Ed karısına halletmesi gereken bir şeyin daha olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ايد اخبر زوجته انه لديه امر واحد بعد ليهتم به |
Kimse hiçbir şey ispatlayamadı ama Ed'in, taksirle adam öldürme suçlamalarını düşürmesi için | Open Subtitles | لم يثبت احد شيئا لكن كان هنالك شائعة بأن ايد دفع ل اندي |
Dinle Chris, kafanda birkaç tahtanın eksik olduğunu biliyorum ama herif bunu yapmışken "Ed öyle bir şey yapmaz." deme lan bana! | Open Subtitles | استمع ،كريس ،اعرف ان هنالك شيء ما في راسك لكن رجاءا لا تقل ايد لن يفعل هذا بينما انه فعل هذا لتوه |
Ed, Lucy'ye, Mildred'in bazı işleri olduğunu ve size gelmek için otobüse bindiğini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | ايد, هل يمكن ان تخبرى لوسى بان ميلدريد لديها بعض المهام لتقوم بها وانها ستستقل الحافلة اليك ؟ |
Ed, son dakikada ana konuşmacı olarak gelebildiğin için sana minnettarız. | Open Subtitles | ايد , نحن سعداء لتمكنك من الحضور فى الدقيقه الاخيره وتنضم الينا كاميسترو |
Şu geri planda kalıp da Ed Sullivan'ı suçlayan mektuplar yazan çocuklardan biri gibi. | Open Subtitles | كما تعلم أحد هؤلاء الصبية عرض نفسه ثم كتب رسالة يلوم فيها ايد سوليفان |
Ed Jerse, Philadelphia'daki St. John Yanık Merkezi'nde gözaltında. | Open Subtitles | ايد جيرسي موجود برعاية مركز الحرق بشارع جون بفيلادلفيا. |
Sen, ben ve babam koltukta Ed Sullivan izliyorduk. | Open Subtitles | انا وانتي وابوي كنا جالسين على الكنب نتفرج على ايد سيليفانا |
Sloane, Ed'i geri getiriyor. Ne yapayım? | Open Subtitles | انهم يعيدون ايد الان ماذا تريدنى ان اصنع |
Şimdi, en ünlü kaçıklarımızdan biri, Plainsfield sapığı Bay Ed Gein. | Open Subtitles | الآن واحد من أشهر المجانين المختل نفسياً السيد ايد جين |
Ed buraya gel! Seni aptal adam. | Open Subtitles | ايد, تعالي هنا انت رجل متواضع, انت رجل متواضع حقا |
Ed, 300 sinirli San Diego'lu var. | Open Subtitles | ايد, يوجد 300 فرد من المواطنين السانديوجيتس الغاضبين |
Ed bekle. Bir kaç şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | ايد, انتظر انني ارغب في اخبارك ببعض الكلمات القليلة |
Bay Ed Lawson ile 11.00'de randevumuz vardı. | Open Subtitles | لدينا اجتماع مع السيد ايد لارسون في الحادية عشرة |
"Ed, çocuğum uyuşturucuya başladı. Ne yapayım?" "Ed, karım bana yabancılaşıyor? | Open Subtitles | ايد , أطفالي يتعاطون المخدارات , ماذا أفعل ؟ حسناً , لقد ساعدت الناس في الخارج لمدة طويلة |
Müşteri Ed'in atışlarının 4 tanesi Dolores'e, 1 tanesi Hank'e ve 10 tanesi de duvara isabet etmiş. | Open Subtitles | المشتري ايد اطلق اربع طلقات على الأم و واحده على هانك وعشرة طلقات على الحائط الخلفي |
Bu karede Ed Smith ve kırmızı gömlekli adamı dükkâna girerken görüyoruz. | Open Subtitles | هذا يظهر ايد سميث و صاحب القميص الأحمر يدخلون المتجر برفقة بعضهم البعض |
Olay yerine gelen bir ordu polise, Ed Smith'in ölümüyle ilgili yalan söyledin. | Open Subtitles | غير انك ايظاً كذبت على الشرطة حول مقتل ايد سميث |
Arkadan geldiğimde, Ed silahını anneme doğrultmuştu. | Open Subtitles | انا اتيت من الخلف فوجدت ايد يصوب مسدسه على امي |
Onlara güvenebilirsin. Çok iyi ellerdesin. | Open Subtitles | يمكنك ان تثق بهم انت فى ايد امينة جدا |
- Hanımefendi, hanımefendi, kocanız emin ellerde. - Tamam, hanımefendi. | Open Subtitles | .سيدتي , سيدتي, زوجك في ايد امينه .اوكي , سيدتي |
Band Aid, Live Aid [yara bandı, hayat bandı] | TED | باند ايد، لايف ايد. |
Tabii, tabii. Jim Jones ve Kool-Aid, David Koresh ve Waco olayı gibi. | Open Subtitles | نعم، نعم، مثل جيم جونز وكول ايد * جيم جونز مسؤول عن موت اكثر من 900 شخص في احد المعابد * |