Şu anda çoğumuzun hayatında gördüğü en zorlu dönemden geçiyoruz. | TED | والآن، ونحن نمر بأكثر الأوقات تحديًا في حياة الغالبية منا. |
Ve bu soruna için en basit çözümü düşünmeye çalıştık. | TED | ثم فكرنا بأكثر الحلول بساطةً نستطيع تنفيذها لحل هذه المشكلة. |
Şimdiye kadar akıntıya ve rüzgâra karşı şavaşarak, 200.000'den fazla kürek çekti. | TED | حتى هذه النقطة، قامت بأكثر من 200000 تجذيفة، تتصارع مع التيار والرياح. |
Bu, Taylor'a bize saldırması için daha fazla sebep verecektir. | Open Subtitles | بالإضافة لتزوديها بأكثر من عذرٍ لشنّ هجوم عسكري وقائي ضدنا |
- Oh, hayır, hayır, hayır. Erkenden çok fazlasını veremezseniz. | Open Subtitles | لا لا لا لايمكنك أن تقوم بأكثر , لازال مبكراً |
Bu faaliyet aptallık ve olası en iyi koşullarda itiraz etmek isterim. | Open Subtitles | هذا العمل هو حماقة، وأنا أرغب بأن احتج عليه بأكثر شدة ممكنة |
İnsanlık tarihinin en aşağılık savaşı, dünya yüzeyini tahrip etti. | Open Subtitles | تم تدمير سطح الأرض بأكثر الحروب حقارة في التاريخ البشري |
Marcus Antonius'a içten teşekkürlerimi sunarım, kendisi çok cömert davranarak beni, akla gelebilecek en ümit verici konuyla ödüllendirdi. | Open Subtitles | , أنا أقدم أخلص الشكر لمارك أنتوني و الذي قدم لي بكرم . بأكثر المواضيع الواعدة التى يمكن تخيلها |
O aldı. Ülkenin en sıkıcı yerine indirimli kitap gerekiyor. | Open Subtitles | آمل أن هناك تخفيض للحجز بأكثر البقاع مللاً في البلاد. |
Geçtiğimiz 10 yılda, Madagaskar bu yırtıcılar hakkındaki en kapsamlı kanıtları sağlamıştır. | Open Subtitles | خلال العشر أعوام الماضية، أمدَّتنا مدغشقر بأكثر البراهين شمولاً عن هؤلاء المفترسين |
İnsanoğlunun elindeki en karmaşık tekniklerle bu şişenin içeriğini araştırdım. | Open Subtitles | حلّلتُ محتويات هذه القارورة بأكثر التقنيّات المتطوّرة المتوفّرة لدى البشر. |
Lorenzo 104 puanla ve dörtten fazla yarış galibiyetiyle Rossi'den önde. | Open Subtitles | لورنزو يتقدم على روسي بـ 104 نقطة بأكثر من أربع إنتصارات |
Majesteleri, ben yaşayan her adamdan daha fazla düello kazandım. | Open Subtitles | مولاتي، لقد فزت بأكثر من قتال في حياة أي رجل |
Geçen sene, elli milyardan fazla bir kazanç elde etmişler. | Open Subtitles | العام الماضي أداروا أصول تُقدر بأكثر من 50 مليار دولار. |
Ama sokaktaki insanlar bizden fazla ona destek olmak isterse onlarla çatışmayacağım. | Open Subtitles | ولكن الشارع يريد استثماره بأكثر مما نستطيع بمفردنا، لن أقاومهم حيال ذلك |
Bunun yanı sıra, kitap anlaşmasında kazandığın paradan daha fazlasını kazanacaksın. | Open Subtitles | وبعد ذلك ستجد ان الفيلم جاء لك بأكثر مما باع الكتاب |
Fakat doğanın bu gücü bizi dünyaya geri döndürmekten... çok daha fazlasını yapmaktadır. | Open Subtitles | لكن هذه القوة من الطبيعة تقوم بأكثر من مجرد جعلنا نعود إلى الأرض. |
İki deniz piyadesi düşmana rehin düşmüştü ve bundan fazlasını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | اختطف الأعداء جنديين من مشاة البحرية ولن أتفوه بأكثر من ذلك. |
Şimdi, anımsayan benlik anımsamaktan başka şeyler de yapar ve hikayeler anlatır. | TED | الآن، تقوم نفسية الذكرى بأكثر من التذكر وإخبار القصص. |
Mitchell, Ben'in babası değil. Bir sperm donöründen fazlası değil. | Open Subtitles | ميتشل ليس والد بين ليس بأكثر مما سيكون بمتبرع نطف |
Beni adamların yanına döndürmek için daha çok dua etmen gerek. | Open Subtitles | وددت أن أقوم بأكثر من الصلوات لتعيدني إلى الرمال بجانب الرجال |
Nasıl? Yerel topluluklarla, onların tarım ve ekonomisine yatırımla, daha dikkatli bir şekilde gözlemleyerek, kanunları daha da sıkı bir şekilde uygulayarak. | TED | كيف؟ بتدخل السكان المحليين، باستثمارهم في فلاحتهم واقتصادهم، بمراقبة أكثر حذرًا، وبتنفيذ القانون بأكثر صرامة. |
# Görünen o ki, bizim şüphelerimizden... # # ...çok daha fazlasıyla, bu işlerin içindeydi. # | Open Subtitles | بكل الأحوال ققد ظهر بأنه متورط بشدة و بأكثر مما كنا نشك |
Bir haftada, çoğu ailenin 20 senede yaşadığından daha çok şey yaşadınız. | Open Subtitles | وقد مررت الأسبوع الماضي بأكثر مما تعيشه معظم العائلات خلال 20 عاماً. |
Aslına bakarsanız, üzerinde düşündüğünüzde, en harika zamanda yaşadığımızı fark edebilirsiniz. | TED | في الواقع، إذا فكرت في ذلك، نمر بأكثر اللحظات جمالا في حياتنا. |
Yaratık tarafından saldırıya uğradı. Muhtemelen sadece dış yaralanmadan fazlasına sebep oldu. Semptomlara baksana. | Open Subtitles | لقد هاجمه الوحش ربما اصابه بأكثر من الرضوض, انظري إلى الأعراض |