimiş peynir yanabilir ve sivri çatal yüzünden çocuklar yaralanabilir. | Open Subtitles | حروق من الجبن السائح و ثقوب ناتجة من الشوك |
Rüzgârdan korunmaya çalışan bir dilenci görene kadar dikenli yollarda yürüyeceğim. | Open Subtitles | لكن سأسير بجوار الشوك الأسود حتى أجد متسولاً يختبئ من الرياح |
Evet, sırf sizin için dikenli taç giydi ve çarmıha çivilendi. | Open Subtitles | نعم فقط لاأجلكم تحمل تاج الشوك ولهذا قبل أن يسمرعلى الصليب |
Kırbaçlanmanın ve dikenli tacın hepsini okudum. | Open Subtitles | قرأت كل قصص الجلد بالسياط وتاج الشوك والحراب |
dikenler arasındaki zambak. | Open Subtitles | السوسنة بين الشوك |
Elleriniz elimdeyken, dikenler bana çiçektir. | Open Subtitles | مع يدك في منجم... ... الشوك زهور لي |
Geçen yıl bahçemdeki devedikeni problemini hatırlarsın. | Open Subtitles | تذكري مشكلة الشوك في حديقتي بالعام الماضي. |
Evet, devedikeni. | Open Subtitles | نعم , ونبتة الشوك , لا أجد شيئاً هنا |
Neden bu çatallar düzgün yerleştirilmemiş? | Open Subtitles | لماذا لم تنظمي الشوك بشكل صحيح؟ |
Gloria, bıçakları, çatalları, kaşıkları ve parti şapkalarını niçin buzdolabına koyuyorsun? | Open Subtitles | غلوريا لماذا تضعين السكاكين و الشوك... و الملاعق و قبعات الحفلة في الثلاجة؟ ... |
Evet, kaşarlanmış diliyle ünlü diken kraliçesi. | Open Subtitles | أجل، ملكة الشوك الشهيرة بلسناها اللاذع |
Beni heyecanlandırıyor. Ve bu bileziği gördüğümde, dikenlerden yapılmış bir bilezik. | Open Subtitles | وعندما أرى هذه الحلقة إنها حلقة من الشوك |
Bize 33 Çatalın nasıl kullanılacağı öğretildi. | Open Subtitles | كنا نتعلم استخدام كل أنواع الشوك ال33 |
Ve çatallara... | Open Subtitles | وأدعو الشوك |