| Bir sonraki video klipte, biyoluminesensi nasıl harekete geçirdiğimizi göreceksiniz. | TED | في ملف الفيديو التالي شوف نريكم كيفية تحفيز الضوء الحيوي |
| Ve eğer yakından bakarsanız, video boyunca aldatıcı tebessümü göreceksiniz. | TED | وإذا نظرت عن كثب، سترى فرحة الخدعة خلال هذا الفيديو. |
| Ve bu video yakın zaman önce yılın en iyi belgesel ödülünü aldı. | TED | وهذا هو الفيديو الذي حصل فعلا على جائزة كأفضل فيلم وثائقي لهذا العام. |
| Ve bir süre önce teknolojinin neye benzeyeceğine dair bir videoyu gösterdiniz. | TED | وقد نشرتم هذا الفيديو منذ مدة يوضّح ما ستبدو عليه تلك التقنية. |
| Olağan dışı birşey hatırlamıyor ama eşi oyun esnasında bu videoyu çekmiş. | Open Subtitles | الآن، لم يُلاحظ شيء مُريب لكن زوجته صورت هذا الفيديو من البطولة |
| Birkaç dakikada bir video duraklıyor ve öğrencilere soru soruluyor. | TED | كل عدد من الدقائق، يتوقف الفيديو ويُطرح سؤال على الطالب. |
| Büyük Çılgın'ı, çukurun dibine inip video çekmesi için programlamıştım. | Open Subtitles | لقد برمجت بيج جيك للذهاب الى القاع لإلتقاط بعض الفيديو |
| Tıpkı şu video oyunları gibi. Daha sadece birinci aşamayı geçtik. | Open Subtitles | هي مثل أحد ألعاب الفيديو تلك أنت فقط هزمت الموجة الأولى |
| video sistemi yıllardır çalışmıyor. Burada pek çalışır durumda bir şey yok. | Open Subtitles | لم يعمل نظام الفيديو في السنوات الماضية ولا شئ كثير يعمل هنا |
| video kayıtlarında gördüğümüz her kim ise, üstündeki giysiler etrafa atılmış. | Open Subtitles | أيّن كان من رأيناه بشرائط الفيديو, ملابسه مبعثرة في أرجاء المكان. |
| Gören Gözler bilgi ağı üzerinden bir Duraksız Özgürlük video bülteni izlediniz. | Open Subtitles | هذا بث لنشرة الحرية عن طريق الفيديو شبكة المخبر عبر العيون فقط |
| Alıcılarınızın ayarları ile oynamaya çalışmayın. Bu bir Duraksız Özgürlük video bültenidir. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير وضع القناة هذا بث لنشرة الحرية عن طريق الفيديو |
| Alıcılarınızın ayarları ile oynamaya çalışmayın. Bu bir Duraksız Özgürlük video bültenidir. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير وضع القناة هذا بث لنشرة الحرية عن طريق الفيديو |
| Pekâlâ, görünüşe göre minibüsün SD kartındaki videoyu bu flash diske aktarmışlar. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنهم نقلوا الفيديو من ذاكرة رقميّة مؤمّنة، إلى هذا القرص |
| Sydney bundan nefret etti. Bu yüzden o videoyu yaptı. | Open Subtitles | و هذا هو السبب الذي جعلها تقوم بصناعة الفيديو ؟ |
| Peki neden lanetlenip ölmedin? Herkes ölmedi mi? Öncelikle, bana şu videoyu göster. | Open Subtitles | فكيف أتتيتي و لم تموتي؟ انت الضحية الثانية التي نجت من هذا الفيديو |
| Amatör videoda görüldüğü gibi kurtarma ekibi büyük bir ağla... | Open Subtitles | كما يُري فى هذا الفيديو المُسعفين إستخدموا شبكة ضخمة لمحاولة.. |
| Açıkçası, aksiyon bilgisayar oyunlarına gelince, ekran süresi görme yetinizi daha kötü yapmaz. | TED | ويتضح لنا أن ألعاب الفيديو التفاعلية، والمكوث أمام الشاشة لا يؤدي لضعف البصر. |
| Bu Videodaki başka bir problem, beynin hareket sırasında sert bir bütün olarak gösterilmesidir. Bu da doğru değildir. | TED | المشكلة الأخرى في هذا الفيديو هي أن الدماغ يظهر ككل جامد بينما يتحرك حولها، وليس ذلك بالشيء الصحيح أيضاً. |
| Bu videoya bayılıyorum çünkü çiftçilere yardım etme konusunda bitki genetiğinin gücünü gösteriyor. | TED | أنا أُحب هذا الفيديو لأنه يُظهر قدرة علم الوراثة النباتية على مساعدة المزارعين |
| Buradaki cihazlarla görüntü kaydırma, izleme gibi birçok şeyi yapabilirsiniz... | Open Subtitles | جهاز الفيديو المنزلي يعطيكي تحسين صورة مشوش ولن تستطيعين توضيحه |
| TED deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada Videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. | TED | وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها |
| Hikaye şöyle, Scientology'de Tom Cruise'un utandırıcı bir videosu vardı. | TED | وقد حدثت هذه القصة، العلمولوجيا لديها ذلك الفيديو الغريب للممثل توم كروز. |
| Ha bir de balık asalağının mukus üretme videosunu izledim. | Open Subtitles | أوه، أنا شاهدت الفيديو من المخاط سمك الجريث إنتاج و |
| İlk video görüntüleri yayınlıyoruz. Rahatsız edici bu görüntüler Sydney, Avustralya'da çekilmiş. | Open Subtitles | فى احدث شريط فيدو يصل الينا شريط الفيديو المحلى الليلة من استراليا |
| Eylemlerini daha dramatik kılmak için bu videodan bazı kareleri çıkardılar. | TED | لقد أزالوا لقطات من هذا الفيديو لجعل تصرفاته تبدو أكثر عدوانية. |
| Tüm insanlar iç piyasaya çalışırken biz film haklarını tamamen Asya'ya satacağız. | Open Subtitles | بينما الآخرون ينظر إلى ..السوق الداخلية. نبيع حقوق الفيديو إلى آسيا مقدما. |
| Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. | Open Subtitles | جلست طوال الليل اشاهدها في أشرطة الفيديو القديمة التي قمتُ بتصويرها |