Görevimiz, Julius Limbani'nin hayatını kurtarmak ve oradan çıkmasını sağlamak. | Open Subtitles | مهمتنا هي انقاذ حياة جوليوس ليمباني وتحريره، انه رجل مميز |
Onu çalacaksın! Noel'i kurtarmak iyi bir final değildi. Fazlasıyla ticari. | Open Subtitles | انقاذ عيد الميلاد كان نهاية رديئة هناك اعلان تجاري على الطري |
- Uzatmak istemiyorum. - Ama bu ticari bir gemi, kurtarma değil. | Open Subtitles | اكرة ان اقول هذا ؛ ولكن هذة سفينة تجارية وليست سفينة انقاذ |
Bana, ilk başladığımda dünyayı kurtarma isteğiyle... ..yanıp tutuşan kendimi hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تذكرنى بنفسى عندما بدأت منذ زمن وكنت أريد انقاذ العالم |
bir sonraki Olimpiyatların da yaçam kurtarmaya destek olacağını umuyoruz. | TED | وسوف نطلب من الالومبياد القادمة ان تشاركنا في انقاذ الارواح |
Yağmur ormanlarını kurtarmaya ya da sandalını doğaya geri kazandırmaya gitmiştir. | Open Subtitles | هو من يريد انقاذ الغابات الاستوائية أَو انقاذ بعض الأخشاب اللعينة |
Bu üssün güvenliğini, belki de yardım edemeyeceğimiz birini kurtarmak için tehlikeye attım. | Open Subtitles | لقد عرضت امن القاعدة للخطر من اجل انقاذ شخص كان بعيداً عن المساعدة. |
Ben de çocuğun hayatını kurtarmak için kirpik kıvırıcımı boğazına sapladım. | Open Subtitles | وأنا فقط رميت مشبك الشعر أسفل رقبته من أجل انقاذ حياته. |
Ben onun hayatını kurtarmak istedim. O ise kurtarılmak istemedi. | Open Subtitles | ليس لديّ تأنيب ضمير، فقد حاولت انقاذ حياته، ولكنه آبى |
Ben mükemmel değilim, sadece yine Dünya'yı kurtarmak zorunda olan büyücüyüm. | Open Subtitles | انا لست مثالية انا فقط. ساحرة تريد انقاذ العالم، مره اخرى. |
Neden girişimde bulunmak istemediğiniz bir kurtarma için itibar topladınız? | Open Subtitles | لماذا طلبت الثناء على عملية انقاذ لم ترد أن تفعلها؟ |
Şu düşman bataryalarını yok edene kadar Kruvazörü kurtarma operasyonu için hareket ettiremem. | Open Subtitles | لا يمكنني تحريك الطوافة فى عملية انقاذ حتى يتم تدمير مدافع العدو هذه |
Her gün bir insanın hayatını kurtarma şansını yakalayamayabiliriz, ama her gün bize bir insanı etkileme fırsatı verir. | TED | لن تملك الفرصة لذلك كل يوم .. لن تملك فرصة انقاذ حياة شخص ما كل يوم .. ولكنك كل يوم تملك فرصة التأثير بحياة شخص ما .. |
Hastam bir maratoncu ve kocasına da söylediğim gibi bacağını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مريضتي متسابقة ماراثون و انا أخبرت زوجها أنني سأحاول انقاذ قدمها .لذاخطتيهي. |
Çünkü baban Kripton'u kurtarmaya çalışmayı bırakmadı ve annende onun yanından ayrılmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يتوقف عن انقاذ الكريبتون و أمك لم تكن لتتخلى عنه |
Bir yığın intikam takıntılı psikopat kurtarılamayacak dünyayı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مجموعة من الطائشين الغاضبين يحاولون انقاذ عالم لا يمكن انقاذه |
Hadi kızlar, dünyayı kurtarmayı erkeklere bırakmak mı? Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | اتردن ان نترك للرجال مهمة انقاذ العالم لا اعتقد ذلك |
Artık her şey Joker'in elinde. Sadece bir mucize rehineleri kurtarabilir. | Open Subtitles | بقي عليننا العثور على الجوكر نحتاج لمعجزة لنتمكن من انقاذ الرهائن |
Kuljit'in hayatını kurtardığın için sana minnettarız. | Open Subtitles | عملتنا جميل عظيم و إحسان في انقاذ حياة كولجيت |
Benim için çok geç ama sen kendini kurtarabilirsin. | Open Subtitles | فات الاوان بالنسبه لى ولكنك مازلت تسطيع انقاذ نفسك جفري كورنز |
Sadece oğlumuzu korumaya çalışıyorum. Ve adaylığını. | Open Subtitles | انا احاول انقاذ ابننا و ترشحيك الانتخابى |
- Ama artık Colton'ın ince oluşturabildiğini biliyorum ve bu bilgiyi benim dünyama götürerek belki Haven'ı sonsuza kadar kurtarabilirim. | Open Subtitles | ان كولتون تصنع فتحات ثني واستطيع نقل هذه المعلومات الى زمني وربما استطيع انقاذ هايفن |
Sen sevdiklerini korumak için kendini feda eden birisin. | Open Subtitles | انت شخص ستضحي بكل شيء من اجل انقاذ من تحب |
Hey, adamım nişanlımın Noel'ini kurtarmama yardım ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | يا رجل، شكراً على مساعدتى فى انقاذ عيد الميلاد لخطيبتى |
Bu dünyayı kurtarmanın, bir mola kazanmak için yeterli olacağını düşünürsünüz. | Open Subtitles | أنت تَعتقدُ أن انقاذ العالم سَيَكُونُ كافيَ لاحظى ببعض الراحة ,اتعتقد؟ |
Superman bile bu olayı kaçırdı. Bu kaltağı kurtarmakla meşguldü kendileri. | Open Subtitles | حتى سوبرمان فاته ذلك لقد كان منشغلا في انقاذ هذه المرأة |
Burada elini, hatta hayatını kurtarabilecek tek kişi de benim. | Open Subtitles | أنا الوحيد هنا الذي بإمكانه انقاذ يدك ومن المحتمل حياتك |
Hayatını kurtardığım için teşekkür etmeyi bile unuttu. | Open Subtitles | لدرجة انه نسى ان يشكرنى على انقاذ حياته. |