ويكيبيديا

    "الصباح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sabah
        
    • sabaha
        
    • Sabahları
        
    • sabahtan
        
    • sabahın
        
    • Sabahleyin
        
    • Bugün
        
    • Yarın
        
    • Günaydın
        
    • sabahı
        
    • gün
        
    • erken
        
    • sabahki
        
    • erkenden
        
    Sonraki sabah, babam yatağım yanında beni durağa bırakmak için bekliyordu. TED في الصباح التالي ابي كان واقفا بجانبي ليأخذني الى موقف الباصات
    Ve bu, bu sabah size söylemek istediğim şeyin ana temasıdır. TED وهذا هو الموضوع الاساسي الذي اريد ان أتكلم عنه هذا الصباح
    Uğursuz bir sabah idmanda iken bir otobüs bana çarptı. TED حتى ذلك الصباح المصيري، و بينما كنت أركض، صدمتني حافلة.
    Ertesi sabah ödevi kontrol edeceğiz, sonra başka konu, ödev, konu, ödev... TED وفي الصباح التالي، سنراجع الواجبات ومن ثمَّ محاضرة أخرى، وواجبات، محاضرة، وواجبات
    - Silahı balistikçiye götürün. - sabaha kadar olma şansı yok. Open Subtitles وصل هذا المسدس الى خبير الاسلحة لا فرصة لهذا حتى الصباح
    Bir doktor olsaydım, iki asprin almanızı ve beni sabah aramanızı söylerdim. TED لو كنت طبيبة، فسأنصحك بتناول قرصين من الاسبيرين، والإتصال بي في الصباح.
    Bu sabah Tom Reilly'nin cumartesi günkü konuşması hakkında birçok fısıltı duyduk. TED هذا الصباح سمعنا كثيراً من الهمس حول إختتام توم رايلي يوم السبت.
    sabah ara beni, bir doz aldıktan sonra bu steel gitar blues'undan. TED إتصل بي في الصباح بعد جرعة من البلوز بواسطة الجيتار المعدني وسترى
    Bu korkunç iş hakkında hiçbirşey bilmediğim için bu sabah kaçıp gittim Open Subtitles لأنني لا أعلم شيئاً عن هذا الفعل المرّوع الذي فعلته هذا الصباح
    Bu sabah bana gönderdiğiniz küçük Noel ağacını aldığımda gerçekten çok duygulandım. Open Subtitles هذا الصباح ، حين تلقيت شجرة الكريسماس المهداة منكم لقد تأثرت بشدة
    Ama sabah kalkmanın, benim için nasıl zor olduğunu biliyorsunuz. Open Subtitles لكنك تعرف كيف يكون الحال بالنسبة إلى لأستيقظ فى الصباح
    Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... Open Subtitles هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت
    Ve ertesi sabah bir ambulansa benzer bir araç geldi. Open Subtitles وخلال ساعات الصباح ما بدا كانة سيارة اسعاف قد وصلت
    Vist'ten başka bir şey düşünmüyor, sabah, öğlen ve akşam. Open Subtitles لا يفكر فى شىء عدا الصمت, الصباح, الظهر, و المساء
    Ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. Open Subtitles . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره
    Bu sabah biraz yorgunum. Dün gece çok az uyuyabildim. Open Subtitles إننى متعبة قليلاً هذا الصباح لقد نمت قليلاً ليلة أمس
    Aşk bir bebeğin beşiğini aydınlatan sabah ve akşam yıldızıdır. Open Subtitles الحب هو الصباح ونجمة المساء التي تضيء على مهد الطفل
    Tam olarak buna benzeyen bir demet sabah çöpün içinde duruyordu. Open Subtitles كانت هناك حفنة مثل هذه تماماً في برميل القمامة هذا الصباح
    Birkaç saat daha lazım. sabaha hazır olur. Gece olunca yola çıkarız. Open Subtitles ستكون جاهزه خلال ساعتين فى الصباح , سأنجز المهمه بعد انجلاء الظلمه
    Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. Trene yetişmek için koşmam gerekir. Open Subtitles لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار
    Yamyamlar sabahtan önce benim için buraya gelemeseler bile, o burdaydı. Open Subtitles اذا فشل أكل لحوم البشر القدوم الي قبل الصباح من الممكن
    Hüzünlü bir barış sabahın getirdiği. Güneş, kederinden gösteremiyor yüzünü. Open Subtitles أتى الصباح معه بسلام حزين ولم تطل الشمس برأسها حزناً
    Bak, geç oldu ve yorgunum, ve Sabahleyin çalışmam lazım. Open Subtitles الوقت متأخر وانا متعبة ولابد أن أذهب للعمل فى الصباح
    Bu sorunlardan ikisini Bugün sizlerle paylaşacağım ve şu an ki durumlarından bahsedeceğim. TED لذا سنتناقش في هذا الصباح حول اثنتين من تلك المشاكل وسنتحدث عن وضعهما
    Yarın sabah buradan gitmesini istiyorum. Onu bu evde istemiyorum. Open Subtitles أريدها أن تغادر فى الصباح لا أريدها فى هذا المنزل
    Günaydın. Sanırım, dırdırcı bir Doğu Avrupalı olarak buraya karamsarı oynamam için çağırıldım. TED صباح الخير. أعتقد، كشرق أوروبي غاضب، لقد حضرت للعب دور المتشائم هذا الصباح.
    Kalkmanı istiyorum. Bütün sabahı seninle güreşerek geçiremem. - Neden? Open Subtitles أريدك أن تنهض لا يمكنني البقاء هنا أصارعك طوال الصباح
    -Bu iş bütün gün sürerken, niye sabah bulantıları derler anlamam. Open Subtitles لا أعلم لماذا يسمونه غثيان الصباح إن كان يستمر طوال اليوم؟
    sabah olmadan geri dönmeni istiyorum. Veteriner erken gelecek. Pekala. Open Subtitles أحتاج إلى أن تعود قبل الصباح سيصل الطبيب البيطري مبكراً
    Bir daha, bu sabahki gibi bir gösteri duymak istemiyorum. Open Subtitles فلا اريد ان اسمع منها مثل ما سمعته هذا الصباح
    Yarın sabah erkenden taburcu edebiliriz. Ama bu geceyi psikiyatri kliniğinde geçirmeli. Open Subtitles بامكانك اخراجها في الصباح, ولكنها يجب أن تقضي الليلة في الجناح النفسي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد